Epistatın odası-1

753 56 61
                                    

İlk üç bölüm farklı bir kurguydu. Bu, onlarla bağlantılı değil ❤️

Adam hançerini hızlıca belindeki kınına soktu. Yüzüne kayıtsız bir ifade yerleştirerek kıza döndü.

-Neden geldin? İşlerin bitti mi?

Kız masanın önündeki karşılıklı koltuklardan birine oturmak yerine adama yöneldi. Yavaşça yürüyor, bir yandan da direkt olarak adamın gözlerinin içine bakıyordu.

Kedi gibi adamın kucağına tırmandıktan sonra kollarını boynuna doladı.

-Bir sorun mu var efendim? Gideyim mi?

Oturduğu yerde kımıldamadan durmaya çalışan adam sadece bir elini kızın beline attı. Fazla hareket ederse kız oturduğu yere daha da yerleşecek ve bu da onun başına bela açacaktı. Burada bunu yapmamalıydılar. Ne yeri ne de zamanıydı.

-Hayır Eva. Ne için geldiysen, devam et.

-Devam mı edeyim?

Nedense bu sorudan bir sinsilik seziliyordu. Epistat gözlerini kısarak kıza baktı. Doğrudan adamın gözlerinin içine bakan kızdan kıvılcımlar çıkıyordu sanki. Sırıtışında bir şeyler vardı.

-Devam et...

Bunu söyleyip söylememek arasında kalan epistatın ağzından bir çırpıda döküldü sözcükler. "Umarım pişman olmam" diye geçirdi içinden.

-Bugün çok yoruldun mu efendim? Çok çalışıyorsun.

Kız, adamın kulağına eğilip fısıldıyordu bunları. Dudaklarını özellikle kulağına değdiriyor, sıcak nefesini özellikle boynuna üflüyordu.

-Beni baştan çıkarmaya mı çalışıyorsun neferut?

Bunu söylerken bir yandan da aşağıda yükselmeye başlayan kabarıklığı kontrol altına almaya çalışıyordu. Ama nasıl kendini kontrol edebilirdi ki? Bu kız ona böylesine yapışmışken başka şansı var mıydı?

Evtida becerikli elleriyle adamın omuzlarını kavradı. Bu kaslı vücudu elinin altında hissetmeye bayılıyordu. Bir süre, her gece ona yağ sürerken yaptığı gibi omuzlarını okşadı.

-Şifalı yağ süreyim mi efendim? Buradaki kasların çok gerilmiş. Gevşemeye ihtiyacın var gibi görünüyor.

Elini biraz aşağı indirip göğsünü okşadı.

-Ve burası da...

Eli adamın vücudunda gezindikçe Amen'in gerildiğini hissediyordu. Karnının üstünde biraz oyalanarak ince beyaz tüylerini okşadı.

-Burası da...

Biraz daha aşağı kayarken adam kızın bileğini yakaladı.

-Dur Eva. Canın oyun mu oynamak istiyor?

Eva, diğer eliyle bileğini tutan eli kavrayıp tutuşu yumuşattı. Sonra epistatın elini yavaşça kendine doğru yaklaştırdı. Göğsünün arasındaki boşluğa dokundurdu, yavaşça sürünerek yukarı çıkardı. Boynunu, sanki onun elinde kırılmaya hazırmış gibi avucunun içine yerleştirdi. Sonra elini biraz daha yukarı çıkarıp dudaklarıyla adamın parmaklarına dokundu ve diliyle avcı dövmelerinde ıslak izler bıraktı.

-Oynamak istiyorsam?

Amen boğuk bir nefes verdi. Neredeyse kendi nefesinde boğulacaktı. Öksürmemek için kendini zor tuttu. Parmakları hala kızın dudağındaydı.

-Madem bu kadar oynamak istiyorsun...

Bir parmağını yavaşça kızın ağzının içine soktu. Evtida'nın gözleri ışıldadı. Dilini adamın parmağının etrafında çevirdi. Epistat diğer parmağını da kızın ağzına kaydırdı. Boşta kalan elini Eva'nın ensesindeki saçlarına geçirip boynunu açığa çıkardı.

-Gece olunca evime gel. Cüretin için cezalandırılacaksın.

Kızın boynuna ıslak öpücükler bırakıp ince derisini ısırdı. Sonra ısırdığı yerin üstünden diliyle geçti.

Epistat işleri en doruğuna çıkardıktan sonra, kızı belinden tutarak üstünden indirdi. Bu kez adamın yüzünde sinsi bir sırıtış vardı.

 Bu kez adamın yüzünde sinsi bir sırıtış vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Şimdi git. Papirüsler seni bekliyor, yaramaz neferut.

Amen&Eva🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin