2. Bay Dragon.

126 29 94
                                    

Heellö.

Bölüme başlamadan yıldıza basabilir misiniz?

Satır arası yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalarr.

En büyük acılarımıza bile söylenen "Büyüyünce geçer." lafının yalan olduğunu bu gün bir kez daha anladım.

Hani geçecekti acılarım? Hani unutacaktım ben herşeyi? Hani bütün yaralarımın izi geçecekti? Yaralarım hâlâ taze, yetmiyormuş gibi üstüne tuz serpiştiriliyordu. Hani benim mutluluğum? Hani benim özgüvenim, hayallerim, güvenim? Hani benim ailem?

Ben hâlâ on bir sene önceki o kız çocuğuyum. Hiç bir şey değişmemişti. Sadece yaşım artmıştı. Yaşta rakamlardan ibaret değil mi?

Fiziksel olarak büyüyordum. Ama ruhum hâlâ on bir yaşında. Ruhumda; 2 şubat gününde, içimde başlayan yangının sonucunda oluşan küllerin izi vardı. Ve bu iz hiç kaybolmayacakmış gibiydi. Yangına dönüşeceklerinden korkuyordum.

Şu an ise Samet Amca'nın ofisinde oturmuş birini bekliyorduk.

Samet Amca, babamın en yakın arkadaşlarından biriydi. Kendisi bu karakolun amiri oluyor. Bana kendi kızıymış gibi davranıyordu.

"Kimi bekliyoruz?" diye sordum Samet Amcaya.

Tam ağzını açıp bir şey diyecekken kapı iki kere tıklatıldı ve gel komutunu beklemeden kapı açıldı.

Kafamı çevirip gelen kişiye baktığımda şok içinde kaldım. Baştan aşağı simsiyah giyinmiş, sert ve kendinden emin kömür karası bakışlarıyla tam gözlerimin içine bakan irisler bana hiç yabancı gelmiyordu.

Bu o adamdı. Kafede, en arka masada oturmuş pür dikkat bizi izleyen adam. Burada ne işi vardı bunun? Biz bunu mu bekliyorduk? Bu kimdi yahu?

Samet Amca "Hoş geldin oğlum," deyince onu tanıdığını anladım.

Başını eğmekle yetinen Bay Dragon, Samet amcanın sağ çaprazında, benim ise tam karşıma oturdu. Evet, ona bu lâkabı takmıştım, çünkü bakışları tıpkı bir ejderha kadar yakıcıydı. Gözleri de unutulacak türden değildi meymenetsizin. Ne diyordum ben ayol?

Soran gözlerle Samet Amca'ya döndüğümde konuşmaya başladı.

"Aral Şahin," dedi adamı göstererk, "kendisi buranın başkomiseri. Onu tanımaman beni şaşırttı doğrusu." Ne demek istediğini anlamadığımdan tek kaşımı havaya kaldırdım.

"Seni son üç aydır takip ediyor. Nereye gittiğini, ne yaptığını, kimlerle görüştüğünü izliyordu." Ağzım açık bir şekilde Samet Amca'ya baktım. Ne yani bu Aral denen yeni takipçim benim bütün bu üç ay boyunca yaptıklarımı görmüşmüydü? Beni kovalayan köpeğe sövüşümü, yağmurlu günde kaydıraktan kayarken yanlışlıkla takla attığımı, kitapçıdan kitap alırken rafları devirdiğimi, çöpleri çıkarırken ayağımın kayıp düştüğümü ve bütün çöpleri üstüme döktüğümü, Koray sarhoşken sokak ortasında dövüp eve getirdiğimi ve nicesini görmüşmüydü? Aman Allahım ne kadar da rezil bir insanım ben böyle!

"Bunun elbetteki nedenleri var. Üç ay önce, Mehmet'in cesedi bulunduğunda bu cinayette onun parmağı olduğundan şüphelendik. Bu yüzden senin daha güvende olman için Aral'a bu görevi verdim. Dava geri açıldı kızım. Ailenin ölümünden on bir sene geçti. Daha ne ona dâir bir iz bulabildik ne de onun nerelerde olduğu, ne yaptığını." Gözlerim dolmuştu. Ailemi neden öldürdüğüne dâir kendimce nedenler arıyordum, onları gözlerimin önünde öldürmüştü. Peki ya Mehmet eniştem? Onu neden öldürmüştü?

KÜLLERİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin