BÖLÜM İÇİN ŞARKI ÖNERİSİ:
Dayı (Klarnet Versiyon), Yıldıray Gürgen
Where We Rise, Neoni
Aşk Yok Olmaktır, Mabel MatizOylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum!
Keyifli okumalar!
******
"Anne, iyi misin?" diye sordu Açelya merakla. Hasta haliyle, annesi için endişenlemiş, yerinden kalkıp onun yanına gitmeye çalışıyordu.
"İyiyim, kızım korkma. Kalkma yerinden, hadi dinlen güzelim." dedi ama iyi değildi, yorgundu. Acı çekiyordu ama gülümsüyordu. Acı, her bir zerresine işlemişken gülümseyebilir miydi insan? Nasıl böyle olabiliyordu? O, bunu nasıl başarıyordu?
"Peki, sen öyle diyorsan." dedi Açelya mutsuzlukla. Tuna, onu teselli etmek için omzunu okşadı ve eğilip yanağından öptü. Bu, Açelya'yı bir nebze de olsa gülümsetebilmişti. Ama bir anda telefonu çaldı ve aramayı cevaplamak için dışarı çıktı. Dündar ve Halil'i de yanında götürmüştü. Sevim Hanım da biraz hava almak ve yalnız kalmak istediğini, çok geçmeden döneceğini söyleyerek odadan çıktı. İnci de, hastanenin kantinine gidip kendine ve diğerlerine, içleri ısınır diye, kafeteryadan çay almaya karar vermişti.
******
Kapı tıklatıldı.
"Gel." dedi Açelya, yerinden doğrularak. Kapı açıldı ve içeri Gökmen Bey girdi. Açelya ne diyeceğini bilemedi, yerinde doğrulmaya çalıştığında başkan onu engelledi. Bu yüzden sadece tebessüm etmekle yetindi.
"İyi misin, Açelya? Başına gelenleri duydum, bu aralar başımızdan bela hiç eksik olmuyor." dediğinde sesi son derece memnuniyetsiz ve huzursuz bir tonda çıkmıştı.
"Başkanım, neler oluyor? Ne belası, benimle görüşmek istediğiniz konuyla mı alakalı? Yoksa... Bir aksilik mi var?" diye art arda sıraladı sorularını ve elini karnına götürdü, bebeğini okşadı. Kendini yatıştırmaya çalıştı.
"Sakin ol. Evet, seni konuşmak için çağırdım ama..." dedi ve sustu. Kendine birkaç saniye süre tanıdı ve devam etti.
Hızlıca lafa girdi ve "Tayfun Albay'ı hatırlıyor musun?" diye gergince sordu Gökmen Bey. Bu sorunun cevabını öğrenmesi, Açelya'ya birazdan anlatacağı şeyler için önemliydi.
"Yeni atandığı alay komutanlığına görüşme yapmak için gitmiştik. Eğer kastettiğiniz kişi oysa... Evet, hatırlıyorum." dediğinde artık meraklanmıştı.
"Tayfun Albay, bir ekip kuracak. Louis Pacareste, onu bitirmek için!" dediğinde sesi yükselmişti. Yumruk yaptığı elini hasta yatağının kenarına sertçe vurdu. Öfkesinin dinmesini bekledi, aldığı birkaç derin nefesin ardından elindeki dosyayı Açelya'ya uzattı. Açelya, dosyayı açtı ve içini biraz inceledikten sonra kısık sesle, "İnanmıyorum, bu nasıl bir canilik?" dedi ve Gökmen Bey de ona katıldığını belli ederek kafasını onaylarcasına salladı.
"İşte, bu caniliğin ve yaptıkları yüzünden ortaya çıkan vahşetin son bulması için bu adamı bitirmemiz gerekiyor. Açelya," dedi ve yatakta, elinde dosyayla, oturan kızın yüzüne baktı.
"Buraya sana sadece bunu söylemeye gelmedim. Tayfun Albay'ın kuracağı ekipte, Tuna'nın adı da geçiyor." dediğinde Açelya buz kesmiş, elindeki dosya kucağına düşmüş ve karşısındaki adamın yüzüne öylece bakakalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEDAKÂRLAR VE CEFAKÂRLAR
ActionKendini ülkesi için feda eden, yaşadıkları acıların cefasını çeken dokuz TAKTİB ajanı ve her birinin yetenekleri bir uzuvla özdeşleşen, parçalandıkları zaman ölü bir bedenden farkı olmayan on kişilik özel bir timin, yaptıkları iş birliği... ... "Ha...