B01: Gelen Yeni Adam

30 2 1
                                    

"Acılarımız, içimizdeki en derin kuytuları aydınlatan ışıklardır. Onlar, bize kendi gücümüzü hatırlatır ve iyileşmenin kapılarını aralar." - Haruki Murakam

B01: Gelen Yeni Adam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


B01: Gelen Yeni Adam

Odada, yağmurun melodisiyle birleşen bir duygu karmaşası  hüküm sürüyordu. Pencereden süzülen gri ışıklar, sanki dış dünyanın kasvetini içeri çekiyormuşçasına içeriyi boğmuştu. Yağmur damlalarının ritmik çarpışması sanki içimdeki çatışmaları anlatan bir melodiye dönüşüyor ve havanın ağırlığı ruhumun derinliklerine kadar inmişti bile.

Hayatın sahnesinde kendimi hiçbir zaman başrolde hissetmedim. Sadece izleyici koltuğunda oturan arka planda kaybolan bir figür gibi hissettim kendimi. Kalabalıkların arasında, gözlerimde kaybolan bir yüz olarak varlığımı sürdürdüm. Ne zaman bir başrol olma şansım olsa sahnede gölgeler içinde kaybolan bir figür olmaktan öteye gidemedim.

Belki de hayatın acımasızlığı beni başrolde değil de bir figüran olarak bıraktı. Her defasından izleyicilerin alkışlarına değil sessizce kaybolan gölgelere eşlik ettim.

Gelen araç sesleri ile düşüncelere daldığım kitaptan ayrılıp perdeyi biraz araladım ve sesin kaynağına odaklandım. Bir kamyon ve arkasında bir sürü adam vardı. Durduğu yere baktığımda olayı anlamıştım. Tam karşımızdaki apartman olan ve tek dairesi boş olan yere taşınıyorlardı. Dairenin sahibi Muhsin amcaydı. Beni pek sevmezdi ama bir şekilde anlaşırdık onunla.

Oturduğum yerden kalkıp kitabımı da yatağımın üstüne koydum. Üstümü düzeltip perdeyi tamamen açtım. Kapıyı da açtıktan sonra balkona çıkıp  daha detaylı baktım.

Evet evde tek benim odamın balkonu vardı. Burası benim kendi iç dünyam gibiydi. Bir sürü çiçekler, sarmaşıklar ve tekli oturma alanım. Evde en çok burada durduğum su geçirmez bir gerçektir.

Korkuluklar tutunarak yeni taşınacak aileye bakmaya çalıştım ama bir kadın görememiştim. Bekar birisi mi gelecek?

"Kız kimmiş gelen?" gelen sesle başımı direkt aşağıya çevirdim. Her mahallede olur ya dedikodu denilince akla gelen kişi, işte bu mahallenin de dedikoducu Hayat ablaydı. Her şeyi duyar duymasa da öğrenmek için elinden geleni yapardı. Mahalleli bu huyunu ne kadar sevmese de huylu huyundan vaz geçmemişti.

"Bilmiyorum abla." sen bilmiyorsan ben nasıl bileyim be abla?

"Kek yapmıştım bende. Bahane edip götüreyim belki. ÜNur kız kalk! Bekar oğulları vardır belki!" Nur, Hayat ablanın tek çocuğuydu. Kendisi beni pek sevmese de hakkında kötü bir şey diyemezdim. Tek net diyebileceğim şey koca arıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Arada KalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin