Güneş doğarken Aralık ayının soğuk günlerin de. Güney Kore'nin başkenti Seul de pekte tekin olmayan bir mahallesin, orta bütçeli bir binasında oturan normal(!) bir aile ve onların 2 oğlu.
Ailenin en küçüğü Han jisung (16), ve onun abisi han yunji (19)
Han jisung lise 2. Sınıfa gidiyordu gittiği lise pekte iyi sayılmazdı ama idare ederdi, abisi ise home office çalışıyordu okumuyordu. Ebeveynleri çok sık çalışıyorlardı bu yüzden pek karşılaşmazlardı.Jisung evde abisiyle sürekli olarak baş başa kalırdı bu iyi değildi çünkü abisi kötü zihniyetli birisiydi sürekli olarak jisung'u rahatsız edicek tavırlar sergilerdi, bu çok rahatsız ediciydi jisung için, abisinden nefret ederdi abisi ise ondan sadece yararlanırdı. Jisung bu durumu ailesine anlatmaya gayret ediyordu ama onlar dinlemeye bile yeltenmiyorlardı.
Jisung içine kapanık bir çocuktu rahatsızlıklarını dile getirmek istemezdi buna okulda gördüğü zorbalıktan tut abisinin onu taciz etmesine kadar hiçbirşeyin lafını etmezdi kimseye, zaten konuşucak adam akıllı arkadaşı da yoktu.
Her gece ağlardı jisung, sabahları uyanmamayı dilerdi. Çok kez intihara da kalkışmıştı ama bu sadece ailesinin onu psikoloğa göndermesine sonuç verdirirdi.
Bu kahrolası cehennemden kurtulmak istiyordu bunlar yetmezmiş gibi birde sınavı vardı.
O lanet sabahlara tekrardan uyandı jisung
Han yunji-Hadi kalk bebe daha okulun var!
Abisi jisung'un üstündeki yorganı çekiştirmiş üstünü açmıştı, jisung anlık olarak irkilmişti.
Han jisung-Ne bağrıyosun aptal gibi.
Jisung dediği şeyi ve dediği kişiyi fark edince karnına kramplar girmişti.
Han yunjin-Ne dedin lan sen!
Han jisung-Hiç! Hiç bişi demedim.
Han yunjin-okuldan gelince seni ellemekten beter etmemi istemiyorsan kalk siktir git okuluna.
Bunları söylerken çok korkunç gözüküyordu elleri yavaşça jisung'un bacağına giderken jisung ayağa fırladı.
Han jisung-Tamam hazırlanıcam çıkar mısın şimdi.
Abisi piç gibi sırıttı sonra kapıyı çarpıp gitti.
Jisung'un bacakları ve elleri titriyordu, abisinden cidden korkuyordu... Çünkü yapabileceği şeyleri biliyordu.
Çantasını akşamdan toplamıştı üstünü değiştirip masanın üstündeki haftalık harçlığını aldı ve cebine tıktı. Çantası elinde dış kapıya doğru yöneldi çantayı bırakıp banyoya girdi, elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı. Yere bıraktığı çantasını omzuna takıp ayakkabılarını giydi. Arkasındaki abisinden habersizdi.
Abisi arkasında dikilmişti, jisung ayağa kaltuğı sırada beline yapıştı. Jisung şuan yok olmak istiyordu yanındaki iğrenç varlığın ise ölmesini.
Han yunjin-Abine bir öpücük vermeden mi okula gidiceksin hm?
O iğrenç yapmacık sesinden de iğreniyordu jisung keşke çenesi parçalansa da bir daha konuşamasa diye geçirdi içinden.
Han jisung-Bırak beni okula geç kalıcam.
Han yunjin-Alt tarafı bir öpücük vericeksin abine zorlama istersen.
Bunları söylerken jisung'un belinde olan kollarını sıkılaştırmıştı.
Han jisung-Bırak beni diyorum!
Biraz bağırmıştı jisung, zaten sabahları çok gergin olurdu. Abisi kollarını çekti jisung'tan. Jisung kapıyı hızla açıp gitti.
Otobüsü bekliyordu şimdi az önceki olay aklına gelince gözleri doldu bıkmıştı artık bu lanet heriften. Bu sırada otobüs gelmişti hemen bindi ortalarda bir yere yerleşti camdan yolu izliyordu, geçen arabaları...
Ve otobüs durdu jisung okula varmıştı şimdi daha lanet bir yere gidiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözünde yağmuru gördüm / Minsung
FanfictionHan jisung'un hayattaki tek eksiği hayattı, evet hayattı... Lee minho'nun hayattaki tek eksiği Han jisung'du, evet bu da hayattı... . !! SMUT, KÜFÜR/ARGO, TACİZ, TECAVÜZ vb. var!! . İyi okumalar dilerimm.