Uyum (16. Bölüm)

635 39 7
                                    

Bu günü evde geçirecektik. Evin neresinde ne vardı tam olarak bilmiyorduk bile. Bu gün rahat ve normal bir gün geçirecektik. Evde durdukça aklıma bir sürü soru geliyordu. Bu kadar insana yetecek erzağı nereden bulmuşlardı? O lanet olası zombileri nasıl insana dönüştüreceklerdi? Peki annemi biz mi öldürmüştük? Yaşasaydı oda tedavi olamaz mıydı? Aklıma gelen soruları susturamıyordum. Hemen kendime gelmeliydim. Bir uğraş bulmalıydım. Kalkıp hemen elimi, yüzümü yıkadım. Odaları tek tek gezdim. Ardından salona geri gittim. 

Hangi odada kim kalacak ona karar verecektik. Üç oda vardı. Hemen aramızda paylaştık. Biz ailecek bir odada. Buket abla ve Metehan abi bir odada kalacak. Can abiler de diğer odada kalacaktı. Odalar paylaşılınca hemen yeni eşyaları da alıp odalara yerleştik. Yerleşip salona geçerken kapı tıkladı. Hep beraber kapıya yöneldik. Kapıda iki görevli akşam lambaları olduğunca az kullanmamızı perdeleri sonuna kadar kapatmamızı söylediler. Işık zombileri çekiyor diye tedbir alıyorlardı. Zombileri tedavi için kapılardan kontrollü olarak alıyorlarmış. Sayı artarsa bu durumun zorlaşacağından bahsedip gittiler. Bizde teşekkür ettikten sonra tekrar içeri girdik. 

Hava hafiften kararıyordu bense camdan dışarı bakıyordum. Aşağıda tek tükte olsa insanlar vardı. Arada askeri araç geçiyordu. Issız bir şehri andırıyordu sanki burası. Terk edilmişcesine boştu. Hava iyice kararınca dendiği gibi perdeleri çektik. Biraz oturduktan sonra herkes odasına çekildi. Ece evde iki oyuncak bulmuştu onlarla oynuyordu. Babam her zamanki gibi düşünceli. Bu kez olanlar yerine kendimi düşündüm ve yataklardan birine gömüldüm ve uyudum. 

Sabah uyandığımda herkes uyuyordu. Uzun zamandır ilk kez bu kadar rahat bir yatakta yatıyordum. Aslında uzun zamandır ilk kez yatakta yatıyordum. Kalkar kalkmaz hemen bir bardak su içtim. İçecek su bulamazken şimdi içmeye bulamadığımız suyla yıkanıyorduk. İnsan suyun daha doğrusu temiz suyun değerini gerçekten anlıyordu. 

Dünden sonra yine ikinci kez kapı tıkladı. Bir tek ben uyanıktım ama uyuyanlarda uyanmıştı. Ben kapıyı açmadım. Büyüklerden birisini bekledim. Kapıyı açtık ve yine dünkü iki görevli kapıdaydı. Eliyle içeriyi işaret ederek masadaki çalar saati gösterdi ve bir saat sonra herkes aşağıda olsun deyip gittiler. Onlar söyleyene kadar saatten habersizdim. Saatsiz ve zamansız yaşamaya alışmıştım. Bizim için saatin önemi yoktu tek önemli olan gün güneşin doğuşu ve batışıydı. Ama burada yaşayacaksak planlara da alışacaktık. Herkes elini yüzünü yıkadı ve bir kahvaltı hazırlayıp tıka basa yeyip kalktık. Saat gelmişti ve aşağıda olmalıydık. Diğer evdekilerle beraber aşağı indik. 

Bir otobüs evin önündeydi ve eve gelen ikili otobüsün yanındaydı. Hepimiz otobüse bindik ve bir binanın önüne kadar getirdiler. Ardından binaya kadar eşlik ettiler. Binada ilk gün bizi karşılayan Dilek abla vardı. Bu gün bizi iş için böleceklerdi. Dün aldıkları bilgilerle hepimize uygun iş veya okul verdiler. Babam gıda, elektrik, giyim gibi şeylerin üretim ve harcamalarını not alacaktı ve eksikleri bildirecekti. Eskisi gibi muhasebede çalışacaktı bir nevi. Can abi daha önce bir iş yapmamıştı ama silah kullanmayı iyi biliyordu. Ona da bir kaç gün eğitim verip asker olarak çalıştıracaklardı. Ben öğrenci olduğum için boşta kalmıştım. Okul için öğretmen bulunana kadar Ece ve ben bekleyecektik. Aramıza yeni katılan Buket abla ve Metehan abiyede kendi alanlarında görevler vermişlerdi. Buket abla dönüşmüş olan zombilere psikolojik destek verecekti. Metehan abiyse zombilere enjeksiyon yapacak ve aşı takibi gerçekleştirecekti. Yaşlılara iş verilmedi. Geri kalanlara da alanlarına göre işler verildi ve görevliler eşliğinde tekrar otobüslere bindirildik. 

İlerlerken yoldaki insanlara baktım farklı farklı simalar. Bizden sonrada insanlar geliyordu. Biz yavaş yavaşta olsa buranın bir parçası olma yolunda ilerliyorduk. Otobüs herkesi tek tek çalışacakları yerlere indirdi. Babamı depoya. Can abiyi askeriyeye. Yeni çiftiyse giriş kapısındaki kontrol noktasına bıraktıktan sonra kalanları da yeni iş yerlerine bırakıp en son eve döndü. O kadar insandan bir avuç insan kalmıştık. İnsan kendini işe yaramaz hissediyordu gerçekten. Yaşlılar ve çocuklar haricinde kimse kalmamıştı. He birde daha yeni reşit olmuş ama bir baltaya sap olamayan ben. Sıkıntıdan patlıyordum. Eceye göz kulak oluyor bir yandan akşamı bekliyordum. 

Akşam oldu sırayla eve damlamaya başladılar. Bense merakla ne yaptıklarını soracaktım. Herkes tam olduktan sonra akşam yemeğe oturduk ve orada herkesin ilk iş gününü sordum. İlk gün hiç kimseyi çalıştırmamışlar. Hepsine yapacakları işi anlatmışlar alanları göstermişler. Gördüklerini anlattıklarından sonra burası için gerçekten umutlandım. Metehan abi aşıdan ümitli konuşuyor, Can abi sevdiği silahlarından ayrılmadığı bir işte, babam her zamanki hesap kitap işlerindeydi. Bir tek Buket abla biraz ürkmüştü normal olarak. Bende düne kadar insan yiyen ama sonradan düzelmiş insanlarla konuşsam bende ürkerdim. Sohbetli, muhabbetli bir akşam ardından masada duran alarmlı saati kurup yataklara gömülüp uykuya daldık.

Yarın herkesin bir amacı. Gidecekleri bir iş vardı. Bense ilk günden sıkılmışken evde oturmaya devam edecektim. Sabah o çirkin alarm sesiyle irkilerek kalktım. Sese alışık değildim ve gerçekten aniden çalınca beni korkutmuştu. Alarma homurdanıp nede olsa gideceğim bir iş yok deyip kıçımı devirip tekrar yattım. Kalktığımda güneş tam tepedeydi. Evde kalanlara günaydın deyip elimi yüzümü yıkadım. Kendime ekmek arası bir şeyler hazırlayıp mideye indirdim. Akşama doğru bu günü evde geçirmeyeceğim dedim ve Ecenin de elinden tutup dışarı çıktım.

Bizimkiler dışında bir kaç insan yüzü görmezsem çıldıracaktım. Hem hava alıyordum, hem Eceyi gezdiriyordum, hemde buraları tanıma fırsatı buluyordum. İleride bir park ilişti gözüme. Hemen oraya yöneldik. Park küçüktü. İçinde iki salıncak, bir kaydırak, bir tahterevalli ve bir kaç bank vardı. Ece elimi bırakıp koşarak oyun alanına gitti. Daha çocuktu ama yaşadıkları çocukluğunu yaşamasını engelliyordu. Bende acısını çıkarsın diye bıraktım. Sevinçten çığlıklar atıyor, kaydıraktan kayarken gülücükler saçıyordu. Bende hemen oradaki banklardan birine oturdum. Parkta biz dışında kimse yoktu. Taki o gelene kadar. 

Kardeşinin elinden tutmuş parka doğru girdi. Kardeşi de Ece gibi hemen oyun alanına gitti. Ne zamandır yaşıtım olan birisini görmemiştim. Yaşıt olmaktan ziyada fazlasıyla güzeldi ve bana doğru yaklaşıyordu. O yaklaştıkça güzelliği ortaya çıkıyor benimse kalbim yerinden çıkıyordu ve bom. Başka banklarda varken benim yanıma oturmuştu. Gerçekten çok heyecanlıydım. Gülmek istiyordum ama kendime kızıyordum da. Ciddi olmalıydım. Yanıma oturduktan sonra o güzel sesiyle "Merhaba." deyip elini uzatmasıyla kalbim gerçekten durmuştu. "Merhaba." dedim heyecanla. O bana gülümsüyordu bense ona. Uzun süredir yaşıtım bir kızı görmediğim için mi böyleydim yoksa gerçekten onda bir şeyler mi vardı? Bunca çirkinliğin içinden bu güzel nereden çıkmıştı gerçekten şaşırtıcıydı. Bir insan ses tonundan diğer her şeye kadar nasıl güzel ola bilirdi. 

Nasılsın faslını da geçtikten sonra sıra tanışma faslındaydı. Sonsuza kadar bu parkta oturup onu dinleye bilirdim ama maalesef akşama kadar vaktimiz vardı. Adı Damlaydı. Benden sadece bir yaş küçüktü. Oda herkes gibi birilerini kaybetmişti. Ailesinden tek kalan kız kardeşiydi. Eceden büyüktü ama oda hala çocuktu. Eceye bir göz attım.  Eceyle de iyi anlaşmışlardı. Gülümseyip Damlayı dinlemeye devam ettim. İki kız kardeş nasıl hayatta kalmışlardı merak etmiştim. Fakat havanın kararmasına fazla kalmamıştı. Kardeşlerimizin elinden tutup yarın için buluşma ayarlayıp vedalaştıktan sonra eve doğru gitmeye başladık.

Ece fazlasıyla mutlu bense Eceden mutluydum. Aylar sonra bir arkadaşım en azından yaşıtım biriyle tanışmıştım. Yarında buluşacak olmanın verdiği mutlulukla eve ilerlerken şoka uğradım. İşte tamda buradalardı. Piç piç bana bakıyorlardı. 

Arkadaşlar bölüm hakkındaki görüşlerinizi yorumda belirtirseniz sevinirim.

DUYURU:

Arkadaşlar yeni bir hikayeye daha başladım. Link: https://www.wattpad.com/myworks/43989829-kyamet

İçimizdeki ZombilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin