10-✮

45 7 4
                                    

Minho

1 saat oldu olacak odanın kapısında bekliyordum, uzun koridorda dönüp dolaşıyordum. Şuan abisi neredeydi, buraya gelir mi gelse bile ben varım. Polis ne soruyoki bu kadar, alt tarafı olayı anlatıcak. Kapıyımı dinlesem yok be saçmalama. Off

Tekrar olduğum yönde dönerken koridorun sonunda gördüğüm beden ile sinirlerim gerilmişti. Abisi gelmişti, yanında bir polis birde hemşire tekerlekli sandalyede bana doğru geliyorlardı. Hala polislerin gözü üstümdeydi ama bu o adamı şuracıkta öldüremiyeceğim anlamına gelmezdi. Piç hala gülüyordu, o ağzını alıp binbir türlü işkenceyle parçalayıp...

Neyse.

Odanın kapısı açılmıştı. Sağıma baktım, polis çıkıtı. İlk bana kısa bir bakış attı sonra diğerlerine döndü.

Polis-Kendinize gelebildiniz demek.

Yunji ters ters baktı, anlaşılan bu adamda bi boklar olduğunu polislerde anlamıştıda böyle bir bakış atıyordu. Ardından diğer polis konuştu.

Polis-Evet kendine geldi ve sorguya alındı.

Elindeki kağıtları ve dosyaları gösterdi polis. Sonra Yunji'ye baktı.

Polis-Ve anlaşılan kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu çok kolay anlayabileceğiz.

Sonra tekrar diğer polise baktı.

Polis-Tabii madurunda yorumları lazım.

Diğer polis konuştu.

Polis-Onunda sorgusu alındı.

İçime şu serpilmiş tipi bu sohbetten sonra. Herşey ortadaydı, polisler herşeyi anlamıştı.

Birden aklıma birşey takıldı.

Jisung'un ebeveynleri nerede? Hala karşılaşmamıştık onlarla. Acaba hayatta değiller mi? Pek sanmam ama bir ihtimal.

Odanın kapısına baktım. İçeri girsem mi? Giriyim bence hem sohbet ederiz ve onun bana sözü var, daha beni affedicek. Doğru ya beni affedicek.

Hemen odanın kapısını açıp içeri girdim. Yataktaki jisung'u gördüm, keyifsizdi. Yatağının yanına doğru yürüdüm. Bana bakıyordu. Beklenmedik bir şekilde yatakta oturduğu yerin tam yanını pat patlayarak oturmamı istedi. Nasıl yani bu yakınlığım onu rahatsız etmezmi ki?

Han jisung-Odun gibi dikileceğine otur.

Hemen gösterdiği yere oturdum. Evet niye başta bunu yapmayıp aptal gibi dikildiysem, herneyse. Ona bakmadan konuşmaya başladım. Açıkcası çekingen davranıyordum, çünkü dün geceyi tamamiyle full HD hatırlıyordum.

Lee minho-Polis ne sordu?

Han jisung-Olup biteni işte, başka ne sorsun?

Doğru başka ne sorucak.

Lee minho-Sözün var bana.

Ona yan yan baktım, gözlerini kısmış birşeyi anlamaya çalışıyor gibiydi. Anlamamıştı sanırım yada hatırlamamıştı.

Lee minho-Sözün diyorum, dün gece bana bir söz verdin.

Sonra hatırlarcasına sesler çıkarttı. Bir sessizlik oldu. Şimdi napmam gerekiyorki? Bana bakıyordu ve benden birşey bekliyordu, sanırım. Bu sefer tam olarak ona baktım.

Lee minho-Birşey mi bekliyorsun?

Kaşları biraz çatıldı. Taşak konuşsana mimiklerinden mi anlıyacam sanki.

Han jisung-Kardeşim, odun musun?

Lan ne alaka, naptım ki?

Lee minho-Yav ne alaka?

Gözünde yağmuru gördüm  / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin