Birbirine düşman olan bu iki sınıf yaşanan bazı tatsız olaylar sonrası düşmanlıklarının ateşini iyice körükleyen sınıf birbirine şakaları artık tat kaçırmaya başladı dahada çok artık birbirine ciddi ciddi zarar vermeye başladılar ama sonra öyle bir...
"Leyla napıyosun burda?" Sesin sahibi tanıdık geldi. Arkamı döndüm Hazal'dı derin bir nefes aldım göz yaşlarımı serbest bıraktım. Koşarak ona sıkı sıkı sarıldım.
"Noldu Leyla?"
"Hazal sen nerdesin? Heryerde seni arıyorum bir şey yaptılar sandım." Kokusunu içime çekerek sarılmayı bıraktık Hazal bodrumda kapısının hemen altına korkuyla baktığını gördüm.
"Leyla kağıt var." Kapının altına baktım gerçekten bodrumda kapısının altında kağıt vardı. Kapının tam altına diz çöküp kağıdı aldım.
Bu cümleleri bu satırları, bu kelimeleri, bu harfleri
Okuyan kişi sana diyorum,
Şuanda dipsiz bir kuyunun en aşasındasın.
Ve bir çıkış yolu arıyorsun ama ben sen her çıkışa biraz daha yaklaştığında,
Önüne engel koyucam.
Sen her kalktında düşeceksin,
Ve bende bunu zevkle izleyeceğim.
Hayatta hazırlan,
Çünkü şimdi konuşma sırası bende,
Ve siz seyircisiniz.
Oyunuma hoşgeldin,
Perdeler açılsın oyun başlasın ...
Yazılanları okuyorduk bir o kadar da korkuyoduk kara kara napıcamızı düşünüyoduk.
"Napıcaz?"
"Bilmiyorun ama birileri oyun istiyor." Sinirlenmiştim biri bizimle oyun oynuyordu kim buna cesaret eder? Biranda aklıma ders geldi hızla saatime baktım. "Hadi sınıfa gidelim teneffüste konuşuruz." O sadece kafa sallamakla yetindi kağıdı cebime koydum ve birlikte sınıfa gittik. Kapıyı tıklamadan önce Hazal'a baktım.
"Bu olanlar şimdilik aramızda kalsın tamam." Kafa salladı kapıyı tıkladım içerden "Gel." Sesi duyulunca kapıyı açtık sağ ayakla girdik hadi bismillah tabiki özür dileyip yerimize oturduk. Bütün sınıf felsefe dersinde uyuyodu. Yürüyen tehlikeler alttan telefonla bir şeyler yapıyorlardı Duru'nun beni dürtmesiyle alttan telefonumu aldım. Gruba girdim.
