5) ESİR

50 5 1
                                        

Sabah kalktığımda Tuana hala yatıyordu onu uyandırmadan banyoya gittim, ihtiyaçlarımı yaptıktan sonra odaya girip okul formasını giyindim.

Biraz makyaj yapıp saçlarımı serbest bıraktım, saçlarım düz olduğu için düzleştirmeme gerek kalmıyordu.

Hemen ayakkabılarımı giyinip çıkacağım sırada Suna abla elinde tostla yanıma geldi.
Suna abla 10 yıldır çalışanımızdı ve evden biri haline gelmişti ama hiçbir zaman çalışan gözü ile bakmadım ikinci annem gibiydi.

"Hicbir şey yemedin kuzum, al bunu yolda yersin" dedi.
Tostu aldım. Yanağından öpüp teşekkür ederek çıktım.

Cansuyla her zaman buluştuğumuz yere doğru ilerliyordum.

Fakat bir kızın çığlığını duyduğum da duraksadım.
Bir bodrum katı gibi bir yerden kız çığlıkları geliyordu.
Kapı aralıklıydı, ses çıkarmadan kapı arasından baktığımda gözlerime inanamadım. O buradaydı; Uras.

Bir kızın saçına yapışmış çakmağını yakmış kızın saçına doğru tutuyordu.
Bişeyler yapmam gerekti yoksa kıza kalıcı bir zarar vericekti.

Biraz ses çıkarıp hemen oradan uzaklaştım.
Uras kapıyı biraz aralayıp etrafına baktı, kimse olmayınca kapıyı kapattı. Lanet olsun iğrenç biriydi bu.

Araba arkasına saklanarak polisi aradım yolun tarifini verip bekledim.
Polisler gelmişti bodruma girdiklerinde içerden sadece kızı aldılar ama Uras yoktu.

Kaçmıştı uyuz...

Orada daha fazla oyalanmadan Cansunun yanına gittim.

Beni gördüğünde hemen bana koşarak sarıldı.
Sonra neden geç kaldığım için sorguladı.
Bende yolda bir teyze  bana yardım et  dediği için evine kadar poşetlerini bıraktığım için  geciktim demiştim. Kimseye bu konuyu şuan için açmak istemiyordum.

Oda başıyla onaylayarak koluma girip okula doğru ilerledik.
Yolda yine izlediği filmi anlatıyordu.
Anlatırken gözleri parlıyordu.

Deliydi bu kız ama seviyordum.
Sınıfa doğru ilerliyorduk fakat Urası görünce durdum. Nasıl bu kadar rahattı ve nasıl kaçmıştı.

Bu uyuzun ne işi vardı burada, oda bana bakınca direk bakışlarımı kaçırıp sınıfa geçtim.

...

Ders zili çalmıştı, bugün  3 dersimiz boş diye erken çıkmıştık.

Cansuyla kafeye gidelim demiştik.
Okuldan çıkacağımız sırada Uras önümü kesti ve kolumu tutup çekiştirerek götürüyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun bırak kolumu"
Duymamazlıktan geliyordu aptal.
Cansu arkamdan geliyordu fakat Uras'ın arkadaşlarından biri onu tutuyordu. Tutan kişi Emir olduğunu gördüm. Bu iyi bir çocuğa benziyordu halbuki.

Cansu öyle bir çemkiriyorduki benim bile kulaklarım ağrımıştı.

Uras beni zorla arabaya bindirip kapıyı kilitlemişti.

Oda bindiği anda hemen çıkacaktım fakat kolumu tutarak beni çekti ve bana tokat attı.

Tokat atmasıyla başım yan tarafa düştü onun şaşkınlığı ile dururken bir anda çenemi tutarak ona bakmamı sağladı.

"Sendin dimi beni polise şikayet eden küçük şeytan"

Lanet olsun benim olduğumu nerden anlamıştı ki? Hiçbir şey demeden korkarak ona bakıyordum.

"Ne oldu küçük dilini mi yuttun"

Korkudan gözlerim dolmuştu. Ama bir sinirle cenemdeki elini cimcikledim.
Tırnaklarım uzun olduğu için hemen elini çekip küfür etmişti.

Ayı bide küfür ediyor, çenemi hissetmiyordum resmen.

Bir anda arabayı çalıştırdı, öyle bir hızlı sürüyordu ki midem çalkalandı resmen.
Hemen emniyet kemerini taktım. "Delirdin mi? Yavaş sur ölücegiz yoksa."
Dediğim şeyi bile takmadı.
Yol boyunca nereye götürüyorsun beni dedim fakat hiçbir şey demedi.
Yüzüncü kez sorduğumda bıçak çıkarıp bana doğrulttu.

"Bir kez daha konuşursan o dilini kesip sana yediririm" dedi.

Yapardı bu uyuz o yüzden sustum.
Yarım saat sonra beni bir eve getirdi. İyi de benim ne işim vardı burda.

Arabadan çıktığında benim tarafa gelip kapımı açtı.
Kolumu tutarak beni resmen sürükledi.

Kapıyı açıp beni merdivenlerden sürükleyerek aşağıya indirdi.
Burası böcek doluydu. Girmemek için direndim bağırdım ama dinlemedi.

Beni yere fırlatıp gitti. Kapıyı da kilitlemişti. Korkudan ağlıyordum.
Telefonumun cebimde olduğunu farkedince hemen telefonumu çıkarıp polisi arıcayacaktım fakat bir anda kapı açılınca telefonumu cebime soktum.

Bana doğru gelip saçımı tuttu ve " bir hafta misafirsin burada keyfini çıkar" deyip sırıttı.

"Ben yapmadım diyorum neden anlamıyorsun, uyuz musun sen yaa bırak beni annem babam farkedince görürsün" dedim.

Öyle bir güldü ki sinirlerim altüst olmuştu.

"Öğrenmiyeceğimi mi sandın seni küçük şeytan"

Sanmıştım...

"1 hafta burdasın, ben istemediğim sürece buradan çıkamazsın"

Sinirden bağırdım, saçlarımı sert bir şekilde bırakıp çıkacağı sırada telefonum çalmıştı.

Allah kahretsin telefonum giderse asla çıkamam buradan.

Bir anda durarak bana döndü, sırıtarak bana doğru gelmeye başladı.
Geri geri gitmeye başladım fakat duvara çarptım.

Direk telefonumu almaya çalıştı hemen kolunu ısırıp kaçmaya çalıştım fakat hemen arkamdan gelip saçlarıma yapıştı,  telefonumu alarak bana tokat attı ve gitti.

Canımın yanmasıyla ağlamaya başladım.
Kolumu sürtmüştüm. Bağırıp çağırdım ama gelmedi.
Böcek fobim vardı.
Yakaşık 2 saat geçirdim, ağlamaktan halsiz düşmüştüm.
Sabahtan beri sadece tostla durduğum için de başım dönüyordu.

Daha fazla dayanamadım ve yere düştüm.
Yavaş yavaş bilincim kapanmaya başladı.
Ve gözlerim kapandı...

Bol bol yorummm...

Benimle kaybolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin