-0.9-

1.7K 245 76
                                    

Alevler içerisindeydim.

Taehyung'un kapı şifresini girmesini beklerken bile duramamıştım yerimde, beline sarılıp bedenini tamamen kendiminkine yasladım ve dudaklarımı boynunda gezdirdim. Tek elini belindeki kollarıma sarıp derin bir nefes verdi parmaklarını sıkarak. En sonunda kapıyı açtığında dudaklarım boynundan ıslak bir sesle ayrıldı. İkimiz de içeri düşer gibi olduk ve deli gibi güldük bu duruma. Kolundan tutup kendime çektim ve dudaklarına kapandım yeniden. Kollarını boynuma sardığında ikimiz de elimizdeki her şeyi yere bırakıp yalnızca birbirimize tutunduk. Üzerine doğru yürüyüp bedenini duvara yasladım. Dilini ağzımın içine gönderdiğinde yakalayıp sıkıca emdim, parmaklarımı da belinden kalçalarına doğru indirdim. Ardından bacaklarına indirdiğimde niyetimi anladı, hafifçe meylenip onu kucaklamama izin verdi. Kendimi kasıklarına bastırırken alt dudağını ısırıp geri çekildim.

"Odan nerede?"

"Soldan ikinci kapı."

Onu kendime çekip destekledim ve yeniden dudaklarını öpmeye devam ederken yürümeye başladım. Saçlarımı çekiştirip yanaklarımı sıkıca tutarak beni kendisine çekiyordu. Haşindi. Fazlasıyla haşin davranıyordu ve bu durum deli gibi hoşuma gidiyordu. Odasının kapısını zor bela açtım, onu kapıya yaslamak zorunda kalmıştım ve bir süre de orada birbirimizi yedik. İçeri geri geri yürürken bacaklarım yatağa çarpmıştı, geriye doğru attım bedenimi, yumuşak yatağa düştüğümüzde Taehyung yataktan destek alarak biraz dikeldi ve kalçalarını tam olarak kasıklarıma yerleştirdi. Islak bir sesle ayrıldığımızda yutkunup dirseklerimin üzerinde dikeldim.

"Biraz yaramazlık yapmak istiyorum."

"Ne istersen."

Dudaklarını boynuma bastırıp öpmeye başladı, kafamı geriye atıp ona daha fazla alan tanıdım. Boynumdaki benin üzerinden diliyle geçtiğinde kalçaları da kasıklarım üzerinde hareketlenmişti. Parmakları tişörtümün altından karnımda ve göğüslerimde gezdirdi ve tişörtümü hafifçe sıyırıp dudaklarını kas çizgilerimde gezdirmeye başladı.

Delirecektim. Aklım başımdan uçup yitmişti gerçekten de. Parmakları pantolon düğmeme indiğinde heyecanla kalçamı kaldırdım ona kolaylık sağladım.

"Yapmak zorunda değilsin, biliyorsun Taehyung."

"Biliyorum ama istiyorum. Asıl önemli olan senin isteyip istememen."

"Senin için delirdiğimi biliyorsun."

Yaklaşıp dudaklarımı tekrar sesli bir şekilde öptükten sonra parmakları bu kez de kasıklarımı buldu. İç çamaşırımı da çıkardığında titrek bir nefes aldım. Dudaklarını adonis çizgilerimde gezdirdi, minik öpücüklerle içimi götürmüştü. Parmaklarını penisime sardığında yerimde hafifçe dikelip sert bir nefes verdim, hassaslığım çok hoşuna gidiyordu, gözlerindeki munzur ifadeden görebiliyordum bunu. Kasıklarımı örten hafif tüylerde geziniyordu diğer parmakları da, en sonunda dudaklarını penisimin ucuna yasladığında kafamı geriye atıp titreyen kollarımı zapt ettim. Tek dirseğimin üzerinde bedenimi sabitleyip diğerini ona uzattım ve sarı saçlarını gezlerinin önünden itip geriye taradım birkaç kez. Onun istediği gibi gitmek istiyordum, bana nasıl isterse öyle davranabilirdi. Cinsel ilişkiye karşı bir çekincesi vardı, bunu konuşmalarımızdan anlamıştım zaten zamanında ve bu yüzden de temkinli olmamda yarar vardı. Rahat olduğu sürece bana ne yapacağına karışmıyordum gerçekten, korkması, benden çekinmesi en son isteyeceğim şey bile olamazdı.

Dudaklarıyla biraz daha ilerleyip yarısına kadar beni dudaklarında misafir ettiğinde hafif bir inlemeyle parmaklarımın arasındaki saçlarını sıkıştırdım.

Pride×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin