5

694 139 46
                                    

Gamze bu bakışlar karşısında içinin ürpermesine engel olamadı. Ayakta durmakta zorluk çekiyordu. Ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Konuşsa ne konuşacağını bilmiyordu. Üstelik o böyle bakarken nasıl konuşabilirdi ki? Ona bildiği her şeyi unutturuyordu. Aralarında bir çekim olduğunu düşünüyordu aksi takdir de böyle ona doğru çekilmesi normal değildi. Kalbi onun bakışlarının esareti altında adeta kendinden geçmişti. Bu kadar zayıf olduğu için kendine kızsa da duygularını sonuna kadar yaşamak isteyen yanı vardı bir de. Ne olacak ki diyordu? Belki de kendini bu duygu seline bırakmalı ve hayatın ona getireceklerine kucak açmalıydı.

"İyi akşamlar," diyen sesle bir anda bütün büyü bozuldu. Sihir gitmiş yerini gerçeğe bırakmıştı. Umut'un bakışlarını ondan çekmesiyle Gamze büyük bir isteksizlikle kendini toparlamaya çalıştı. Herkes iyi akşamlar derken Bihter'e, Gamze ona doğru baktı. Ve o an bütün mutluluğu, hevesi yerle bir oldu. Kadının üzerindeki askısız siyah deri mini elbisesi adeta ben buradayım diyordu. Siyah saçları esmer teninde parlıyordu. Bu kadar güzel olması çok acımasızcaydı. Kendini toparlamaya çalışarak "İyi akşamlar Bihter Hanım," dedi.

"Kızlar çok güzel olmuşsunuz... Ama Gamze sen neymişsin böyle? Kendini bol kıyafetler arasında adeta saklıyormuşsun."

Hafifçe gülümsemekle yetindi. O an Umut'un onu inceleyen bakışlarını fark etse de umursamamaya çalıştı. Az önceki yaşadığı hayal kırıklığı ona bu akşam için fazlasıyla yeterliydi.

"Bihter sende her zamanki gibi ateş olup yakıyorsun," dedi Umut gülümseyerek.

"Senin bu çapkınlığınla ne yapacağız?"

"Bilmem," diyen Umut çoktan Bihter'in belini sarmıştı bir eliyle. Gamze gözlerinin dolmasına engel olamadı. Yapmamalıydı. Umut herkese karşı böyle samimi davranırdı. Üstelik Bihter ile aralarında bir şeyde olabilirdi. Sonuçta ona verdiği bir söz ya da bir ima yoktu. Gamze kendi kendine gelin güvey olmuştu. Tabi bir de Hale'nin verdiği gazlar vardı...

Gelin ve damadın salona girmesiyle bir anda bütün dikkatler oraya çevrilmişti ve o an Gamze rahat bir nefes aldı. Herkes onları alkışlarken Gamze de büyük bir mutlulukla baktı. Yavuz Bey sert bir adamdı ama çok da iyiydi. Severdi. Hepsini çok severdi. Umut'a karşı hissettiği şeyler aptalcaydı ve en kısa sürede buna bir son verecekti.

Nikahları kıyıldıktan sonra ilk dansı yaptılar. Gülce... Gelin çok güzeldi. Turuncuya dönük saçları, beyaz teni adeta parlıyordu. Yavuzla da çok yakışıyorlardı. İkinci dans için herkes piste çıkıyordu. Eylül de eşi Barış ile dansa kalkınca Hale ile yalnız kalmıştı. Zira Umut ve Bihter çoktan dans etmek için piste çıkmışlardı bile.

"Bu kadının bu kadar güzel olması berbat bir şey."

"Bihter Hanımı sevdiğini sanıyordum," dedi soğukça Hale'ye.

"Seviyorum. Nefret ettiğim güzelliği."

"Böyle söyleme..."

"Senin benden daha çok öfkelenmen gerekirken nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?"

"Hale yeter!" dedi tüm öfkesiyle. Zaten dolmuş bir haldeydi onun daha da üzerine gelmesi son nokta olmuştu.

"Sakin ol."

"Sende artık kes sesini. Bu konu hakkında bana bir şey söyleme..."

"Ama..."

"Lütfen... Acı çekiyorum anla."

Hale ilk defa ciddi bir ifadeyle "Peki," dedi.

Zorlukla nefes aldı. Burada durdukça biri göğsüne bastırıyor gibiydi. Umut ve Bihter'in gayet samimi bir şekilde dans edişini görmek canını yakıyordu. Umut'un dans ederken Bihter'i kahkahalara boğmasından nefret ediyordu.

Ateşle DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin