BÖLÜM İÇİN ŞARKI ÖNERİSİ:
Fallout, UnSecret-Neoni
The Way, Zack HemseyKeyifli Okumalar! Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın, olur mu?
******
Şu an bana, en büyük korkun ne diye sorsalar, hiç kuşkusuz cevabım, karşımdaki insanın ona söylediğim yalanla yüzleşmesi ve benim buna karşılık vereceği tepkiyi bilememem olurdu.
Her şeyden önce bir insandım. İnsan, bir sonraki yaşayacağı anı bilmek bir yana dursun, tahmin bile edemezdi.
İnsan hataya düşebilirdi, bu yaratılışında vardı. Önemli olan, hatalardan ders çıkarıp o hataya düşmemek için çaba sarf etmekti.
Ama ben, her türlü dibe batacaktım.
Doğruyu söylesem, bunu yaptığım için işim tehlikeye girer ve fark edildiği an, teşkilattan kovulurdum.
Yalan söylesem, bunu yaptığım için Tuna'ya karşı her zaman içimde bir ukde kalacaktı.
Ya da sadece, onun bilmek istediği şeyleri anlatacaktım. Doğru olanı anlatmayacak ve yanlış olanı yapmayacaktım.
"Açelya, anlat. Yoksa hiçbir yere gidemezsin." dedi bana. Gözlerinin içine bakmak acı veriyordu. Onu, hiç bu kadar sert bir yüz ifadesiyle görmemiştim.
"Anlatacağım, dedim ya. Sakin ol." dedim kısık sesle. Gözlerimde yanma hissi vardı.
"Anlat, o zaman!" diyerek gürlediğinde odanın içi inlemişti.
"Korkuyorum, yapma." dediğimde elim karnıma gitmişti. Benden şüphelenmemesi için sıradan biriymişim gibi davranıyor ve o an verilebilecek tepkileri gösteriyordum. Ama korktuğumu gizleyemezdim, o kısım rol değildi.
"Benden mi korkuyorsun?" dediğinde gözlerindeki hayal kırıklığını görmek, içimi acıtmıştı.
Önümde diz çöktü, alnını karnıma yasladı ve karnımı okşamaya başladı. "Niye saklıyorsun?" diye sorduğunda sesinin tonunu alçaltmıştı. "Neyi?" dedim.
"Her neyi saklıyorsan." dedi. Derin bir nefes aldım.
"Ne bilmek istiyorsun?"
"O dosya, sana neden geldi? Sadece bunu bilmek istiyorum, Açelya." dedi ve başını kaldırarak gözlerini gözlerime dikti.
Yalan söylemeyecektim.
"Senin için getirmişler. Evde bulamayınca hastaneye gönderilmiş." Ama kime gönderildiğini bilmeyecekti. Kendine gönderildiğini düşünürse, bu konunun üzerine daha fazla düşmezdi. Eğer ben suikaste uğramamış olsaydım, bir saat sonra eve gönderilecekti fakat hastanede olduğumu öğrendiklerinde, başkan kendisi getirmiş ve bana kendi elleriyle teslim etmişti.
"Merak ettim, açtım ve içine baktım. Sizinkilerin adı da vardı." dedim. Bu da yalan değildi.
"Görevle mi alakalı yoksa? O yüzden mi kızdın?" dedim ve ilk defa öğreniyormuş gibi davrandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEDAKÂRLAR VE CEFAKÂRLAR
AçãoKendini ülkesi için feda eden, yaşadıkları acıların cefasını çeken dokuz TAKTİB ajanı ve her birinin yetenekleri bir uzuvla özdeşleşen, parçalandıkları zaman ölü bir bedenden farkı olmayan on kişilik özel bir timin, yaptıkları iş birliği... ... "Ha...