9

932 134 74
                                    

Sinirden delirmek üzereydi. Arkadaşıyla vedalaşmak için sarıldığında "Neler oluyor Gamze?" diye sordu Eylül.

"Bir şey olduğu yok."

"Yalan söyleme..."

"Şimdi değil Eylül..."

"Tamam ama en kısa sürede bu konuları konuşacağız ve..."

"Ve?"

"Umuttan uzak dur."

Gamze acıyla gülümsedi. Herkes Umut'un ne olduğunu biliyordu. Gamze de biliyordu da aptal kalbine anlatamıyordu. O da anlasa herkes gibi hiçbir sorun olmayacaktı. "Tamam hadi görüşürüz."

Umut'un arabasının yanına geldiğinde isteksizce kapıyı açtı ve içeri girdi. Arabanın içi Umut'un parfüm kokusuyla dolmuştu. Bu kokudan nefret etmek istiyordu. O zaman her şey daha kolay olurdu.

Umut hiçbir şey söylemeden arabayı çalıştırmıştı. Bu Gamze'nin fazlasıyla işine gelmişti. Onunla konuşmak istemiyordu. Şu an bu arabada olmasının sebebi de bir rezalet çıkmasını engellemek amacıylaydı. İşini ya da ona değer veren insanları kaybetme riskine giremezdi. Bu yolu böyle sessizce gidip, hemen evine girmek istiyordu ki bir anda Umut arabayı yolun kenarına çekerek durdurdu. Sakin kalmak için derin bir nefes aldı.

"Belam sen olmak isterdin değil mi?" diye soran Umut ona değil yola bakıyordu.

"Ne?"

"Savaş... Bir gün belamı bulacağını söylediğinde çok hoşuna gitti ya... O belanın kendin olmasını isterdin değil mi? Beni süründüren, mahveden..."

"Neden böyle bir şey isteyeyim ki? Siz benim patronumsunuz..." demişti ki bir anda Umut ona doğru döndü ve emniyet kemerini açarak hızla kolundan tuttu ve onu kucağına doğru çekti. Gamze şaşkınlıkla bir anda çığlık attı.

"Siz ne yapıyorsunuz?" demişti ki bir anda dudakları Umut'un dudakları ile sarmalandı. Kalbi sanki atmayı unutmuş, bedeni uyuşmuştu. Ruhu başka bir aleme akmış gibiydi. Tüm bedenini garip bir sızı almıştı. Ona karşılık veremiyordu. Vermekte istemiyordu. Hoş istese de bunu nasıl yapacağını zaten bilmiyordu. Birkaç saniye sonra Umut ondan hafifçe uzaklaşmıştı. Hala onun kucağındaydı ve ateş gibi yanıyordu.

"Benden neden kaçıyorsun?"

"Kaçmıyorum sizden..."

"Kaçıyorsun ve kahretsin ki bunun için benim dikkatimi çekiyorsun... Bu durum hiç hoşuma gitmiyor!"

Gamze'nin kaşları çatıldı. "Benimde hoşuma gitmiyor. Beni zorla kucağına oturup, öpmeniz hiç hoşuma gitmiyor," diyerek onun kucağından kalkmaya çalıştı ama Umut onu belinden sertçe tutup tekrar oturttu kucağına. Belinde direksiyonun sertliğini hissediyordu ve canı yanmaya başlamıştı.

"Canımı yakıyorsun."

Umut koltuğu bir anda geriye doğru ayalardı. Belindeki ağrı geçmişti.

"Bırak artık beni!"

"Seni ilk defa ben öptüm değil miyim?"

"Ne?"

"Soruma cevap ver."

"Ne önemi var?"

"Soruma cevap ver."

"Evet, ilk defa sen öptün ama zorla... Bununla mı övüneceksin?"

"Gamze..." dedi gözleri buğulanmıştı. "Aklımı karıştırıyorsun... Bu hiç hoşuma gitmiyor. Ve bunun sebebi sensin."

"Artık bırakın beni..." dedi. Umut bir anda ellerini çekmişti. Hızla kucağından kalktı ve koltuğuna geçti. Emniyet kemerini takarken elleri titriyordu. Az önce yaşadıkları kalbine çok ağır gelmişti. Birkaç dakika sonra Umutta toparlanmış arabayı çalıştırmıştı. Evinin önüne gelene kadar tek kelime etmediler. Gamze'nin zaten konuşacak hali kalmamıştı. Yaşadığı şok onu çok etkilemişti.

Ateşle DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin