Bedenim bir buz kütlesine dönüşmüşken, gözlerim korkudan geceyi gündüze çevirmişken, ayaklarım benden iki beden fazla taşır gibi zorlanırken, benden bir ben yok olurken; ağırlıklarımın artışından nefessizim..-Rabia Eren Eşme
Nefes alıp verirken kalp atışlarımı düzenlemeye çalışıyordum. Bu kadar küçük bir yakınlıktan bile bu hale gelirken ne yapacağımı düşünüyordum. Ben gerçeklerimden kaçıyorken onlar da açığa çıkmak için savaşıyordu. Aramızda olan bu savaşa kim son verecekti?
"Koza?"
Arkamdan gelen sesle yanaklarımda süzülen göz yaşlarımı sildim. Kendime gelip az önce yaşanan saçmalıklara son vermeliydim."Ben iyiyim Buğra Bey. Kusura bakmayın aniden kötü oldum."dedim ona doğru dönerken. Bakışları yine beni esir almıştı.
"Değilsin Koza."dedi bu adama bu kadar merhamet fazlayken. Belki de bu da merhamet değildi yine ben anlamak istediğim gibi anlıyordum.
Belki de bu sefer de bu adamdan kaçıyorsundur?
Sus iç ses, hiç sırası değil.
"Ben işime devam edeyim."
Yanından ayrılıp içeriye doğru ilerlemiştim ama hala kendimde değildim. Kafamı dağıtmalı ve tüm bu düşüncelerimden kurtulmalıydım."Kaçmaya devam diyorsun yani?"dedi arkamdan.
Düşündüm dediğini, devam mıydı?
Ben her zaman kaçmıştım zaten, devamdı.Asla akıllanmayacaksın yani.
Aynen, ben buydum ve gerekirse akıllanmayacaktın.
Ona doğru döndüm, gözleri gözlerimi buldu. Elleri hala hamurken önlüğünün arkasındaki ipler bağlanmamıştı, bağlayamamıştım. Aklıma dakikalar öncesi gelirken bu ayrıntıyı geçtim.
Sert çehresini gölgeleyen uzun kirpikleri vardı ve bakışlarının altında çok fazla anlam vardı.
Ben bu adamı tanıyor muydum bilmiyordum ama bu adamda çok şey vardı."Kaçmadan yaşayamam diyorum yani."diyerek gözlerine son kez bakıp tekrar yoluma devam ettim.
Bu adam farklıydı, bu adamda benden bir parça vardı sanki. Ya da her insanda olması gereken bir şey.
"İyi misin?"diye sordu Melek içeriye girdiğimde.
İyi miydin?
Değildim iç ses, hiç bir zaman olmadım ki.
"İyiyim, sorun yok."dedim yanından ayrılarak. Melek yine bu hallerimi anlayışla karşılayarak işine devam etmişti. Ben ilerlerken arkamdan onun sesini duydum.
"Melek, mutfağa."dedi az önceki sesinden eser kalmamış sert sesiyle.
Melek, mutfağa mı? Melek niye mutfağa?Yarım bıraktığın işi tamamlamak için olmasın mı?
O mu bağlayacaktı ipleri?
E bağlamayanın ipini bağlarlar.
Yeter iç ses, yeter!
Bu düşüncelerden ve yeni hayatıma girmiş olan iç sesten kurtulmak istercesine kendimi sadece işime verdim ya da vermeye çalıştım.
Siparişler birbirini kovalarken gözüm gereksiz yere olduğuna emin bir şekilde mutfağın kapısındaydı. Acaba mutfakta işim yok muydu benim ya?
Sonra pişman olursun ama gittiğine, demedi deme.
Niye ki?
Patronunla en yakın arkadaşını basacaksın çünkü. Daha doğrusu gönlünün patronuyla arkadaşın olduğunu zanneden bir kızı basmış olacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sondan Sonsuza
ChickLitKader ağlarını örmüştü iki günahsız üzerine. Her ikisi de olacaklardan habersiz bulmuşlardı birbirlerinde kendilerini. Kadın cesaretliydi fakat adam farkındaydı, bir kuş kadar çaresiz ve korunaksız olduğunun. Kadın gerçeklerden kaçıyordu ama adam...