Karşılaşma

309 29 67
                                    

Yeni bölüm ❤️ Madrigal-Dip ile okuyun ❤️

Amen haftalarca aradığı sevgilisini sonunda buldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Amen haftalarca aradığı sevgilisini sonunda buldu. Ama bulduğu kişi sevgilisi miydi?

Mektubunda yazdığı onca şey, özürler, mecburiyetler... "Neden Eva?" diyordu Amen. Sürekli bu soru aklında çınlarken aradı onu.

"Kim seni buna mecbur etti?" demek istiyordu. Ya da önce sımsıkı sarılmayı hayal ediyordu. Çok özlemişti.

Onu bulana kadar onlarca kavuşma sahnesi yaşadı kafasında. Şimdi karşısındaydı. İnanmak istemediği, kendine sebepler sunduğu, sevgilisini masum gördüğü onca şey... Hepsi Amen'in zihninde yankılanıyordu.

Karşısında duran kadın onun Eva'sı mıydı? Gözlerine inanamadı. Şezmu pelerini içinde, elinde bir maske tutuyor, gözlerinde tuhaf bir ışıltı...

-Hayır...

Dilinden yalnızca bu kelime dökülebildi. Ona bakan gözlerde kendisine ait bir şeyler aradı. Elini uzatmak istedi, vazgeçti. Yapamazdı, ona dokunamazdı çünkü o onun Eva'sı değildi.

Şimdi avcı içgüdüsünü dinleyip bir şeyler yapmalıydı. Güçlü durmalıydı. O, herkesin korktuğu Epistat Amen...

İçinde yükselen duygu karmaşasından biri galip gelmeye başlamıştı. Şimdi neredeyse dizleri titriyordu. Korkacak bir şey yoktu ama Amen korkuyordu. Asıl bu kız ondan korkmalıydı, kaçmalıydı. Ama o da karşısında öylece duruyordu.

Amen gözlerini kırpmak istemedi. Yapmak zorunda olduğu onca şeye rağmen, birkaç saniye daha uzun bakmak istedi yüzüne. Güzel neferutuna. Onun kadını değildi ama onun olana çok benziyordu. "Hayır, değil" dedi içinden. Korktu. İçinde duyduğu bu korkudan bile korktu. Çünkü bu korkunun neden ortaya çıktığını biliyordu.

Bu kızı kendi eliyle, kendinden ve hayattan sonsuza dek koparacaktı. İçinde milyonlarca ses "Yapamam!" diye bağırıyordu. Ama yapmak zorundaydı.

-Beni buldun.

Bu titrek ses Amen'i kendine getirdi. Başını hafifçe yana eğdi.

-Kaçıyor muydun?

Evtida ne diyeceğini bilemedi. Bakışları yere çevrildi. Amen ona doğru bir adım attı.

-Benden mi?

Bu sözde hem kırgınlık hem de sitem vardı. Onunla konuşmaması gerektiğini biliyordu. Normalde ne yapardı? Şezmu olduğu bariz olan birine ne yapardı? Sorgulamaya gerek var mıydı? Hele de böyle duygu yüklü bir konuşma yapmak...

"Epistat."

Avcı içinden ona fısıldıyordu. Kim olduğunu hatırlatmak ister gibi.

"Yapamayacaksın."

Amen elleriyle başını sıkıp onu susturmak istedi ama hiçbir şey yapmadan öylece durdu. Yağan yağmurdan sırılsıklam olmuşlardı. Ama umrunda değildi.

-Senden. Kendimden.

Yine cılız bir ses. "Korkma Evtida! Konuş benimle, anlat bana! Beni ikna et!" diye bağırmak istiyordu Amen. Ama tam tersini yaptı.

-Seni bulacağımı bilmeliydin.

Evtida acı çeker gibi gülümsedi.

-Biliyordum.

-Seni her yerde bulurum.

Eva artık ayaklarının üzerinde durabilecek gücü kendinde bulamıyordu. Neredeyse olduğu yere düşecekti. Başı dönmeye başladı.

Karşısındaki kızın yavaş yavaş solmaya başladığını fark eden Amen'in içi gitti. Ona yakın olmak, onu iyi etmek istedi. Ama avcı güldü.

"Sen mi? Sen? Onun celladı?"

Amen sinirle gözlerini yumdu. Derin bir nefes aldı. Bu sırada bir ses duydu. Gözünü açtığında Evtida yerdeydi. Çamurun içine düşmüş, kendinden geçmişti.

Epistat hızla onun üstüne eğildi. Başını dikkatle ellerinin arasına alıp dizine yatırdı. Panik vücudunun her tarafını öyle bir sarmıştı ki titriyordu.

-Eva! Eva uyan! Evtida!!

Deli gibi kızın yüzünü okşuyor, yağmur yüzünden kızın yanaklarına ve alnına dağılmış saçlarını kenara çekmeye çalışıyordu.

-Sana ne yapabilirim? Beni ne hale getirdiğini görüyor musun? Senden başka bir şey düşünemiyorum! Gündüzleri gözlerimin önündeki hayalde, geceleri rüyalarımda. Her yerde, her yerde sen vardın! Uyan ne olur!

Amen kızı tek hareketle kaldırıp kucağına aldı. En yakındaki evin kapısını çaldı. Köylülerden biri kapıyı açtığında epistat üniforması içindeki bu adamı gördüğünde şaşırıp kaldı. Çünkü kucağında kara büyücü pelerinli bir kadın vardı.

-Battaniye, kuru giysi ne varsa getir!

Köylü bir anlık şaşkınlığı üstünden atıp hemen emirleri uygulamaya geçti. Amen, en yakındaki koltuğa kızı yatırdı. Gözlerini ondan bir saniye bile ayırmıyor, sürekli nefes alıp verişini kontrol ediyordu.

Köylü bir battaniye ve birkaç kıyafet getirdiğinde Amen ona bir el hareketiyle gitmesini ima etti. Bu andan itibaren ne olacağı umrunda değildi. Onu böyle bırakamazdı. Evtida herhangi biri değildi. İçindeki tüm güvensizliklere, ikilemlere ve yaralara rağmen Evtida ona en doğru insanmış gibi geliyordu. Sanki onun için yaratılmış gibi.

Şimdi onu böyle alıp götürse, her zamanki gibi... Diğer şezmulara yaptıkları gibi... Amen kendi düşüncelerinden kaçmak ister gibi dişlerini sıktı, başını iki yana salladı.

Bu kızı değil öldürmek, saçının teline zarar veremezdi. Ona bakarken içi gidiyordu. Kararını vermişti.

Evtida'nın kirpikleri titredi. Amen hemen hareketlendi. Ne yapacağını bilemeden kızın yanağını yumuşak hareketlerle okşadı.

-Evtida?

Kız yavaşça gözlerini açtı. İlk gördüğü manzara üzerine eğilen sırılsıklam olmuş Amen'di. Hemen korkuya kapıldı. Kalkmaya çalıştı ama Amen izin vermedi.

-Hayır kalkma. Uzan biraz.

Eva itiraz edecekti. Kaçması gerekiyordu. Ama Amen onu bırakmazdı. Ne yapacağını düşünürken kapı açıldı. İçeri bir düzine avcı ve Tizian girdi.

-Amen? Onu bulmuşsun. Diğerleri de elimizde. Hadi gidelim.

Amen arkasını dönmeden Tizian'a cevap verdi.

-Hayır.

Tizian onlara doğru yaklaştı.

-Anlamadım?

-Gelmeyeceğiz.

Amen'in yakın arkadaşı olduğu için bazı şeylerin farkına varabiliyordu. Ama bu kadarı... Tizian bunu beklemiyordu.

-"Siz" mi? Bu ne demek Amen?

Amen buz gibi bir sesle konuşuyordu.

-Ne anladıysan o. Ya bizi burada hiç görmemiş gibi yapıp şimdi buradan çıkar gidersiniz, ya da beni de onunla beraber götürürsünüz. Yapabilirseniz.

Eva'nın gözleri dehşet içinde büyüdü. İtiraz etmek için ağzını açtığı anda Amen onu susturdu.

-Demek öyle.

-Öyle.

Tizian derin nefes verdi. Sıkıntı içinde çenesini kaşıdı.

-Ne düşünüyorsun ki? Biz sizi burada bırakıp gitsek bile, firavun peşinize düşmeyecek mi? Özellikle senin Amen.

Amen, Evtida'nın elini avucunun içine aldı. Yan dönüp Tizian'ın gözlerine baktı. Arkadaşının onu anlayacağını düşünüyordu.

-Bunu göze aldım.

Amen&Eva🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin