6. Peluş Tilki Oyuncağı.

94 6 83
                                    

Hellö.

Bolca yorum yapmayı unutmaıyıınn

İyi okumalarr

🫀🚬

Şu an şaşkınlığın beden bulmuş haliydim. Şaşkınlık insan olsaydı şu an, muhtemelen ben olurdum.

Zarftan çıkan şeylere bakınca, dudaklarımdan hayret nidası döküldü. Bu nereden çıkmıştı şimdi?

Masada, zarftan çıkan fotoğrafları dizmiş, oturup sanki Aşk-ı Memnu izliyormuşum gibi izliyordum. Fotoğraflarda ben ve Aral vardık. Hayır, normal ben ve Aral değil; anormal ben ve Aral.

Yakınlaştığımız her anın fotoğrafı çekilmişti. Onun belime dokunuşu, kulağıma yaklaşıp fısıldayışı, kafenin içindeki yakın hâllerimiz ve daha niceleri. Komik olan şuydu ki, bütün fotoğraflarda romantik bir çift gibi çıkmışız. Bir bu eksikti. Bu da başıma geldi ya, rahat rahat başımı yastığıma koyabilirim artık.

Derin ve sıkıntılı bir nefes verip, en çok gözüme batan fotoğrafı elime aldım. Fotoğrafa yansıyan görüntümüz; Aral'a "Kimsin sen?" diye sormak için dibine kadar girdiğim andı. Ama bir yanlışlık vardı. Ben bunu sorarken olabildiğince sinirliydim. Neden bu fotoğrafta sırıtıyordum. Allah'ım bu fotoğraf shop, shop.

Ağlamaklı sesler çıkartıp, başımı ellerimin arasına aldım. Kim yapmıştı böyle bir şeyi? Hangi Allah'ın kulu benim bacağımı bok çukurundan çıkarmak yerine daha çok sokuyordu? Hiç bir fikrim yoktu.

Fotoğrafları hemen zarfa geri koydum ve uzanıp masanın üzerinden telefonumu aldım. Koray'ı aramalıydım. Haber vermedim diye endişelenmiştir şimdi. Telefon, dördüncü çalışta açıldı.

"Koray."

Arkadan yükselen yüksek ses müziğin arasından Koray'ın sesini seçtim. "Buyur benim."

"O kim hayatım?" dedi ince bir kadın sesi arkadan. Kaşlarımı çattım. O kimdi?

"Kız kardeşim bebeğim, konuşup geleceğim. Sen rahatına bak." diye bağırdı müzik sesini bastırmak için.

"Ama hayatım..."

"Geleceğim dedim ya Selin." deyip kadının lafını böldü Koray.

"Koray." dedim yüksek bir sesle. Arkadan, kadının saçma sapan gülme seslerini duydum. "Koray, ne haltlar yiyorsun sen? Yine hangi kadınlara yavşıyorsun?" Sesim, öfkeli çıkmıştı.

"Af buyur Tilki. Ben ne zaman böyle şeyler yaptım?" Sesinde kınayıcı bir tını vardı. Sanırım dışarıya çıkmıştı çünkü müzik sesi artık çok gelmiyordu.

"Pisliğin tekisin. Hayvan! Kapat şu telefonu."

"Ne dedik şimdi?" der gibi oldu ama onun kapatmasını beklemeden, kendim telefonu hemen yüzüne kapattım. Endişelenmiştir diye düşünüyordum bir de. Meğersem karı kızla vakit geçiriyormuş.

Abim falandı ama bu konuda gerçekten iğrençti. Girdiği bir ortamda neredeyse on beşi ile flörtleşip, üçü ile yatıyordu. Pisliğin tekiydi. Kendince vakit geçiriyordu. Ona denk gelen kadınlar bari akıllı olsaydı.

KÜLLERİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin