2. Bölüm: Oyun.

40 2 0
                                    

Selamlar! Bazı olayların ortaya çıktığı bir bölüm bırakıyorum buraya.

İyi okumalar herkese 🕸

-----

Sözlerimizde, düşüncelerimizde çoğu zaman yanılırız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sözlerimizde, düşüncelerimizde çoğu zaman yanılırız. Aklımızdaki gerçek, hayata uymaz. Çünkü bize hayatımız boyunca dayatılan gerçekliği kabulleniriz, onun doğru olduğunu düşünürüz. Çok büyük yanlış yaparız. Gerçek olan her şey doğru değildir, bilemeyiz. Aynı zamanda her doğrunun da gerçek olmadığı gibi.

Otel odamda, elimde kahvemle Boğaz manzarasını izliyordum. Belki de herkesin gözdesi olan yerler gerçekten güzeldi, fark etmiyordum.

Önümdeki deftere Gölge hakkında birkaç bilgi yazmıştım. Sabah uyandığımda ise hepsi yok olmuştu. Ne tuhaf değil mi?

Hayır, hiç değil.

İstediğime kavuşmuştum. Gölge ilk günden ayağıma kadar gelip beni bulmuştu. Oyun davetimi kabul etmişti. Belki biraz korkutucuydu ama risk almak kanımda vardı. Bu yüzden üstelemedim.

Kapımın çalmasıyla adımlarımı oraya yönlendirdim. Açtığımda kimseyi göremedim. Bu bir tuzak mıydı? Sürekli şüphe duymaktan nefret ediyordum. Yerde gözüme çarpan küçük bir kağıt parçasını alıp, kapıyı ardımdan kapattım.

Kağıtta yazan cümle ile gülümsedim.

"Beni tanıdığını sanıyorsun."

Onun hakkında notlar aldığım, dahası almaya çalıştığım defterin sayfalarının arasına bu kağıdı sıkıştırdım. Her cümle, bir bilgi değil miydi sonuçta?

Odama gelip, beni öldürmeden gitmesine şaşırmıştım doğrusu. Bunu bir gün onun yüzüne karşı sormayı aklımın bir köşesine kazıdım. Daha sonra üzerime bordo ip askılı, vücudumu saran bir elbise geçirerek, manzaranın karşısındaki yerime tekrar kuruldum. Oda servisinden de kırmızı şarap servisi söyledim.

Fakat şaraptan önce zehir etkisi yaratacak, başımı döndürecek bir şeyin gelmesini beklemiyordum.

Dünkü adamdı kapıma gelen.

"Doğrusu seni daha beklemiyordum," dedim rahat bir tavır takınarak. "En azından ölümden dönüşünü dinlenerek geçirirsin sanmıştım."

Dediklerim karşısında mimik oynatmadan beni yavaşça kenara çekip, odaya girdi. "Madem benim acı çekmemi bu kadar çok istiyordun, neden şimdi karşıma çıktın?"

Soran gözlerle ona baktım. Konuşmasına ara vermeden devam etti. "Hayat sen yokken daha acı vericiydi."

Zihnimin en derinlerini zorladım. Benim unutupta onun unutamadığı ne gibi bir geçmişimiz vardı? Böyle bir adamla ne işim olurdu benim?

"Kimsin sen?" dedim net bir sesle. Başını iki yana salladı. "Bulacaksın Saye Güven, zihninin en derininde bulacaksın beni."

"Beni gerçekten bu kadar iyi tanıyor olamazsın."

Gölge Operasyonu: Ruhların DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin