~Yoongi
"Yüzbaşı! Dikkat edin!"
Son anda kurşun yemekten kurtulup ağacın arkasına sığındım. Soluklandıktan sonra tekrar nişan aldım. Omzundan vurduğum adam yere yığılırken etrafa bakındım.
"Temiz!"
Tüm askerler yerlerinden çıkıp yaralı adamları arabalara bindirmeye başladı.
"Alın bunu da alın!"
Erler hepsini tutuklayıp bir bir arabalara bindirirken, bende Hoseok'un olduğu odaya koştum.
"Hoseok!"
Birkaç saat önce yemek getiren adamı bayıltıp kıyafetleri değiştirmiş ve içeri girmiştim. Yarım saatlik arayışın ardından Hoseok'u elleri ayakları bağlı bir halde bulmuştum.
Oradan çıktıktan sonra ormanlık alanda bizimkileri görünce, hemen saldırıya başlamıştık. Başları olduğunu varsaydığım kişi kaçarken, bacağından vurmuştum. Sonrasında da diğerlerini topamıştık.
Biz diğerleriyle uğraşırken Jungkook'a düşürmüş olduğum zinciri aramasını emrettim. Sahi, o nerede acaba?
"Hoseok!"
Açık kapıdan içeri bakındım. Boş odaya kaşlarımı çatıp yatağın altına ilerledim. Yatağın altını boş gördüğümde telaş içinde tüm binayı arayıp adını haykırdım.
"Hoseok! Nerdesin Hoseok?!"
Dışarıda da kimse görmemişti onu. Neredeydi o zaman? Seokjin yakama yapışıp, onu sorsa da verecek cevabım yoktu.
"Çabuk kardeşimi bul bana!"
"Hoseok hyungum nerede?"
Neredeydi? Yoksa birileri onu götürmüş müydü? Tekrar mı başa dönüyorduk? Ona geleceğime dair söz verdim. Ama o beni beklemedi mi? Nerede şimdi?
"Yüzbaşım!"
Jungkook koşarak yanımıza geldi. Jimin'le kısa bir sarılmanın ardından bana döndü.
"Bay Jung sizi tepede bekliyor."
"O...seninle miydi?"
"Evet...affedin size haber vermedim. Ama kendisi böyle istedi."
"Tamam."
"Hey! Yüzbaşı! Bizde geliyoruz!"
"Jimin, bay Jung sadece Yüzbaşı'nı istedi."
"Umarım hyunguma bir şey yapmaz."
"Yapamaz! Kafasını kırarım o Yüzbaşı'nın!"
"Yalnız o, bi 'yüzbaşı'."
"Banane! İster babamın oğlu olsun!"
"Hm...anladım ben sizi."
"İyi iyi! Anladıysan iyi!"
Boş bulduğum ilk arabaya atlayıp hızla bizim tepenin oraya sürdüm. Neden beni oraya çağırıyor hiçbir fikrim yok ama, umarım iyidir. Gitmeden yaralarını birine baktırmıştır umarım.
2 saatlik yolu 1 buçuk saate yakın bitirip, hızla tepeye çıktım. Yorgundum, ama meraklıydım da. Bacaklarım sona doğru yavaşlamıştı. Taşımıyordu artık bedenimi.
Son birkaç metre diye diye tepeye çıkmıştım. Ama kimseler yoktu. Sadece büyük kaya. Güneş neredeyse batmıştı, ve eğer onu bulamazsam karanlık çökecekti.
"Hoseok! Burada mısın?!"
Etrafa bakılırken bir anda gözlerim kapandı. Panikle elim belimdeki silaha gitmiş, ancak sonra hissettiğim kişiyle ellerimi çekmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aurora / YoonSeok
FanficDoktor Hoseok, gün batımında Yüzbaşı Yoongi'ye aşkını itiraf ettikten sonra aniden bayılır.