4. Sigara İzi.

120 19 106
                                    

Hellooo

Yeni bölümle karşınızdayımm

Bol bol yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınn. Yaptığınız yorumları okurken çok keyif alıyorumm

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm yazmaya becermişimdir

İyi okumalarrr
❤️


"Siz aklınızı mı kaçırdınız? Kaç kere söyleyeceğim gece yarısı tek başınıza bara gitmeyin diye?" Dün gece geçirdiğim kesintisiz ve kâbussuz bir uykudan sonra Koray'ın, sabahın köründe bizi azarlaması kâbus gibi geliyordu.

"Cengiz ve Aral olmasaydı Allah bilir başınıza neler gelecekti." Koray'ın, onları nereden tanıdığını daha sonra sorgulayacaktım. Şimdi sırası değildi.

"Abartma," dedi Sibel ağız ucuyla. Sabah erkenden herkes benim evimde toplanmıştı.

"Abartma mı? En son içtiğinizde başınıza gelmeyen kalmamıştı." Göz ucuyla bana ve Aral'a bakıp konuşmasını devam ettirdi. "Ayrıca siz ikinize ne oluyor? Sabah odaya bi daldım ve bilin bakalım ne gördüm?" Tehlikeli gözlerle bana baktı, "Güzel kardeşim Doğa, Aral'ı yatak olarak kullanıyor." Kulaklarıma kadar kızardığımı hissettiğimde kucağımdaki peluş tilkime daha çok sarıldım ve bakışlarımı hapsinden kaçırdım.

Sabah gözlerimi Aral'ın çıplak göğsünde yatarken açmıştım. Neden odamda olduğunu sorunca sadece bakmıştı yüzüme. Neden üstünün çıplak olduğunu sorunca, üstünde bir şey varken uyuyamadığını söylemişti. Ayrıca benden önce uyandığını, üstünde olduğum için beni uyandırmak istemediğini ve oturup beni seyre daldığını da eklemişti.

Arsız adam!

Olanlar tekrar aklıma gelince sanki mümkünmüş gibi biraz daha kızardım.

"Onu, o güzel kardeşine sor. Gece benimle yatmak isteyen kendisiydi." Hiddetle Aral'a döndüm.

"Ve sizde benim sarhoş halimden faydalandınız öyle mi?"

"Gitseydim ağlardın."

"Kaldınız ve yaktınız."

Derin bir sessizlik oluştu. Herkes şaşkın gözlerle bana bakarken hızlıca ayağa fırlayıp arkama bile bakmadan odama doğru yöneldim. Hay ben benim ağzıma.

Odama girip komodinin üzerindeki telefonumu aldım ve hemen Sibel'e mesaj yazmaya başladım.

Ben: Sana yalvarıyorum herkesi evimden uzaklaştır, Koray'ı bile.

Attığım mesaj bir kaç dakika sonra mavi tik olmuştu. Aşağıdan gür bir kahkaha sesi yükseldi ve bu gülüşün Sebel'e ait olduğunu anlayıp bir mesaj daha yazmaya yöneldim.

Ben: Neye gülüyorsun?

Mesajımı okuyordu ama yazmıyordu çünkü gülmekle meşguldü.

Ben: Kahretsin! Kızım cevap versene.

Bildirim sesini işittiğimde mesajı hemen okumaya başladım.

KÜLLERİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin