15. Bölüümmm

7 2 1
                                    

~~~~~

İsa
Jin silahı bırakmıştı. Gözlerimi açtığımda Jin çığlık çığlığa bağırıyordu. "Ambulansı arayın lütfen ambulansı arayın."

O anın şokuyla donup kalmıştım Hana beni kolumdan tutup dışarı çıkarttı. Polisi ve ambulansı aradık. Yih-yun'u eşim alıp eve döndü. Polis geldiğinde ikimizi de sorguya aldı. Jin karnından vurulmuştu. Ambulans geç kaldığı içinde durumu daha da ağırlaşmış. Polis silahı alıp detaylı inceledi. Ama benim parmak izim tetikte olmadığı için beni serbest bıraktılar.

Tam arabaya binicekken Hana kolumdan tuttu. "İsa, bugün bana yardım ettiğin gibi hep yardım eder misin?"

-Hangi konuda?

Göz devirerek "Ne hakkında olduğunu biliyorsun"

-Hayır bilmiyorum. Jiwoo için falansa kendini hiç yorma. Asla sana yardım etmem.

"Herkes böyle hatalar yapabilir bir kere oldu diye ne bu abartı?"

-Sana göre yaptığın normal değil mi?

"Evet"

Telefonum çaldı ve arayan kişi Kelvindi. Tanıştıriyim kendisi eşim olur. Telefonu açıp Hana'nın yanından uzaklaştım.


Jiwoo

Bugün kızların okulunda veli toplantısı vardı. Kızları evde bıraktım çünkü Hana toplantıya gelip kızları alabilirdi. Okulun önüne geldiğimde kimle karşılaşayım tabiki de Noah ve Lily ile. Beni gördüklerinde Noah hafifçe gülümsedi. Göz devirdim. İçeri doğru yönelmiştim ki Hana kolumdan kavradı.

-Ne var? Niye hala burdasın? Sevgilinle gitseydin ya?

Cümlem bitmeden ağzımı kapattı.

"Birileri duyucak"

-Bundan mı korkuyorsun gerçekten?

Gözleri pişman bir şekilde bana bakıyordu. Daha sonra bakışları başka tarafa yöneldi. Kafamı çevirip baktığı yöne doğruldum. Noah ve Lily bize bakıyordu.

"Gidelim Jiwoo"

-Hayır.

"Ne yüzle burda olurlar? Onları görmeni istemiyorum benimle gel."

-Vayy demek beni koruyasın tuttu. Burda olduklarını biliyorum. Bu ilk karşılaşmamız değil.

"Neden söylemedin?"

-Gördüğüm gün beni terk ettiğin için olabilir mi?

"Ne dediler sana?"

-Noah bana, sana güvenmemem gerektiğini hatta beni terk edebileceğini söyledi. Haklıymışta biliyor musun bunu aynı gün doğruladın.

"Özür dilerim"

-Özürle geçicek bir şey değil bu

"Onun için değil, şimdi yapıcaklarım için"

Hana birden belimden kavrayıp dudaklarıma yapıştı. Onu ne kadar istemesemde bedeni bana çok iyi geliyordu. 20 saniye sonra geri çekildi.

"Bunun için özür dilerim"

-Bir daha böyle bişe yapma

"Neden, hoşuna gitmedimi?"

-Hayır artık homoseksüel değilim.

"Ne"

-Şaşırdın mı? Sen değil miydin başka bir adama aşık olduğunu söyleyip beni ve kızlarımı bırakıp giden?

"Pişmanım"

-Umrum da değil. Affetsem bile seninle ayrılıcam. Hoşlanmadığım bir kadınla evli kalamam.

"Jiwoo bana bunu yapma sensiz yaşayamam"

-Aynı şeyleri o akşam bende sana söyledim. Dinledin mi? Hayır. Umursadın mı? Hayır. Niye seni düşünerek hareket edeyim ki.

Arkamı döndüm kolumdan tutmaya çalıştı.

-Seni istemiyorum Hana. Miğdemi bulandırıyorsun. Beni ve kızlarımı rahat bırak.

Hana

O günden sonra bir daha Jiwoo ile yan yana gelmedik. Boşanma davası açtı ve ayrıldık. Kızlarını aldı ve Kore'den gitti. Kızlarımı bana bir daha göstermiceğini ve beni özlemiceklerini benim yerimede onlara bakıcağını söyledi. O gün onu son görüşüm, son öpüşüm, son sarılışım olcağını bilseydim asla bırakmazdım. Yaptıklarımın hepsi benim saçmalıklarımdan ibaretti. O bensiz yaşayabilir çünkü yanında olan 2 tane kızı var. Yuna bana benziyor. Beni unutması imkansız. Unutsa bile her zaman Yuna'ya baktığında beni hatırlicak.

Ama ben ona olan özlemimi yatıştıramicam...

YIL 2040

Hana

Jiwoo ve kızlarımsız geçirdiğim 10. yıl. Onları ne kadar bulmaya çalışsamda asla ulaşamadım. Kızlar artık 17 yaşındalar. Jiwoo ise 40 yaşında hatta dün doğum günüydü. Çok merak ediyorum kızlarım nasıl biri oldular. Jiwoo'nun hayatında birisi var mı? En önemlisi yaşıyorlar mı??

Onları ararken bir sürü ülke gezdim şuan ise Los Angeles'dayım. Burda Korelilere karşı çok fazla bir zorbalık var. Umarım kızlarımı böyle bir Ülkede büyütmemiştir.

Sokakta dolaşırken kendime bir kahve aldım. Önüne bakmayan bir kız bana çarptı ve kahvem döküldü.

"Çok özür dilerim hanımefendi, sizi göremedim benim hatam size yeni bir kahve almamı istermisiniz?"

Bu yüz bir yerden çok tanıdıktı. Gençliğime benziyordu.

-Sorun yok.

Başını sallayıp yanımdan hızlıca uzaklaştı.

-Heyy bakarmısın bi.

"Buyrun ne olmuştu?"

-Adın ne?

"Yuna, bir sorun mu var acaba?"

-Ha-hayır. Seninle biraz konuşabilir miyiz?

"Noluyo burda"

Çok tanıdık bir ses. Arkamı dönüp baktığımda o kişi Jiwoo'ydu. Bana baka kaldı.

"Anne bu hanımefendiyle tanışıyormusunuz?"

-Evet

"Hayır. Yuna baban bizi bekliyor gitmeliyiz."

Yuna'nın kolundan tutup koştular. Kızımı bulmuşken tekrardan kaybedemem...


KISA BİR BÖLÜM OLDU BİLİYORUMM AMA BENCE İDARE EDEBİLİRSİNİZZZ


The Coincidence LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin