Tatil

555 24 0
                                    

Haftanın ilerleyen günlerinde Eleanor uzun çalışma saatlerine devam etmişti. Bütün hafta az uyuyup çok çalışmış, bitkinlikten neredeyse bitap düşücek gibiydi. Ara ara Charles ile konuşmaya devam ettiler.  Ama ikiside yoğun bir tempodaydı. Eleanor hala Charles'ın ne işle meşgul olduğunu bilmiyordu ama Monako'da yaşayan çoğu kişinin zengin olduğunu düşününce muhtemelen bir iş adamıdır diye tahminde bulundu.

Cuma günü ofisle birlikte hazırladıkları oyunun demosu şirketinin yöneticilerine ve hissedarlarına sunulcaktı ve sunucak kişi oydu. Her şey yolunda gibiydi. Mekanikler, grafikler, sesler.. Demo sunumu bittikten sonra birkaç haftalığına izin istemeyi düşüyordu. Bunu haketmişti. Bir yıldır İtalya'yı görmemişti ve çok özlemişti. Akdenizin o güzel temiz suyunda yüzmeyi, Venedik'te kayıkta bir tur yapmayı, Milano caddelerinde boş boş dolaşmayı.. Lysandra modanın kalbinin attığı yer Milano'da yaşıyordu onun yanında kalabilirdi. Önce şu demo bitsin de gerisi halledilir, dedi içinden.

Perşembe gecesi heyecandan doğru düzgün uyuyamamıştı. Sunumun nasıl geçeceğini düşünüyordu. Kariyeri buna bağlıydı eğer başarılı olursa önündeki birkaç yıl demo sürümdeki oyunu geliştirip satışa sunucaklardı. Satıştan ettiği geliri kendisi gibi büyüyen çocuklara bağışlamak istiyordu. Kimse onun elinden tutmamıştı ama o belki birilerine faydalı olabilirdi.

Ertesi sabah erkenden uyandı. Gece uyuduğu verimsiz üç saatlik uykuyla aynada berbat görünüyordu. Ilık bir duş alıp saçlarını düzeltti, biraz makyaj yapıp ona uğurlu gelen, üniversitede tez sunumlarında giydiği siyah renkte beyaz ince düz çizgilere sahip olan ceket ve pantolon takımını giydi. Evden çıkmadan önce son bir defa aynada kendine baktı. Tam bir iş kadını gibiydi. Başarıcaktı.

Ofise geldiğinde herkes telaş içerisindeydi. Derin bir nefes aldı. Bugün iyi geçicek diye düşündü. Evrene olumlu mesajlar göndermeliyim ki olumlu dönüşler alayım diye fısıldadı kimse duymadan. Toplantı odasına girmeden önce son kez dua etti. Aslında biraz morali bozuktu, Charles ile üç gündür konuşmuyorlardı. Ona şans dilemesini çok isterdi ama sorun yoktu. Hiçbir şeyi değildi ve sürekli iletişim halde kalmak zorunda da değillerdi.

Toplantı odasının kapısını açtı. İçerisi aşırı gergindi. Öncelikle kendisini tanıttı sonra nasıl bir oyun tasarladıklarından. Açık dünya bir rol yapma oyunuydu. Distopik bir evrende geçen bir hikayeye sahipti. Oyuncu karakterini istediği gibi yönlendirebilirdi. İsterse büyücü isterse dövüşçü vb. birçok yetenek ağacına ve diyaloglara sahip oyununda Eleanor hem senaryo, hem de level ve çevre tasarımında büyük bir pay oynuyordu. Yıllarca düşündüğü ve hayalini kurduğu oyunu yapmaya ant içmişti. Ne olursa olsun bir yolunu bulup bunu oyun severlerin karşısına çıkarmak istiyordu.

Oyunun senaryosundan ve tasarımlarından bahsettikten sonra bilgisayarından oyunun demosunu açtı. Oyunun kasmaması ve donmaması için dualar etti. Oyun açıldığında oynamaya başladı. Hissedarlar ve yöneticiler onu dikkatle izliyorlardı. 10 dakikalık demo gösteriminden sonra Eleanor masadaki herkese dönüp baktı. Tepkilerinin ne olacağı kestiremiyordu çünkü herkes poker face bir ifade takınmıştı. Sonra bir anda oda da bir alkış sesi koptu. Herkes onu ve iş arkadaşlarını tebrik ediyordu. Hissedarlar oyuna daha fazla bütçe ayırmak istediklerini belirterek sırayla Eleanor'un elini sıktılar. Eleanor ise mutluluktan ağlamak üzereydi. İlk oyununu tasarlamış, hissedar ve yöneticilerin gözüne girmişti. Ayrıca büyük bir bütçede almıştı. Sunumda tuttuğu nefesini rahatlıkla verdi. Artık gerisi iplik söküğü gibi gelicekti.

Akşam iş arkadaşlarıyla birlikte ufak bir bara kutlamaya gittiler. Uzun zamandır alkol almıyordu ama bugün hakettiğini düşündü ve rahatlamak adına içti, güldü ve eğlendi. Ara ara telefonunu kontrol ediyordu ama hiçbir bildirim yoktu. Umurumda değil, diye söylendi içinden. Dışarı çıkıp biraz sessiz bir yere geçti. Telefonunda Lysandra'nın numarasını bulup onu arayıp haberi verdi.

"Lyss oyunum kabul edildi!" dedi sevinç çığlığı atarak. Lysandra'da onun duygularına karşılık verdi. Ama sonra söylendi; "Burada saatin kaç olduğundan haberin var mı El? Güzellik uykum bölündü sayende." dedi gülerek.

"Sana güzel bir haberim var Lys, bilet alıp yarın İtalya'ya geliyorum. Birkaç hafta oralardayım, izin aldım." Lysandra tiz bir çığlık attı. Birbirlerini çok özlemişlerdi. İtalya havası ona iyi gelicekti. Belki biraz oyunu için yaratıcı fikirler bulmasında da yardımcı olurdu. Telefonu kapadıktan sonra arkadaşlarının yanına dönüp gece boyunca eğlenmeye devam etti.

                                             **

Charles ile Alex Fransa'da kış tatiline çıkmışlardı. Aralık ayında Courchevel mükemmel oluyordu ve Alex bu fırsatı Charles ile değerledirmek istedi. Üç gündür tatildelerdi ve Charles Eleanor ile çat pat konuşabilmişti. En son konuştuklarında bu hafta önemli bir sunumu olduğundan eğer başarılı geçerse oyununu yapma fırsatı bulacaktı. Umarım başarmıştır; işinde gayet yetenekli görünüyordu, diye düşündü Charles.

Son tatil gecesinde Alex ile birlikte uyurken aniden uyandı. Yine aynı rüyayı görmüştü. Kahverengi saçları ve kahverengi gözleri olan o kız. Bir gölün yakınında çiçeklerin arasında yavaş koşarak ondan kaçıyordu ve arkasına dönüp gülümsüyordu. Gülüşü mükemmeldi. Dolgun dudakları, keskin bakışlarıyla Charles'ın kalbinin içinden geçiyordu. Bu rüyayı gördüğü her seferinde yarışlarda kazanmıştı. Bu rüyanın ve o kızın onun için bir anlamı olduğunu düşünüyordu. Sonra bir şey farketti, Eleanor rüyasındaki kıza çok benziyordu.

Yatakta arkasına dönüp Alex'in uyanıp olup olmadığını kontrol etti ve komodinde duran telefonuna uzanıp Instagram'ını açtı. Gecenin bir yarısı ona mesaj atmazsa aklını sıyırıcakmış gibi hissetti.

✉️
@bawsixteen: "Selam naber Eleanor? Fransa'da kısa bir süreliğine tatildeydim o yüzden yazamadım özür dilerim. Umarım sunumun iyi geçmiştir. Burada saat şu an gece 4, yatağa geri dönmeliyim. Cevabını sabırsızlıkla bekliyorum."

 — ✉️@bawsixteen bir story paylaştı:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


✉️
@bawsixteen bir story paylaştı:

"Courchevel'dan sevgilerle. Hava çok soğuk 🥶"

Sırf Eleanor belki görür ve sabah cevap verir diye birde story paylaştı Charles. Onun ilgisini çekmek istiyordu ama bir kız arkadaşı vardı. Yaptığı hareketin ona yakışmadığının farkındaydı. Duygularından emin olana kadar aynı yerde kalıcaktı. Aslında kafası o kadar karışıktı ki daha fazla düşünmek istemedi ve yatağına geri döndü.

Eleanor sabah valizini toplarken telefonundan gelen bildirim seslerine aldırış etmeden toplanmaya devam etti. Gece geç saatlerde dönmüş, sabah zor kalkmış ve valizini anca toparlıyordu. Uçağa yetişebilmek için eli ayağına karışmıştı. Çok mutluydu. Uzun zamandır memleketine gitmemişti. Hava değişikliği ona iyi gelecekti diye düşünüyordu.

𝐿𝑜𝓋𝑒 𝐼𝓈 𝒜 𝒢𝒶𝓂𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin