Önümüzdeki iki gün boyunca Eleanor Charles'a hiç cevap vermemişti. Açıkcası Instagram'da aktif görünmek bile istemiyordu. Lysandra'ya "Sosyal Medya Detoksu" yapıyorum dedi. Halbuki sadece Charles ile konuşmak istemiyordu o kadar. Lysandra, Eleanor'un içini biliyordu. O günki sözlerinden sonra onun çok üzüldüğünün farkındaydı ama arkadaşını sadece o camiadan korumak istemişti.
Onu tanıyordu. Eleanor boğulmaya, sıkılmaya gelemezdi. Lysandra henüz dünyaca tanınan bir manken değildi ama bazen onu bilen magazinciler peşine takılıyordu. Özellikle Milano'da Eleanor ile turlarken bir magazinci karşılarına çıkınca Eleanor panikledi. Lysandra onu bir kafeye sokup sakinleştirdikten sonra "El iyi misin? Biliyorum fotoğraflarının çekilmesinden, aniden karşılarına böyle çıkmalarından korkuyorsun. Üzgünüm." arkadaşının bu hayatına alışmasını elbette beklemiyordu.
"Sence yayınlarlar mı?" Eleanor sakinleşmişti. "Muhtemelen niye sordun?"
"Hiç. Merak ettim o kadar." Diye geçiştirmek istedi Eleanor ama Lysandra onun bir şeye canının sıkkın olduğunu anladı. "Seni fotoğraf çekmelerinden mi yoksa başka bir şeyden mi çekiniyorsun?"."Her ikisinden de Lys. Ben sıradan bir insanım senin gibi kameralara alışkın değilim o yüzden hep tuhaf geliyor. Diğer sorun ise...Seninle konuştuktan sonra Charles'ın mesajlarına cevap vermedim. İtalya'ya geldiğimi daha önceden söylemiştim. Benimle görüşmek istediğini ve nerede olduğumu sorduğunda gerçekleri öğrenince onunla konuşmak istemedim. Bu fotoğrafları görürse Milano'da olduğumu anlar. Burası bizim gibi burayı bilen insanlar için ufak bir yer Lys. Onunla karşılaşmaktan açıkcası çekiniyorum." Charles'tan kaçmaya çalışıyordu. Ona aşık olmaktan veya ona alışmaktan. Karşılıksız kalacağı duygular beslemek istemiyordu. Ayrıca Charles ne olursa olsun bir yalancıydı. Güvenemezdi.
Lysandra geçen günki söylediği sözlerde acaba ağır mı konuştum, diye düşündü. "Bak El, belki biraz abartmış olabilirim. Konuşmamak veya onunla iletişim kurmamak seni üzüyor onu farkettim. Sadece onunla görünürsen magazin haberi olacağını, paparazzilerin senin peşinde dolanacağını ve kız arkadaşının bunu duyacağından emin ol." Bir anlığına duraksadı. Ardından devam etti: "Belki de seninle arkadaş olmak istemiştir ama biz abartıyoruzdur. Sonuçta ona iyilik yaptığını söyledin." Eleanor'un ilk düşündüğü aslında buydu ama Lysandra'nın "Seni kullanır, o bir ünlü ve ayrıca bir kız arkadaşı var" dedikten sonra ne konuşabilirdi ki onunla?
Sipariş ettikleri kahve geldiğinde ilk yudumlarını alıp Milano'nun güzel manzarasına birlikte baktılar. Eleanor kafasını boşaltmaya gelmişti sözde tatile ama daha çok dolmuş bir şekilde eve geri dönecekti muhtemelen. Biraz muhabbet ettikten sonra Milano sokaklarına geri dönüp biraz alışveriş yapıp eve döndüler.
**
Lysandra, Eleanor'a gece eğlenceye çıkmayı teklif etti. Biraz dans etmekten zarar gelmezdi. Akşam üzeri hazırlanıp evden çıktılar. Kızlar bütün gece dans edip içki içtiler ve Eleanor'un başarısını kutladılar. İkiside çok keyifliydi. Kahkahalar atarak eğlendiler. Hiç sorun yoktu. Eleanor Charles'ı aklından çıkarmayı biraz olsa da başarmıştı. Ama bütün gece izlendiğinin hiç farkına varmamıştı.
Tesadüfen o gece kız arkadaşı ve yakın arkadaşları ile birlikte Milano'ya eğlenmeye gelmişti Charles. İçeri Eleanor ve Lysandra'nın girdiğini görünce şok olmuştu. Arkadaş olduklarını anlamıştı. Kızlar bütün akşam birlikte kendi aralarında içip dans etmişti.
Alex Charles'ın gece boyunca keyifsiz olduğunun farkındaydı. "Sevgilim neyin var?" diye sordu kulağına yakınlaşarak. Ve ekledi: " Niye dans etmiyorsun? Çok seversin normalde.". Charles'ın o kaybolduğu günden beri keyfinin yerinde olmadığının zaten farkındaydı. Bir şeyler dönüyordu ama çözemiyordu Alex.
"Bir şey yok Alexandra. Sadece sezon sonu yorgunum o kadar. Bu gece içmek istiyorum." Dedi Charles. Bakışlarını tekrar Eleanor'a çevirdi. Mükemmel görünüyordu. Omuzlarında olan hafif dalgalı kahverengi saçları, uzun siyah straplez elbisesi, dolgun kırmızı dudakları.. Sarhoş olmaya başlamıştı. Yanına gitse ne olurdu? Ama Alexandra buradaydı. Bir ara hava almak için Eleanor dışarı çıktı. Charles onun dışarı çıktığını görünce Alex'e birazdan gelicem tuvalete gidiyorum, diyerek yanından ayrıldı ve dışarı çıktı.
Eleanor bir elinde içkisi diğer elinde telefonuyla ilgileniyordu. Charles boğazını temizleyip yanına gitti. "Eleanor." dedi sadece. Telefondan başını kaldırıp Eleanor ona doğru baktı. Şaşırmıştı. Onu nasıl bulmuştu? Takip mi ediyordu yoksa bir tesadüf müydü? Mesajına da cevap vermemişti bu yüzden utanç duydu. "Ah merhaba Charles Fransa'dan dönmüşsün. " dedi soğuk bir şekilde.
"Evet sana mesaj attım ama sanırım görmedin. Tebrik ederim sunumun başarılı geçmiş. Ben..çok sevindim." dedi Charles. Ona neden mesajına cevap vermediğini sorucaktı mutlaka. Eleanor sinirlendi, alkolün etkisiyle aldığı cesaretle: " Bende seni tebrik ederim Charles Leclerc, ikinci olmuşsun yarışmada." diyince Charles beyninden vurulmuşa döndü. Nasıl öğrendiğini anlamamıştı. Evet dünyaca tanındığının farkındaydı ama Eleanor onu bilmiyordu. "Eleanor ben.." Charles'ın cümlesine devam etmesine izin vermeden Eleanor ona " Bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun? Ayrıca kız arkadaşın bizi böyle görmesin rahatsız olabilir." Ve onu itekleyip kulübe doğru geri yöneldi, Charles arkasından "Bekle." diye seslendi ama Eleanor adımlarını iyice hızlandırdı. İçeri girip kalabalığın arasından Lysandra'nın yanına ulaşıp "Buradan hemen gidiyoruz, Charles burada, dışarıda yanıma geldi." Diyip apar topar çantalarını alıp mekandan ayrıldılar.
Lysandra ne olduğunu anlayamadan kendini bir taksiyle eve döner halde bulmuştu. "El iyi misin? Kötü bir şey mi söyledi?" Arkadaşı için endişelenmişti. "Hayır kötü bir şey söylemedi. Sadece ona gerçekleri bildiğimi söyledim o kadar." dedi Eleanor.
Eleanor ile Lysandra bir taksiye bindiler, Eleanor sağ arka koltuktan bir anlığına camdan dışarı baktığında mekanın önünde 16 numaralı bir Ferrari duruyordu. "Meşhur arabasını gördün demek. Bilmeyen yoktur." diye ekledi Lysandra Eleanor arabaya bakarken.Taksi ilerlemeye başlayınca dönüp arkasına tekrar baktı. Acaba fazla mı tepki göstermişti? Belki doğruları söylemek için yanına gelmişti. Belki de o yüzden kahve içmek istemişti. Ergen bir kız gibi davrandığını düşündü ama sonra tekrar hatırladı ki onun bir kız arkadaşı vardı. Aralarındaki şey sırf Eleanor'un hissettiklerinden dolayı arkadaşlıktan öteye de gidemezdi. Onu beğendiği aşikardı ama Eleanor'un onların arasına girmeye hiç niyeti yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐿𝑜𝓋𝑒 𝐼𝓈 𝒜 𝒢𝒶𝓂𝑒
FanfictionSıradan hayata sahip sıradan bir kız ve onun hayatına renk getirecek bir erkek. *Eğlence amaçlı bir fanfiction kurgudur."