10. Bölüümmm

6 1 4
                                    

☆Bu bölümü yapabildiğim kadar uzun yapmaya çalışıcaamm

Jiwoo
Sabah uyandığımızda ikimizde çok yorgunduk. Hana benden önce uyanmış beni izliyordu. Uyandığımı görünce dudaklarıma öpücük kondurdu. "Jiwoo, Noah artık başka bir evde yaşicakmış. Taşınıcak en kısa zamanda. Sen de artık benimle mi yaşasan?"

-Bilmiyorum Hana, Joon izin vermeye bilir.

"Joon'la aranız iyi mi?"

-Aslında çok iyi değil. Balo gününden beri sadece 2-3 kere konuştuk.

"Sen yinede sor olur mu? Ne olursa olsun abin."

-Noah senin kardeşin değil mi? Sen niye ona iyi davran mıyorsun?

"O kardeşliği hakketmiyor da o yüzden. Sen belkide bu yaşına kadar sadece 2-3 kere hata yaptın. Onun hatasız 1 haftası bile olmadı Jiwoo"

Yataktan kalktı ve sabahlığını giyip banyoya gitti. Üstümü giyinip aşağa kata indim. Zil çalmıştı kapıya yakınım diye ben açtım. Kapıyı açtığım gibi Joon ile yüz yüze geldik. Benim burda kaldığımı biliyordu ama nedense kendimi garip hissettim.

-Neden geldin abi? Birşey mi oldu?

"Birşey mi olması gerek?"

-Niye geldin o zaman. Normalde gelmezsin biliyorum.

Joon'nun arkasından Noah geldi.

-Joon ile size bir haberimiz Jiwoo.

Hana merdivenlerden aşağı indi. Kapıya geldiğinde Noah'yı gördüğü gibi yüzü düştü.

"Ne işiniz var be burda."

-Haberleri varmış bize. Neyse kapıda durmayın geçin içeri.

İçeri doğru yöneldiler. İkiside koltuğa oturdu. Bende yanlarına geçip oturdum fakat Hana ayakta bizi izliyordu.

"Ne söylicekseniz söyleyin hadi"

Joon derin bir nefes aldı ve gözleri dolmuştu. Noah bu durumu fark edip Joon'nun koluna yaslandı.

Hana göz devirip: "Nolduğunu söylermisiniz artık bu kadar dram fazla."

Noah konuşmaya başladı. "Biz Joon ile evleniyoruz"

Hana ile aynı anda tepki verdik. "NE"

"Herşey duyduğunuz gibi. Birbirimizi seviyoruz hatta birlikte bile olduk. Onun için canımdan bile vazgeçerim."

"Noah bu saçmalıktan başka birşey değil farkında değil misin?"

"Aşık olmak mı saçmalık? Ayrıca bunu senin söylemen çok saçma Hana"

-Siz zaten karar verdiyseniz bizim yapabileceğimiz birşey yok. Karışamayız size.

"Benim asıl istediğim şey..." bir anda sustu ve devamını getiremedi.

"Asıl istediğin şey ne?" Hana zorlayınca Joon ortaya atladı. "Hana senin yardımına ihtiyacımız var. Düğün masrafları için yeterli paramız yok. Bize bir miktar para versen veya bir kaç şeyi hazırlasan bize yeter."

"Benden sakın öyle bişe beklemeyin. O hain için kılımı bile kımıldatmam."

Hana
Birşeyler söylemeye başladı Noah. Ben onu hiç umursamadan mutfağa yöneldim. Peşimden geldi. "Abla böyle yapma çok pişmanım anlamıyo musun? " olmayan birşeyi nasıl anlayabilirim?

"Abla özür dilerim, binlerce kez özür dilerim. O an bana karşı ağır konuştun ve ben buna alışık değildim ve hâlâ da değilim."

Su içiyordum duraksadım. "Sen küçük bir erkek çocuğundan başka birşey değilsin Noah. Evlilik sana göre birşey değil. Biliyorum beceremiceksin. Bir anlık hevesle yaptığın şeylerden pişman olucaksın ve en sonunda Joon'u kaybediceksin. Çocuğun duygularına yazık."

The Coincidence LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin