8. Bölüümmm

7 3 0
                                    

●Sınav haftası geliyor. Pek aktif olamayabilirim bu yüzden oldukça çok bölüm biriktirmek istiyorumm.

Noah
Anlık bir refleksle Hana'yı ittirdim. Sesleri duyan Adel koşarak merdivenin başına geldi. İlk önce Hana'ya sonra bana baktı.

"Ne yaptınız efendim??" diyip ağlamaya başladı. Ben bile ağlamazken o neden ağlıyordu??

"Hana'ya birşey olursa ben naparım. Onun çocukluğunda bile ben yanındaydım. Annenizle babanız onu bana emanet etti." diyerek ağlamaya devam etti.

-Ağlicağına ambulansı arasan daha mantıklı olur bence.

Bir an durdu. Sonrasında koşarak mutfağa gitti. Ambulansı aradı. Ben merdivenlerden indim. Nabzı atıyordu. Ama karnından çok fazla kan geliyordu ve buda demek oluyor ki ben galiba yiğenimi öldürdüm.

Ambulans geldi. Tekrardan hastaneye gittik. Bu sefer durum ciddiydi. Hana'nın sağ kolu ve sağ bacağı kırılmıştı. Aynı zaman da ise bebeğini kaybetmişti. Belki kırıklarını önemsemez ama bebeğinin ölmesi onun mahfedicek. Beni artık affetmez. Hana kendine geldiğinde herşeyi açıklicak. Ve beni kesinlikle hepse attırıcak napıcam ben.

Hana
Gözümü açtığımda Noah ve Karina'nın konuşmalarını duydum.
"Hana'nın durumu biraz kötü sağ kolunu ve sağ bacağı kırılmış. Ve aynı zamanda ise bebeğini kaybetmiş. Bir ameliyat olması gerek. Bebeğin cesedini almamız için"

Bir anda ayağa kalkmaya çalıştım ama yapamadım. Bana döndüler.

-Noldu bebeğime noldu öldü mü?? Hayır hayır olamaz değil mi? Şaka yapıyosunuz değil mi??

Ağlamaya başladım. Noah'da ağlıyordu.

-Ne ağlıyosun Allah'ın belası senin yüzünden oldu. Ne ağlıyosun. Senden nefret ediyordum. Siktir git gözüm görmesin seni siktir gitt.

Baya fazla bağırmıştım. Noah ağlayarak odadan çıktı. Doktorlar sakinleştirici iğne yaptılar.

"Hana sakin ol. Durumun iyi kolun ve bacağın kırık fakat çok ciddi değil 1 hafta içinde düzelir"

-Sizce söz konusu bacağım veya kolum mu? Bebeğim öldü benim bebeğim.

"Biliyorum çok kötü bir durum"

-Bilmiyosunuz, siz hiç birşeyi bilmiyosunuz. Benim ne acılar çektiğimi, kalbimin sızladığını bilmiyosunuz.

"Biliyorum Hana Hanım biliyorum. Bende çocuğumu kaybettim. Üstelik doğum sırasında. Bilirim bunun acısını"

-Şimdi nolucak, nasıl alışacağım buna?

"Bilmiyorum, çünkü bende yıllar geçmesine rağmen alışamadım. Ama bir süre sonra biraz unutuyorsun"

-En azından dürüstsünüz. Sizden birşey isteyebilir miyim?

"Tabiki de."

-Telefonumu verebilir misiniz?

"Tabiki de. Sen dinlen. Bir şeye ihtiyacın olursa haber verirsin"

~

Jiwoo
Çok pişmanım. Salak gibi o adamla nasıl öpüştüm. Şimdi Hana kim bilir napıyor. Ben en iyisi İsa'nın yanına gitmek.

(Jiwoo'nun en yakın kız arkadaşı)

Kapıyı çaldım. Hemen açtı. Ağlayarak boynuna sarıldım.

"Noldu benim bebeğime. Gene kim üzdü"

-Çok kötü durumdayım İsa. Beni bir tek sen anlarsın.

"Gel içeri geçelim. Herşeyi anlat"

The Coincidence LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin