Bölüm/8

41 10 0
                                    


Ben aşk nasıl anlatılır bilmem. Ben seni anlatmaya kalkınca, bütün kelimelerimi yitirdiğimi bilirim.
-Rabia Eren Eşme

...

"4 numaralı masaya iki kahve."diye seslendim içeriye. Yine fazlasıyla yoğun bir günde müşterilere yetişme çabasındaydım.

Dün gece saatlerce o sandalyede oturmamın ardından odama geçmiştim ancak uyumak yerine hayallere dalıp gitmiş ve yine sabahlamıştım. Bunu huy edinmeden eski düzenime dönmem gerektiğinin farkındaydım. Ancak eski benden eser kalmamıştı ki eski düzenime döneyim.

"Koza mutfağa yardıma gelir misin?"
Volkan'ın sorusu ile ona dönmüştüm ve başka tercihimin olmadığını bildiğimden başımı sallayarak ardından ilerledim.
Artık bu mutfağa da personel alınmalıydı, ben hepsine koşacak değildim ya. Ben garsondum ama bir patron olmadığım kalmıştı.

Patronun karısı olarak devralırsın koltuğunu sorun etme.

Saçmalama mesain başladı senin yine iç ses.

Mutfağa gitmiştim Volkan'ın yalnız olmadığını gördüm. O'da buradaydı.

Ney ney, Buğra mı? Siz benden habersiz evlendiniz mi doğru söyle!?

Abart iç ses yani! Hem ne alaka?

Sen böyle son hız adama yürürken beklerim yani!

Gerçekten saçmalıyorsun, daha fazla saçmalamadan sus artık.

"Orada beklemek yerine yardım etmeye ne dersin?"diye sordu O.

Olmaz seni ve mükemmel kaslarını ayakta yemekle meşgulde kendileri!

Kriz geçireceğim sayende!

Olur valla belki bu sayede hasteneye gidip sonra evlenirsiniz.

Ya çok yaz dizisi izlemişsin ya da gerçekten şizofrensin.

Aslında bunu kendime demem gerekiyordu, iç ses ile konuşan bendim çünkü.

"Tabi."diyerek yanlarına ilerledim. O tatlı hazırlarken Volkan da bu sefer poğaça açıyordu. Kusura bakma Volkan ama poğaça konusunda O'nun üstüne yoktur!

Hemen de nasıl savunmaya geçiyor. Senin koca sevdanı yesinler.

Teyze rolünden çıkıp susmalısın iç ses, başımı şişirdin.

Her ikisine de yetişmeye çalışarak yardımcı oluyordum ki mutfağın içinde koşuşturmama neden oluyordu.

Volkan artık halime acımış olmalıydı ki bir süre sonra Melek'i de mutfağa çağırmıştı. Zaten mutfakla ilgili çoğu zaman ikimiz oluyorduk, Melek uzun zamandır burada çalıştığı için mutfağa hakimdi ancak benim onun kadar hakim olduğum söylenemezdi. Buna rağmen iki şefe yardım eden ikimiz oluyorduk.

"Melek hazırladığım sosu da ver."demişti o, ben Volkan'a yardım ederken. Normalde, asla iş arkadaşlarım olsun ya da hayatımda herhangi birini asla rakibim olarak görmezken Melek'e karşı olmaması gereken hislere sahiptim. Bu da yine o'nun yüzündendi.

"Orada ki bıçağı alabilir miyim?"
O'nun az önceki sertliğine karşı nazik sesiyle bu soruyu sorunca elimde olmadan ona doğru baktım ki o da bana bakıyordu.
Bana demişti galiba.

Herkese emreden Buğra Göktaş bir sana mı rica eder olmuş?

Deme iç ses, kalbim dayanmaz.

Sondan SonsuzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin