Sabah uyandığımda geç kaldığımı görmüştüm Helin'in örtüsünü düzeltip hemen üstüme beyaz bir t-shirt altına su yeşili desenli bir uzun etek giymiştim
Hemen evden çıkıp konağa gitmiştim Fatma teyze kahvaltı hazırlıyordu "Günaydın Fatma teyze uyuya kaldım kusura bakma" Fatma teyze bana gülümseyerek "sorun değil kızım ama hala şu Özge gelmedi sen sofrayı kuru ver hadi"
Fatma teyze'nin hazırladıklarını sofraya götürmüştüm ev halkı yavaş yavaş kalkıyordu Fırat ağa da geldiğinde herkes kahvaltı etmeye başlamıştı
Mutfaktan çayı alıcağım sırada gözüm parmağımdaki yüzüğe kaydı dün Boran ağa'nın bana verdiği yüzük Fatma teyze'nin bana seslenmesiyle kendime gelmiştim "Hande kızım hadi çayı götür Fırat ağam bekler" tamam anlamında başını sallayıp çayı alıp sofraya götürmüştüm herkese çaylarını koyarken sıra Boran ağa gelmişti
Onun çayını doldururken gözü benim parmağımdaki yüzüğe kaymıştı tam doldurduğum çayı masaya koyacakken kendisi almış elimi okşamıştı
Elimi geri çekip mutfağa kaçarcasına gitmiştim yüzüğü çıkarıp eteğimin cebine koymuştum hem elim bulaşıktan çıkmıyordu
Içeri koşarak Helin girmişti "ablaa! "Ne oldu kız" "arkadaşımın doğum gününe gidicem" "tamam git izin veriyorum"
"Şey" kesin bir şey istiyordu yoksa bu kadar nazlanmazdı" ne istiyorsun Balım" "benim düzgün elbisem yokki" "benim kiler den giy ablacım" Helin bana sinirli bakıp "senin kiler Güzel değil hem senin düzgün elbisen yokki
Hiç elbise giymemiştim ki zaten benim elbiselerim Fatma teyze'nin diktiği elbiselerdi
"Param yokki sana elbise alayım ablacım" "off zaten ne zaman olduki yine rezil olucam!!
Diyip gitmişti Helin gözlerim dolmuştu Helin'in okulu özel okuldu bütün parayı oraya veriyordum Helin bazen böyle olabiliyordu
Helin telefonunu tezgahın üstünde görünce ona götürmek için almıştım ama bir mesaj dikkatimi çekmişti
Ayça:knk hadi elbisenin fotosunu ne zaman atıyon ablan Amerikadan getirdiği elbise
Ne diyordu bu kız telefonunun mesajlar kısmına girip mesajlarını okumaya başlamıştım
Helin:knk ne yapıyorsun?
Ayça:iyi knk yarın benim doğum günümde sende gelsene hatta ablanın sana Amerikadan getirdiği elbiseyi giy gel
Helin:tamam gelirim knk
Ayça:bb
Helin:bb
Helin telefonu ile eve girmiştim Helin oturuyordu karşısına geçip mesajları gösterdim
Bunun için mi zengin gözükmek için mi" demiştim Helin sadece bana bakıyordu başımı sallayıp çantamı alıp çıkmıştım
Gülen hanım dan izin isteyip çarşıya gelmiştim bütün her şey çok pahalıydı ben nasıl ona elbise alabilirdim ki
Çarşıda bir mağzada çok güzel bir pembe elbise görmüştüm fiyatına baktığımda şok olmuştum 1500 yanımda sadece 400 vardı
Umutsuz bir şekilde mağazadan çıkıp eve gidicekken biri kolumdan tutmuş beni bir arabaya sokmuştu
"NE YAPIYORSUNUZ!!" karşımda Boran ağayı görünce şok olmuştum "bağırma güzelim" "neden bu arabadayım!" "Sakin ol açıklıcam"
Sanki gözleri susmamı söylüyordu bende aynısını yapıp susmuştum
Bir kaç dakika sonra bir restorant'ın önünde durmuştuk arabadan indiğimizde elimi tutup beni içeri sokmuştu elimi sanki kırılıcak mış gibi tuttuyordu ve asla bırakmıyordu
bir yere gelmiştik benim sandalyemi tutup oturmamı sağlamıştı karşıma oturunca konuşmuştum
"Evet" "bırakta biraz şöyle izleyim be seni kadın" ne diyordu bu adam sarhoşmuydu "Boran ne diyorsun" "bide desene Boran" "bana açıklama yap yanağımdan öpmeler hediyeler göndermeler elimi okşamalar iltifatlar hayırdır ne oluyoruz?" Sırıtıp elimi tekrar elimi okşamıştı cebinden lotus şeklindeki yüzüğü çıkarıp tekrar parmağıma takmıştı
"Benimle evlenir misin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞA BEY (TAMAMLANDI)
Short StoryHande Kız kardeşi ile en büyük aşiret olan Demirkanlara hizmet ederken Demirkanlıların en büyük oğlu Boran ona sevdalanırsa (Eğlence amaçlı yazdığım bir kitap yazım yanlışı falan olabilir)