8.Bölüm:Adil bir oyun
"Karanlığın aydınlık tarafı..."
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Siz hiç düşmanım dediğiniz kişiyle bir gün dost olacağınızı düşündünüz mü? Benim aklımın ucundan bile geçmedi böyle bir ihtimal vermedim bile, şimdi halime bak yan balkonda denize karşı bakıyorduk ikimizde. Hayat birbirimizi bir şekilde birleştiriyordu sanki o karanlıktı bende aydınlık birbirimizi tamamlıyorduk bu bizim karalığın aydınlık tarafı tehlike oyunumuzdu, belkide gölgelerin oyunuydu. Ne diyorum ben ya iyice saçmaladım unutun bu dediğimi arkamdan gelen sesle irkildim.
"Leyla ne yapıyorsun?" Arkama baktım da Duru öylece bana bakıyordu gülümsedim.
"Hiç denizi izliyorum dalgaları huzur veriyor bana."
"Senin adına sevindim huzura kavuştun sonunda."
"Hadi içeri geçelimde uykucuları uyandıralım." Dedim kafa salladı balkondan çıkıp kapıyı kapattık direk yatak odasına gittik. Hazal'ın yatağının yanına gittim de ona doğru biraz eğildim.
"Hazal... Uyan hadi." Diye mırıldandım uyanır gibi oldu ama uyanmadı. Komidinin üstünde bardak vardı hem de yarısı su doluydu bardağı elime aldım. Duru napıcamı anlamış olmalı ki o da Azra'nın bardağını aldı.
"Kızlar son kez söylüyorum uyanıyor musunuz? Uyanmıyor musunuz?" Ses yoktu ikisinden de. "İyi benden günah gitti." Dedim ve Duru'ya elimle işaret ettim. Aynanda hem Hazal'ın hem de Azra'nın kafasına döktük. Bir anda uyanıp yatakta doğruldular şaşkınlıkla bir bize bir kendilerine bakıyorlardı.
"YA SİZ İYİ MİSİNİZ?" Diye bağırdı Hazal bir anda kahka atmaya başladık.
"Ahahah... Kanka biz sizi uyardık... Ahah..." Hazal bu dediğime göz devirdi.
"Ya insan gelirde düzgünce uyandırır o nasıl uyandırmak öyle?" Diye sordu Azra uykulu bir şekilde.
"Hadi ya kalkın artık kahvaltı yapalım sonrada karakola gidip ifade verelim." Söyledim şey kafalarına yatmış gibi ikiside kafa salladı. Dolaba gidip kot pantolonla krem rengi kazak aldım. Banyoya gittim. Üstümü değiştirip banyodan çıktım Azra'yla, Hazal kapının önünde bekliyordu.
"Duru nerde?"
"Odada giyiniyor." Kafa sallayıp odanın kapısını tıkladım.
"Gel." Odaya girdimde Duru giyinmiş pembe renk rujunu sürüyordu.
"Süslü seni." Dedim bir anda bana döndü ve gülümseyerek baktı. "Kanka zaten kahvaltı yapıcaz niye ruj sürüyorsun?"
"Kankacım, bak bebeğim bunlar sana saçma geliyor olabilir ama bir Duru Demirel asla rujsuz dışarı çıkmaz." Dedi o sırada makyaj kutusu dikkatimi çekti biraz yaklaşıp içine baktım içinde; fondöten, maskara, fırçalar ve bolca ruj vardı. Bir, iki tanede değil beş tane.
YOU ARE READING
Düşmanlarımın gölgeleri
ChickLitBirbirine düşman olan bu iki sınıf yaşanan bazı tatsız olaylar sonrası düşmanlıklarının ateşini iyice körükleyen sınıf birbirine şakaları artık tat kaçırmaya başladı dahada çok artık birbirine ciddi ciddi zarar vermeye başladılar ama sonra öyle bir...