-0.5-

1.5K 278 122
                                    

"Selam."

Nezarethanede duran adama seslenip sırıttığımda kafasını kaldırıp hızlı adımlarla demir parmaklıklara gelmiş, dişlerini birbirine bastırmıştı.

"Polisim ben seni sikik! Nasıl nezarete atarlar beni?!"

"Hayır, sen emekli bir polissin. Polise mukavemetten içeri attılar seni. Neden zorluk çıkarıyorsun?"

"Orospu çocuğu."

"Karşında bir baş komiserin olduğunun farkına var artık Kangjoon. Saygısızlık en nefret ettiğim şeydir, biliyorsun."

Arkamda bekleyen Soedam'a dönüp işaret verdim.

"Salın bunu, bir daha da karşıma çıkarmayın."

"Emredersiniz Baş komiser Jeon."

Kangjoon'u orada bırakıp yukarı çıktım keyifle ve odama geçtim. Sandalyeme oturup arkama yaslandığımda dün gece aklıma doldu. Sırıtmaktan alıkoyamadım kendimi, deli gibi hoşuma gitmişti. 

"Tanrım, ne yapıyorsun bana böyle?"

Arkama yaslanmış ablak ablak gülerken kapı çalmış, Mingyu içeri girmişti.

"Jeon, rehine operasyonu."

"Hazırlanın."

Ayağa kalkıp dolaptan şapkamı ve kurşun geçirmez yeleğimi giyinip odadan çıktım. Hazırlık yapmak için cephaneye inerken aynı zamanda Taehyung'u arıyordum.

"Canım?"

"Bebeğim, çok vaktim yok. Operasyona çıkıyorum, ne kadar süreceğini bilemediğimden seni çıkışta alamayabilirim. Beni göremezsen beklemeden direkt eve git, olur mu?"

"Oh, tamam, sen düşünme beni. Çok dikkatli ol, olur mu?"

"Tamam güzelim, dikkatli olacağım, sonra görüşürüz."

"Görüşürüz."

Bugün onu bırakırken konuşmuştuk. Onu almaya gidecek, dışarıda yemek yiyecek ve akşam da evine bırakacaktım. Sabah arabada yanağıma bıraktığı öpücükten hemen önce anlaşmıştık ve bu yüzden günüm çok keyifli geçiyordu.

Görev yaptığım yer merkez karakoldu. İhbarlar taşra kesimle karşılaştırılınca daha çoktu. Bu yüzden de daha büyüktü, zira sıradan polis memurlarıyla birlikte Polis Özel Harekat'ı da barındırıyordu bünyesinde. 

"Dikkatlice hazırlanın, içeride kaç kişi var?"

"Üçü çocuk dokuz kişinin olduğu söyleniyor. Ama tam da emin değiller, daha az ya da daha fazla olabilir."

Silahlarımızı da alıp bizi bekleyen araçlarımıza bindik. Kısa zamanda mekana vardığımızda güvenlik çemberini geçip polis arabasının yanına yürüdük temkinli bir şekilde. Bagaj kapağına yaydıkları harita ile kafamı sallayıp memura döndüm.

"Bana bu ve yanındaki binaların krokisini bulun."

"Emredersiniz Baş komiserim."

Krokileri beklerken megafonu alıp güçlü bir sesle konuşmaya başladım.

"Etrafınız sarıldı. İçerideki rehineler iyi mi, öğrenmek istiyoruz."

Cevap gelmediğinde dudaklarımı yalayıp tekrar konuşmaya başladım.

"Size zarar vermeyeceğiz, bu işi düzgünce halledelim. Teslim olursanız kimsenin canı yanmaz."

Camdan kafasını uzatan adamla silahlar o tarafa döndü ama sakin olmalarını söyleyip duymak için hafifçe yaklaştım. Kafasına silah dayadığı bir kadınla yaklaşmıştı cama, en ufak yanlış hareketimiz bir insanın canına mal olabilirdi.

Pride×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin