7. Bölüüümmm

7 2 1
                                    

~Jiwoo biraz kalpsiz gibi. (ufak bir spoi)

Jiwoo
Doktorun dediğini duyduğum anda kalbim durdu. Direk Hana'ya baktım. Oda aynı şekilde bana bakıyordu. Kendimi durduramadan hüngür hüngür ağlamaya başladım.

İsteyerek olmayan birşeydi ve şimdi Hana ve çocuğumuzun yükü bana kalmıştı. Buna hazır değildim. Akıl alabileceğim hiç kimse yoktu.

Doktor "Ben gideyim en iyisi" diyip gitti.

"Oha bee kaderde bu yaşta dayı olmakta varmıışş. Eee düğün ne zaman" Ne saçmalıyosun sen. Bu çocuk doğmicak ve bizde evlenmicez. Hana, "Jiwoo asıl sen saçmalıyosun nasıl, nasıl küçücük bir çocuğu öldürmeyi düşünürsün. Gerçekten kalpsizmişsin" dedi.

Evet öyleyim. Bu çocuğun benden olduğu bile kesin değil. Belkide başkalarına kendini siktirip benimle evlenmeye çalışıyorsun. Nerden bilicem?

Hana o halde bir anda ayağa fırladı. Bağırarak: Yeter Jiwoo yeter. Bende bu yaşta bir çocuk doğurmak istemem değil mi?? Neden bunu yapiyim kendime?? En azından senin gibi cani değilim. Bana acımıyorsun mağdem karnımdaki çocuğa acı dicem ama sen o çocuğun kendinden olduğuna bile inanmicak kadar zavallısın. Sen kimsinde senin peşinden koşucam. Aşık olduğum kadın ve çocuğumun annesinden başka neyimsin benim?? Bu hayatta ne gibi başarın var??

Söyledikleri doğruydu ama o an sinirden çıldırdım masanın üstünde olan vazoyu yere fırlattım. "Jiwoo yeter artık siktir git burdan ablama zarardan başka birşey vermiyorsun" Bencede gitmeliyim kendine iyi bak Hana.

Tam çıkarken kolumdan tuttu. Gözleri dolmuş hatta bir kaç damla düşmüştü. "Bana bak bu çocuğu doğuracağım ve sana asla yüzünü bile göstermeyeceğim"

Bunu yapmak yerine aldır. Kendi hayatınıda mahfetme çünkü bu oyunlarla beni kendine çekemezsin Hana. Elinden kurtulup odadan çıktım. Gözyaşlarıma hakim olamadım. Bir anda dizlerimin üstüne düştüm. Bir hemşire yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu. Hemşire erkekti ve çok çekiciydi. İlgisini çekmek için: Hayır çok kötüyüm dedim.

Beni kucağına alıp bir odaya götürdü. Yatağa uzandım. Tansiyonumu ölçüp atıştırmalık bir kaç şey getirdi. İlgimi çok çekmişti. Sarışın mavi gözlü uzun boyluydu. "Tansiyonunuz biraz düşmüş Bayan Jiwoo ama çok büyük birşey değil. Siz bekleyin gelicem hemen"

Odadan gitti. 5 dk sonra ben ayağa kalkıp banyoya doğru hareket ettim. Bayılacak gibi oldum. Gözümün önü karardı. Tam düşecekken kapı açıldı ve adını bilmediğim o hemşire beni belimden yakalayıp kendine çekti. "Sana hareket etme demeyi unuttum mu yoksa"

Evet öyle oldu galiba. Cümlem bittiği gibi öpüşmeye başladık. Beni duvara yaslamıştı. Delicesine öpüşüyorduk ardından yatağa doğru hareket ettik. Kapıyı kitlemeyi unutmuştuk. Odaya bir anda birisi girdi. Giren kişi Hana'ydı.

~Amk sizde hastanede kapıyı kitlemeden neler yapıyonuz.

Hana
Jiwoo'nun yanına gittim. Ve o adamla gereksiz bir yakınlığı olduğunu gördüm. Kalbim acımıştı. O adam bir tokat yapıştırdım. Hemen odadan çıktı.

-Jiwoo artık miğdem bulanıyor.
"Düşündüğün gibi birşey yok"
-Tam da düşündüğüm gibi herşey. Bu çocuğu asla haketmiyorsun.

Odadan hemen çıktım. Şoförüm gelmişti. Hemen arabaya bindim. Jiwoo arkamdan gelmeye çalıştı ama yetişemedi. Arabada ağlamaya devam ediyordum. Eve geldiğimde kapıyı Adel'in açması gerekirken aşcı açmıştı.

-Adel nerde?
"Joon diye bir beyfendi geldi. Noah ve sizin bir arkadaşınızmış. Onunla ilgileniyordu."
-Sağoll.

Kendisi yetmiyormuş gibi birde abisimi sardı peşimizde abisimi var. Salona doğru ilerledim. Adel ile gülüşüyorlardı. Beni gördüğü an somurtmaya başladı.

-Ne işin var burda? Kardeşinin yanında olman gerekmez mi?

"Asıl senin kardeşin nerde? Seninle işim yok bana Noah lazım."

-Şansa bakki benimde seninle işim var.

"Ne saçmalıyosun sen. Söyle ne diceksen uzatma"

-Hamileyim.

"NE KİMDEN"

-Bu kadarda salak değilsin diye düşünmüştüm. Sence?

Kafasını yere eğerek: "Jiwoo'dan mı?" dedi. Evet anlamında kafamı salladım.

"Haberi var mı?"

-Evet beraber öğrendik hatta. Ama 10 dk sonra onu başka bir adamla öpüşürken gördüm.

"Buna sen bile inanmadın bence. Jiwoo öyle birşey yapmaz."

-Yaptı Joon yaptı. Bende inanamıyorum ama gözlerimle gördüm.

Hafif gerileyince Joon ayağa kalkıp beni tuttu.

"İyi misin?"

-Hayır.
Joon'a sarılıp başımı omzuna koydum. Bu arkadaşca bir sarılmaydı ve oda biliyordu. Kendimi tutamadım ağlamaya başladım. Bir anda Noah salona geldi.

"Noluyo be burda."
"Birşey olduğu yok. Ablana zor zamanında destek oluyorum."
"Aynı desteği keşke banada göstersen"
"Yok, o işlerle Park Lily ilgileniyo"

Noah bir anda tokadı bastı Joon'a. Artık herkesin kalbinde bir kırıklık vardı. Noah bana baktı. Sende nasıl bu adamla bu kadar yakın olabiliyorsun.

-Bu adam dediğin kişi kardeşim ve aşık olduğum kadından çok benimle ilgilendi. İkimizde birbirimize karşı birşey hissetmiyoruz. Çünkü sizin gibi kaba zihniyetli insanlar değiliz.

"Joon odama çıkalım orda konuşacağız."

"Gelmiyorum. Herşey bitti uğraşma artık"

"Buraya sırf Hana için mi geldin?"

"Hayır senin için. Sana karşı artık birşey hissetmiyorum. Bu kalp varya artık kimse için değil kendim için atıyor. Kimseye güvenim kalmadı. Şirketten ayrılmam merak etme. Saçma sapan çocuk şeyleri için iş hayatımı bozamam. Ama şunu bilki sana karşı hiçbirşey hissetmicem, seninle bir ilişkiye girmicem, ve seninle asla evlenmicem. Sen karakter yoksunu bir orospusun. Erkeğin orospusu olur mu diye çok düşünürdüm. Ama olduğunu kanıtladın. Bay Jeon görüşmemek üzere"

Noah belli etmesede ağlamak üzereydi. Joon gitmek için hareket edince kolundan tuttu. "Peki hayatına başka birinimi alıcaksın"

"Bilmem belki öyle yaparım."

Joon çekip gitti. Noah ağlıyordu. Odasına çıkmak için merdivenlere yöneldi. Artık koşmaya gücüm yoktu ama peşinden gittim. Merdivenlerin yarısındayken durdurdum.

-Bir dur beni dinle.

"Ne var. İş hayatımı bok ettiğin yetmezmiş gibi aşk hayatımıda mahfettin."

-Ben naptım?? Kendi hataların yüzünden oldu bunlar.

"Joon sana aşık farkında değil misin?"

-Öyle birşey yok kendini kandırma.

Bağırmaya başladı:

"SUS SUS HAYATIMI MAHFETTİN SENDEN KURTULMAK İSTİYORUM SEN OKUL İÇİN ÜLKE DEĞİŞTİRDİĞİNDE NE KADARDA RAHATTIM NEDEN BURDASIN HE SÖYLESENE NEDEN "

Sözleri bittiği gibi beni ittirdi. Gene merdivenlerden düşmüştüm. Merdivenler çok yoktu ama karnımdan çok fena kan akıyordu. Yine hastaneye gittik. Bu seferde ölmedim. Ama benden bir parça öldü...

●Ya bu Hana'yada yazık. Kız kaç kere merdivenlerden düştü yetmedi hamile kaldı şimdide düşük yaptıı. Yeni bölüümm en kısa zamandaa. *yarın belki 4 bölüm. Ard arda gelir bilemeyizzz.

The Coincidence LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin