8. Bölümden Kesit...

509 44 27
                                    


Bir okurum yeni bölüm hakkında spoi istemişti ben de küçük ama güzel bir sahneyi buraya bırakayım dedim. Ha bir şunu söylemek istiyorum. Nehir bir sonraki bölümde teyzesiyle yüzleşecek ve bu sahne de onun devamı...

Keyifli okumalar!

...

Teyzeme belli etmesem de iyi değildim ve kafamı kurcalayan çok fazla soru vardı.

Annem neden yaşadığını bilmemi istememişti? Şu kargo meselesi kafamı o kadar çok karıştırıyordu ki... Annem her yıl doğum günüm için hediye gönderdiğini söylüyordu, teyzem yaşadığını bilmemi istemediğini söylüyordu, kargo listelerinde adım geçmiyordu. Ben artık neye güveneceğimi şaşırmıştım.

İçimdeki güven kırıntılarını nerede kullanırsam boşa gitmeyeceğini düşünüyordum sadece.

Ayaklarımın beni nereye götürdüğünü bilmiyordum, belki de son güven kırıntılarını buraya harcadım ve ayaklarıma güvenerek saatlerce yürüdüm.

Yürümekten değil düşünmekten yorulmuştum. Ayaklarım değil, başım şişmişti.

"Nehir." Duyduğum tanıdık sesle başımı kaldırdım ve onu gördüm. Oysa ki beni bu halde görmesini istemezdim. "Burada ne yapıyorsun?" Bana bir soru sormuştu fakat ne olduğunu algılayabilecek durumda değildim.

"Hı?"

"İyi misin?" diye sordu bu sefer. Başımı olumlu anlamda salladım ama yüz ifadesi inanmadığını gösteriyordu.

"Burada ne işin var?" diye sordu tekrardan. Burası neresiydi ki? Gözlerimle etrafı süzdüğümde burayı bilmediğimi fark ettim ve dudağımı büzerek konuştum.

"Kaybolmuşum." Nedense bu cevabım karşısında yüzünde küçük bir tebessüm oluşmuştu.

"Kaybolmuş musun?" diye sordu gülerek.

"Hıhı." diyerek onayladım.

"Gel seni buradan götüreyim." Burasının tenha bir yer sokak olduğunu anlamam zor olmamıştı.

"Sen... burada ne yapıyorsun ki?" diye sordum.

Kaşındaki yarayı fark ettiğimde gözlerimi oraya diktim. Kavga mı etmişti o?

"Kavga mı ettin?" diye sordum bu sefer de ama cevap vermek yerine yanıma geldi ve omuzlarımdan tutup beni de kendisiyle birlikte ilerletti.

"Etmişsin." dedim kendi soruma kendim cevap vererek.

"Önemli bir şey değildi." diyerek geçiştirdi.

"Önemsiz olan hiçbir şey yoktur." dedim ona karşılık olarak.

"Vardır."

"Yoktur." Israr etmek yerine susmayı tercih etti. Yorgun olduğunu anlamıştım.

...

Sahnenin devamı da çok güzel ama hepsini şimdiden paylaşırsam bir sonraki bölüme bir şey kalmayacak. O yüzden şimdilik bu kadar yeterli. Heyecanı kaçmasın. Sizleri seviyorum. Görüşmek üzere:))

Kayıp Yolların MektuplarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin