4) İNATLAŞMA

63 6 1
                                    

Yine o lanet alarm sesini duyarak ayağa kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkarak odama geçtim.

Hemen okul formasını giyinip birazda makyaj yaparak aşağı indim. Saçlarımı serbest bırakmıştım. Ağzıma bir iki şey atıp annemi öpüp çıktım.

Cansu dün numarasını vermişti onunla anlaşıp alt sokakta buluşalım demişti.
Hemen oraya gidip Cansuyu bekledim. Onu gördüğüm de koşarak gelip bana sarıldı bende gülerek ona sarılmıştım

Okula güle oynaya gitmiştik Cansu yolda izlediği film hakkında konuşuyordu.
Ve delice aşık olduğu film karekterleri anlatıyordu.
Anlatırken gözlerinin nasıl parladığını gördüm. Anlata anlata okula gelmiştik.

İlk ders beden olduğu için beden odasına gidip, spor kıyafetlerimizi giyindikten sonra spor salonuna geçtik.

Erkekler basketbol oynuyorlardı bizde voleybol oynamaya karar verdik. Kızlarla takım kurup oynamaya başlamıştık, çok yorulduğumuz için oturaklara doğru gidiyorduk. Tam gideceğimiz sırada kafama basketbol topuyla yere düştüm. Kafama bir iki kez yokladım. Beynim burnumdan akıyordu resmen.

Bana vuran kişiye baktığımda Uras denen uyuz bana gülerek geldiğini gördüm, sinirle kalkıp ona tokat attım.
Ama atmamla çok pişman oldum çünkü öyle bir bakıyordu ki korkudan geri geri gittim. Hak etmişti hala canım acıyordu resmen.

Bir hışımla kolumu tutup beni dışarı çıkardı, beni öyle bir yere fırlattı ki kolumu yere sürttüm. Onun acısıyla bir inilti çıktı ağzımdan.

Üstüme yürüyüp çenemi kavrayarak sıktı başladı. "Seni gebertirim lan! Bana nasıl vurmaya kalkışırsın he?" diye bağırdı.
Korkudan yerimden sıçradım.

Saçıma asılıp çakmağı çıkardığında korkudan ona vurmaya başladım. "N..ne yapıyorsun bırak şunu."

Lanet olsun o kadar güçlü ki vuruşum ona sinek ısırığı gibi geldiğine eminim çakmağı saçlarıma doğru getireceği sırada biri onun kolunu tuttu.

Bu Uras'ın yanında ki çocuklardan biriydi. Emirdi bu, Cansu sinirle anlattığı çocuktu.

"Uras sakin ol abi yeni gelmiş bilmiyor seni, bu sefer affet anlamıştır hatasını" demişti Uras'a.

Ben korkudan tir tir titriyordum gözlerim artık sulanmaya başlamıştı.
Saçımı sert bir şekilde bırakıp, parmağını bana doğru uzatıp, "bir daha bana karşı gelirsen o saçlarını hepsini yakarım anladın mı" diye bağırdı.

Korkudan başımı salladım.
"Güzel" diyip Emir ile gitmişti.
Ben ise korkudan ağlıyordum. Cansu yanıma gelip "iyi misin?" demişti.

Bense ağlayarak başımı salladım. Beni lavaboya götürüp, elimi yüzümü yıkadım. Bu halde derslere girmek istemiyordum, toparlanıp eve gideceğim sırada o çocuğu, Urası gördüm, ona pis pis bakıp okuldan çıktım. Kolum yanıyordu, çok kötü sürtmüştüm.

Telefonum çalınca telefonuma baktım.
Burada bir arkadaşım vardı. Buraya geldiğimde hemen buluşalım demişti bana, fakat zamanım olmadığı için buluşamamıştık.

Telefonumu hemen açtım, fakat açar açmaz "Masallll!" diye bağırdığı için telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.

Adı Tuanaydı benden 1 yaş büyüktü ve aşırı eğlenceli bir kızdı. Onun yanında gülmemek mümkün değildi.

Tuana, "Aşk olsun gezicez gezicez dedin aramadın bidaha." dedi.
"Ya çok çok özür dilerim, biliyorsun yeni taşındım, o yüzden vaktim hiç olmadı ama istersen bu akşam buluşabiliriz." dedim. Her ne kadar keyfim olmasa da Tuana benim için önemli biriydi onu kırmak istemezdim. Biraz da kendime gelmek amaçlı demiştim.

"Olur. O zaman akşam yanına gelip ordan gideriz. Bu akşam bir arkadaşımım doğum günü hem onun evine gideriz." dedi.

Kabul edip telefonu kapattım. Hızlı bir şekilde eve gittim.

Sıcak bir duş alıp yatağa uzandım. Tuana gelene kadar bir film açıp izlemeye başladım.

Annem 1 haftalığına arkadaşları ile tatile gitmişti. Babam ise iş için İzmir'e gitmişti. Maalesef evde tekdim.
O yüzden Tuananın bende kalmasını söyleyebilirdim.

İki saat sonra Tuana bize geldi, hemen kıyafetlerimizi seçtik. Ben kırmızı bir elbise seçerken Tuana siyah seçmisti.
Biraz kısa ve abartılıydı ama Tuana zorla giyin dediği için kırmadım.

Tuana 18 yaşında olduğu için araba sürebiliyordu. Hemen arabaya binip Parti'nin olduğu tarafa doğru gittik. Ben araba maalesef sürmediğim için çoğunlukla babamın benim için tuttuğu korumalarla gitmek zorunda kalırdım. Bu durum beni sinir ediyordu çünkü nereye gitsem korumalar hep babamı arayıp bilgilendirirdi.

Parti alanına geldiğimiz de kapıda bizi bir çocuk karşıladı. Tuana ona sarılırken bende el sıkıştım.

Tuana "ee doğum günü çocuğu naber" dedi.
Demekki doğum günü çocuğu buydu.
Fena değildi aslında.
Tuana beni göstererek  "bu en yakın dostum, kardeşim Masal" demişti. Ona tatlı bir gülümse yollayıp çocuğa döndüm.

"Memnun oldum" dedi doğum günü çocuğu.
"Bende." dedim. Tuana "buda Yağız" dedi.
Tanışma Faslı bittikten sonra içeceklerin yanına giderek bir meyve suyu aldım.

İçkiyle asla aram yoktu, daha doğrusu babamda izin vermezdi, bende sevmediğim için içme gibi bir eylemde bulunmadım.

Parti çok güzel ilerliyordu. Yağızla baya sohbet ettik. Sempatik bir çocuktu. 12'ye kadar dans edip durduk. Çok yorulduğumuz icin eve gitmeye karar verdik. Yolda Tuanaya "bende kal bu gece, annemle babam yok hem, tek de kalmak istemiyorum" dedim.

Tuana da severek kabul etti.
Makyajımızı temizledikten sonra pijamalarımızı giyinip hemen yattık.

Biliyorum biraz uzattığımı ama aklıma pek bişey gelmiyor.

Ama sonlara doğru güzel şeyler olucagina emin olabilirsiniz.

Boll bol yorum lütfen...

Benimle kaybolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin