6

766 138 24
                                    

Zaman geçiyordu. Her şey yavaşta olsa normale dönmeye başlamıştı. Kendini toparlamaya çalışıyordu. Bunu çok başaramıyordu ama en azından iş yerinde eskisi gibi olabiliyordu ama eve geldiği zaman deli gibi acı çekmeye devam ediyordu. Tabi iş yerinde her şeyin normale daha kolay dönmesinde Umut'un da katkısı büyüktü. O geceden sonra şirkete sadece haftalık toplantı için geliyordu. Sadece toplantıda onu görüyor olmak her şeyi biraz daha kolay bir hale sokuyordu.

"Nasıl başarıyorsun?" diyen Hale'nin sorusu üzerine başını bilgisayarından kaldırdı ve yan tarafına doğru döndü.

"Anlamadım?"

"Deli gibi acı çekerken her şey normalmiş gibi davranmayı nasıl başarıyorsun?"

Tam olarak böyle hissediyordu. Gerçekten deli gibi acı çekiyordu. Her uzvu ona isyan ediyordu. Umut ile arasına ördüğü duvardan nefret ediyorlardı.

"Öyle bir şey yok."

"Neden bana yalan söylüyorsun?"

"Ben yalan söylemiyorum."

"Yapma lütfen... Onu sevdiğini ve nasıl acı çektiğini benden iyi kimse bilemez."

"Yeter Hale. Beni çok zorluyorsun."

"Amacım seni zorlamak değil," dedi Hale ve bir anda gözünden akan yaşı hızla sildi.

"Ne oldu?"

"Ben çok acı çekiyorum..."

Sesi bir fısıltıdan ibaretti. Gamze anlamamış bir halde Hale'ye bakmaya devam ediyordu. Onun gerçekten acı çektiğini görebiliyordu.

"Neden?"

"Eray... O benimle ilgilenmiyor."

"Söyledin mi?"

"Evet," dedi ve tekrar yüzüne akan gözyaşlarını sildi.

"Ne zaman?"

Şaşırmasına engel olamamıştı. Hale daha önce Eray'dan hoşlandığına dair bir şeyler söylemişti ama Gamze açıkçası ciddiye almamıştı. Geçici bir durum diye düşünmüştü. Geçici olmasa bile onun hislerini anlatacağı hiç aklına gelmemişti. Hale'nin cesareti karşısında bir anda kendini fazlasıyla güçsüz ve zayıf hissetti.

"Dün akşam... Herkes çıkmıştı. Bir tek o kalmıştı. Odasına gittim ve söyledim."

"Ne söyledi peki sana?"

"Bana değer verdiğini, iyi bir kız olduğumu... Bundan ötesini düşünmediğini, hayatına birini almayı da düşünmediğini söyledi."

"Belki de böylesi iyidir. Belki de onlar bize birkaç beden büyüktürler."

"Sen bence bu konuda hiç konuşma."

"Anlamadım?"

"Sen korktun. Ben korkmadım. Sen kaçıyorsun ben kaçmadım. Kaçmayacağımda. Pes etmeyeceğim."

Gamze sinirlenmesine engel olamamıştı. Hale'nin bazen bazı sözleri gerçekten gereksiz ve yersiz oluyordu.

"O halde çektiğin acıya da razı ol o zaman şikâyet etme," diye onu azarlamaktan geri duramadı.

"Ben şikâyet etmiyorum ki sadece nasıl dayandın diye sordum. Her neyse sen kaçmaya devam et."

"Hale bu saçma sapan laflarını şu an yaşadığın üzüntüye ve hayal kırıklığına veriyorum ama bence daha fazla uzatma."

Hale hiçbir şey söylemedi. Onun sessiz kalması ile Gamze de tekrar bilgisayarına döndü. Ama kafası allak bullak olmuştu. Gayet iyi giderken Hale'nin saçmalıkları ile kendini doldurmayacaktı. Kendi geleceği için bir karar almıştı ve bu kararın arkasında durmaya devam edecekti.

Ateşle DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin