Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın keyifli okumalar :) 💜
Sevinçler, yaşanılası mümkün olan sevinçlere dönüşünce anlam kazanır. Kendi yarattığından ziyade, doğalında gelişince unutamadığın lezzetlere dönüşür. Hayattan tat almayı bildiğinde o unutamadığın lezzetler büyür ve birikimin olur.
- Günler geçmişti artık. Geride kalan bir yaşam ve ileriye baktığım yeni bir hayat vardı önümde. Sancılı geçicekti belliki ama bunun böyle olmaması için elimden gelen çabayı sarf edeceğimdende şüphem yoktu. Üzerimi giyinip salona geldiğimde, mutfaktan güzel sesi ile kulakta hoş tınılar bırakan Derya hanım gülümseyerek salona geldi. Üzerindeki beyaz önlüğü ve elindeki fırın eldiveniyle çok sevimli görünüyordu.
Çok hoş kokular geliyor, fakat akşam için erken değilmi hazırlıklar ? diyerek ona doğru baktığımda,
Bunlar akşam için değil, "yarın Deniz'in doğum günü bazı şeyleri önden hazır etmem gerekiyor o yüzden erkenden başladım hazırlıklara" diyerek sehpanın üzerinde bulunan diğer eldivenide alıp mutfağa yöneldi.-Deniz'in doğum günü demek ! diye sessizce mırıldanarak arkasından bende mutfağa doğru gittim.
Ne hoş oğlunuz için hazırlıklar yapmanız kimbilir onu nekadar mutlu edecektir dediğimde gülümseyerek,
evet Deniz çok sever kutlamaları, Özellikle onun için hazırladığım özel turtalarıma bayılır diye cevap verdi. Mutfakta yayılan vanilya kokusu etrafı sarmıştı. Derya hanım bir yandan benimle sohbet ediyor diğer yandan fırındakileri kontrol ediyordu.Peki aile arasında mı kutlama olacak yoksa gelen misafirlerde olacak mı ? diye sorduğumda;
Derya hanım yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle, gelenler olacak elbet diye yanıt verdi.
Deniz'in arkadaşları da olacak. Her sene kutlama olur. Arkadaşları gelir hep birlikte eğlenirler. Deniz büyük kutlamalardan çok hoşlanır.Eminim çok eğlencelidir, diyerek manidar bir bakış attım. Daha önce her hangi bir kutlama yapmamıstım. Açıkçası yurttada doğum günleri kutlanmazdı hiç. Bu yüzden merakımı gizleyememiştim. Hem güzel bir kutlamada bulunacak hemde yeni yeni kişiler tanıyacaktım. Buraya geldiğimden beri Derya hanım ve ailesi dışında kimseyle tanışmamıştım henüz. Bu yüzden merak uyandırmıştı bu durum bende.
Gece olup karanlık çöktüğünde odalarımıza çekilmiştik. Raftaki kitaplardan gözüme ilk çarpanı alıp yatağıma geçtim. Kitabın sayfalarına gömüldükçe göz kapaklarımda yavaş yavaş ağırlaşmıştı artık. Ayracımı kaldığım yere koyup, kitabımı komidinin üzerine bıraktım. Uykuya yenik düşmüştü gözlerim. Lola'nın havlamasıyla gözlerimi ovuşturdum gece ne çabuk geçmişti farkında bile değildim. Yatağımdan doğrulduğumda gün aymıştı çoktan . Hızlıca üzerimi giyinip odamdan çıktım. Derya hanım kahvaltı masasını kurarken;
Uyandın mı hanımefendi ? Bende birazdan seni uyandırmaya gelecektim, dedi.
Evet. Size yardım edeyim bende diyerek kahvaltıyı hazırlamasına yardımcı oldum. Deniz pek bir heyecanlıydı kahvaltısını bile doğru düzgün etmeden odasına geçip hazırlanmaya başlamıştı bile. Ev bir güzel süslenmişti. Tavandan sarkan iplerin ucu balonlarla doluydu. Salona kurulan masalarda çeşit çeşit yiyecekler boy gösteriyordu. Etrafta gelen kişilerin eğlenmesi için bir çok oyun alanı kurulmuştu. Derya hanım oradan oraya koşturup bir eksik olup olmadığını kontrol ederken kapı zili çaldı.Ben açarım ! Diyerek heyecanla kapıya doğru koştum. Kapıyı açtığımda karşımda kocaman burnu, renkli kıyafeti ve rengarenk iplerden oluşan saçlarıyla sevimli bir palyaço bana bakıp;
Merhaba tatlı kız beni içeri almayacak mısın yoksa ? Diyerek gülümsedi.
Ahh tabi buyrun buyrun, bir an sizi karşımda görünce şaşırdım kusura bakmayın.
Partiye bir palyaçonunda geleceğini bilmiyordum şaşkınlığım bu yüzdendi. Ve tabi ilk defa bir palyaço ile karşılaşmıştım.Derya hanım :
Oo geldiniz demek Umut bey diyerek palyaçoyu selamladı.Hm demek adı Umuttu.
- Evet, malum doğum günlerinin vazgeçilmezi olarak gelmemem olmazdı. Benim işimde çocukları sevindirip, onlara olabildiğince hoş vakit geçirtmek.
Yüzündeki renkli gülümsemesi, ellerindeki kocaman eldivenleri ile fazlasıyla sempatik duruyordu.Ah tabi öyledir muhakkak. Çocuklarda birazdan burada olurlar burası size emanet. Biz bahçede olacağız bir şeye ihtiyacınız olursa lütfen çekinmeyin diyerek palyaçoyla olan konuşmasını bitirmişti.
Yanıma gelip tüm içtenliğiyle ; -Süeydacım kendini sakın soyutlama olur mu , buraya gelecek olan kişiler seninde arkadaşın olabilirler. Onlarla güzel vakit geçirip tanışabilirsin. Hoş sohbetler edip aktivitelere katılabilirsin, diyerek salondan çıktı.
Misafirler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Palyaço abi gelenleri tek tek kapıda karşılayıp içeri alıyordu. İçerisi bir hayli kalabalık olmaya başlamıştı. Balonları bir birine atanlar, ok yarışı yapanlar, kanepede oturup sohbet edenler, peluş oyuncaklarla oynayanlar herkes farklı farklı şeylerle meşguldü. Deniz ise yanında erkekli kızlı bir grup arkadaşı ile şöminenin yanında palyaçonun onları eğlendirmesi ile meşguldü.
Ben ise öylece bir köşede durmuş etrafımda olup bitenleri izliyordum. Bir yandanda birileri ile tanışıp konuşmak iyi olur diye düşünürken kulağımda çınlayan bir ses ile arkamı dönmem bir oldu. Kocaman gülümsemesi ile bana bakıp ;
-Merhaba..
Ben Melek su içme işini biraz abartmışım galiba çok sıkıştım, acaba lavabo ne taraftaydı ? diye sordu.-Merhaba. Şey.. buyrun size yardımcı olayım isterseniz ?
Tabi. Çok sevinirim. Sizi daha önce hiç görmedim bizim okuldanda değilsin. Deniz'in kuzenimisin yoksa ?O an ne diyeceğimi şaşırmıştım, önce ne demem gerektiğini bilmiyordum. Açıkçası biraz duraksadıktan sonra,
hayır kuzeni değilim. Derya hanımın bir tanıdığının kızıyım, buraya yeni geldim diyerek soruyu geçiştirdim.Öylemi anladım. Adın neydi buarada söylemedin ?
Süeyda.. adım Süeyda. Derken lavaboyada gelmiştik . Hah geldik işte lavabo burası.
Teşekkürler Süeyda tanıştığımıza memnun oldum.
- Bende.
Melek lavaboya girdiğinde. Neden böyle bir yalan söyleme gereği duyduğumu düşünüyordum. Oysa ki saklamam gereken bir durumda değil. Neden bir yurtta büyüdüğümü , Derya hanımın beni oradan aldığını ve onlarla beraber artık bu evde yaşadığımı söylemedim ki ? Üzerime çöken bu kasvetli hava canımı sıkmıştı.Melek lavabodan çıkar çıkmaz ona gerçeği söylemeli, kendimle alakalı doğru bilgiler vermeliydim. Yoksa küçükte olsa bu mevzu beni daha da sıkacak bunalmama sebep olacaktı. Ben düşüncelerle boğuşurken birden yükselen müzik sesi ile birleşen Derya hanımın sesine kulak kabarttım.
"Herkes toplanabilir mi ? Pasta kesme vakti geldi artık"
Sesi duyunca lavabonun önünden ayrılıp salona doğru yürümeye başladım..