10

797 148 45
                                    

Kendini toparlamaya çalışarak geçirdi bütün gününü. Neredeyse hiçbir işle ilgilenmemişti bile. Korku yine ensesinde bir nefes gibi onu takip ediyordu. Yine geçmişin o karanlık kısmına hapsolmuş bulmuştu kendini. Yapması gereken şey belliydi. Çekip gitmeliydi. Daha az dikkat çekeceği bir hayat yaşamalıydı. Ama yapamıyordu. Kalbine engel olamıyordu. Yıllarca kimseye kalben bağlanmamayı öğrenmişti. Nedime annesi hariç kimseye kalbini açmamıştı. Bu yüzden herkesi ve her şeyi çok rahat arkasında bırakıp gidebiliyordu ama şimdi öyle değildi işte. Umut onun kalbine girmeyi başarmıştı. Hem yanlış bir adamı kalbine almıştı hem de kendini tehlikeye atmıştı.

Odanın kapısının açılması ile daldığı düşüncelerden çıktı. Umut gelmişti. Ne ara akşam olmuştu ki? Toplantıdan sonra sadece boş bir şekilde oturup olabilecekleri düşünmüştü. Zamanın nasıl geçtiğinin de farkında değildi.

"Çıkalım mı?"

"Olur," dedi ve oturduğu yerden kalktı. Kabanını giyerek çantasını da koluna taktı. Umut'un ona yol vermesi ile odadan çıktı. Asansöre doğru yürürken de aklı hala olabileceklerdeydi. Asansörün durması ile bindiler birlikte. Tam kapı kapanacakken asansöre Gamze bindi. Bir anda huzursuz oldu. Normalde bu kıza karşı iyimser düşünceleri vardı ama son zamanlarda onun Umut ile birbirlerine bakmalarından dolayı rahatsız olmaya başlamıştı. Belki kimse farkında değil zannediyorlardı ama ikisinin arasında değişik bir şey vardı ve bu Bihter'i huzursuz ediyordu. Şimdi yine aynı olmuştu. Gamze direkt olarak Umut'a bakmıştı ve sonra hızla gözlerini çevirerek "İyi akşamlar," demişti.

"İyi akşamlar," diyen Umut da açıkça ona bakıyordu. Bihter direkt olarak gözlerini Umut'a diktiğinde sonunda bakışlarını çekmişti ve ona doğru dönerek gülümsedi. Daha sonra da elini tuttu. Asansörün durması ile Gamze çıktı. Onlarda onun peşinden çıktığında, Umut'un arabası güvenlik tarafından getirildi. Bihter arabaya binerken Gamze'nin bakışlarını üzerinde hissetti. Kıskançlık ve nefret dolu bakışlarda bunlar. Bu bakışları nerede görse tanırdı. Çünkü o da Umut'a risk olarak gördüğü herkese öyle bakıyordu. Göz göze geldiler. Bihter araba uzaklaşana kadar gözlerini Gamze'den çekmedi. Gamze de çekmemişti. Bu bir meydan okuma mıydı? Bilmiyordu ama Umut'u kolay kolay kaptırmayacaktı. Onun için tüm her şeyini riske attıktan sonra bu kadar kolay olmayacaktı. Üstelik bazı şeyleri zamanla aşabilirlerdi. Umut gerçekleri öğrendiğinde neden böyle davrandığını anlayabilirdi. Ailesi de Umut'u kabul ederdi. Tabi evlenmeleri şartı ile... Ama zaten Bihter de bunu istemez miydi? Umut'u seviyordu ve onunla elbette bir gün evlenmek istiyordu.

"Nereye bakıyorsun?"

"Gamze'ye..." dedi ve gözlerini Umut'a dikti. Onun yüz ifadesinde hiçbir değişim olmamıştı. Bu içini rahatlatmıştı.

"Çok değişti değil mi?"

"Kim?"

"Gamze."

"Bilmem öyledir."

"Gerçekten farkında değil misin?"

Umut kısa bir an gözlerini yoldan ayırarak ona doğru çevirdi bakışlarını. "Amacın ne? Bir erkek etrafındaki güzel kadınların her zaman farkındadır. Bunu mu duymak istiyorsun?"

"Onu güzel mi buluyorsun?"

"Evet."

"Hayır demen gerekmez miydi?"

"Hissettiğim ve düşündüğüm şeyler konusunda yalan söylemem."

"Peki ne hissediyorsun ona karşı?"

"Bilmiyorum," dedi ve tekrar yola çevirdi bakışlarını. Bihter o kadar huzursuz oldu ki öfkeyle ona bakmaya devam etti.

"Şaka mı yapıyorsun sen? Bilmiyorum da ne demek? Ben senin sevgilinim... Bir şey hissetmiyorum demen gerekiyor."

Ateşle DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin