-2.1-

619 147 92
                                    

“Hyung?”

Babasına bir şeyler anlatmak isteyen Minjae’nin sesiyle kapıyı kapatıp çantamı portmantoya bıraktım, Taehyung da arkamdan sessizce gelmişti. Ben de salona geçip yine belirli bir noktaya dalıp kalan abime seslenmiştim. İrkilip önce bana bakmış, ardından dikkatini çekmeye çalışan oğluna dönmüştü hafif bir gülümseme ile.

“Ne oldu bir tanem?”

“Evimize ne zaman gideceğiz, annem de hiç aramadı bizi.”

Duyduklarıma karşılık boğazım düğüm düğüm oldu, Taehyung yanımda hiç tepki vermeden izliyordu, o da bir şey diyemiyor gibiydi. Abim dolu gözleriyle zar zor yutkunup Minjae’nin saçlarından öptü birkaç kez ve burnunu çekip hafifçe gülümsedi.

“Annen ile bir süre daha görüşemeyeceksin bebeğim, çünkü artık bizimle yaşamayacak. Ama sonra tabii ki de görüşeceksin, istediğin kadar özlem giderebileceksin. Evimize gitme konusu da, sen amcamı özlüyorum ben demiyor muydun bakalım? Evde tepesinden düşmüyorsun, şımartıyor seni ne güzel işte? Şaşkın balık, biraz daha kalalım sonra gideceğiz evimize.”

Minjae dudak büzüp kafasını sallamasının ardından bize dönmüştü, hemen gülümseyip kucağıma atladı.

“Amca!”

“Güzelim.”

Yanaklarından ve alnından öpüp sıkıca sarıldım, Taehyung da eline minik buseler konduruyordu, birbirlerine çok alışmışlardı bu birkaç günde, Minjae benimle olduğu kadar onunla da vakit geçirmek istiyordu.

“Hoş geldiniz. Aç mısınız, yiyecek bir şeyler hazırladım, evi de toparladım biraz.”

“Ah, biz de bir şeyler almıştık hep beraber yeriz diye. Niye uğraşıyorsun hyung, bırak kalsın.”

“Sadece yiyip içip yatamam ya Jeongguk, zaten rahatsız ediyoruz sizi fazlasıyla, bir de-“

“Hyung şundan artık vaz mı geçsen, hm?”

Direkt gözlerinin içine bakıp sertçe konuştuğumda dudaklarını birbirine bastırdı ve kafasını salladı, gözleri dolmuştu hemen yine, hassastı bunun farkındaydım ama kendisini bir sığıntı gibi hissetmesine katlanamıyordum.

“Minjae, Taehyung amcanla yemek hazırlamak ister misin? O pek yapamıyor, ona öğret, ne dersin?”

“Olur!”

“Evet, iyi bir şefe ihtiyacım var, gel bakalım kucağıma.”

Minjae Taehyung’umun kucağına geçtiğinde Taehyung göz kırpıp mutfağa ilerledi, ben de ellerini önünde birleştirip yere bakan abime döndüm ellerimi belime koyarak.

“Ne zaman geçecek bu sığıntılık hissin?”

“Jeongguk,-“

“Bak, sana milyonlarca kez dedim. Burası senin evin hyung, istersen hep bizimle yaşa. Senin bu davranışların Taehyung'un da yanlış anlamasına neden oluyor, ben evime döneyim abin rahat etsin kafasına giriyor.”

Abim kafasını kaldırıp şokla gözlerimin içine bakmış, ardından ellerini iki yana sallayıp konuşmuştu.

“Hayır, lütfen öyle bir şey yapmayın. Jeongguk, çok kötü hissediyorum kendimi. Bütün gün çalışıyorsunuz ikiniz de, birlikte olabileceğiz birkaç saatiniz kalıyor geriye ve onu da bizimle uğraşarak heba ediyorsunuz. Taehyung yanımızdayken sana bakmıyor bile ve ben bunun beni üzmemek için olduğunun pek ala farkındayım. Lütfen yapmayın, olur mu? Ve tamam, söz veriyorum böyle konuları açmayacağım bir daha. H-Hyesun çıkar zaten yakında evden, biz de Minjae ile geçeriz evimize. Alışmak zorundayız ikimiz de ve alışacağız da.”

Pride×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin