Tizian ve avcılar bir süre kapının önünde dikilip durdular. Genç avcı, arkadaşını burada öylece bırakıp gitmek istemiyordu. Onun anlık bir duygu patlamasıyla böyle yaptığını düşünüyordu.
-Siz çıkın.
Hafif bir el hareketiyle avcıların dışarı çıkmasını istedi.
Herkes çıktıktan sonra Tizian hala arkası ona dönük olan Amen'e yaklaştı. Eva'nın dehşet içindeki yüzüne bakamıyordu bile. Çünkü tüm bu zaman boyunca Tizian onu korumuştu. Onun kara büyücü olmadığından neredeyse emindi. Bu kızla arkadaşlık bile kurmuştu. İçeride bir yerlerde hayal kırıklığı hissediyordu.
-Emin misin?
Çelik gibi bir sesle epistat cevap verdi.
-Oldukça.
Evtida hemen atılmaya çalıştı. Ellerini Amen'den kurtarıp oturduğu yerde doğruldu.
-Ne diyorsun Amen? Sana ne yapacakları hakkında bir fikrin var mı? Kara büyücüye yardım edemezsin.
Amen acıyla gülümsedi.
-Bana mı? Sen kendini düşünüyor musun? Onlar seni öldürmek istiyorlar.
Amen'in avcılardan "onlar" diye bahsetmesi Tizian'ın yüzünü buruşturmasına sebep oldu.
-Tizian, dinleme onu! Ne olur götür onu buradan, sana yalvarırım.
Avcı bir adım daha yaklaşıp elini Amen'in omzuna koydu. Ne olursa olsun arkadaşına sırtını dönmek istemiyordu.
-Gerek yok Tizian. Ben her şeyi düşündüm.
Avcı ve şezmunun kaşları şaşkınlıkla kalktı.
-Neden bahsediyorsun?
Amen oturduğu yerden kalkıp koltuğa, Evtida'nın yanına oturdu. Kızın ellerini tekrar avucunun içine alıp gözlerine derin derin baktı. Sanki, "bu eller hep benim elimi tutuyor olmalı" der gibiydi.
Bakışlarını zorlukla Tizian'a çevirdi.
-Hiçbir şey olmamış gibi davranacağız. Buradan dönüp yerleşime gideceğiz.
Tizian histerik kahkahasını bastıramadı.
-Sen iyi misin dostum? Nasıl "hiçbir şey olmamış gibi"?
-Beni dinle. O kadar avcıyı ikna etmek zor olacak. Onlara Evtida'yı... öldürdüğümüzü söyleyeceğiz. Bize büyü yapmaya çalıştı, biz de onu öldürdük, tamam mı?
Bunları söylerken kızın elinin üstünü ovuşturuyordu.
-Buna neden inansınlar?
Başını kıza çevirip onu işaret etti.
-Hem cesedini görmezlerse inanırlar mı?
-Görecekler.
Evtida irkildi. Sanki o orada yokmuş gibi yapılan konuşmalar başını döndürüyordu. Onu öldürmeyecekler ama öldü gösterecekler öyle mi? Peki Set bunu duyduğunda ne olacak? Ölmediğini anlamayacak mı? Bunu Amen'e söyleyip söylememe arasında kalıyordu.
-Ne diyorsun Amen? Anlamıyorum.
-Diyorum ki, Eva'nın giysilerine biraz kan süreceğiz. O sadece hareketsiz duracak. Başka bir şey yapmasına gerek yok. Dediğim gibi, bize büyü yapmaya çalıştı ve biz de onu yakalayıp öldürdük. Bu sırada hızlı hareket etmemiz gerekiyordu yani onu yaralamak ve sonra idam etmek gibi bir şansımız olmadı.
Evtida'ya özür diler gibi baktı.
-Onu bu şekilde götüreceğiz ve ben Anubis Evi'nden başka bir şezmu cesedi getirene kadar Eva, sorgu odasında bekletilecek. Herkes onun öldüğünü duyacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amen&Eva🌙
FanfictionAmen&Eva fanfic. Bölümler birbirinden bağımsız da olabilir, bağlantılı da olabilir. Gerçek hikayeyle ve yazarla bağlantısı yok, sadece hayran kurgusu 🌙