Mesaj sesine uyandığımda küfürler ederek, telefona uzanmaya çalıştım.
Pamir: İlk iş gününe geç kalmak istemezsin değil mi?
Saye: Beni rahat bırak.
Pamir: Tamam, geç kalırsan Gölgenin affı olmaz.
Gölgeye de küfürler ederek yatakta doğruldum. Geç yatıp erken kalkmaktan nefret ediyordum.
Bir müzik açıp, kendimi banyoya attım. Ilık suyun vücudumu rahatlatmasını beklerken, müziğin notalarında hayal alemine girişim an meselesiydi. Ortalama 10 dakika sonra çıktım.
Hızlıca giyinip, birkaç sahte belgemi alıp, arabaya doğru yol aldım. Gerçekten otel bu saatte çok fazla sessizdi ve bence rahatsız ediciydi. Arabaya bindiğimde, yarım kalan müziğim bana eşlik ediyordu.
...
Gelen telefonla gülümsedim. "Günaydın Ahmet abi."
"Günaydın Saye Güven. Mutlusun bakıyorum?"
Derin bir nefes aldım. "Umutluyum diyelim."
"Sen işini bilirsin. Gölgeyi yeneceksin, bunu unutma. Her vazgeçmek üzere olduğunda, geçmişteki seni hatırla çünkü onun hatırlanmaya ve özgür olmaya çok ihtiyacı var."
Dolan gözlerim, özgür olmak isteyen göz yaşlarımı bir bir bıraktı. Geçmişteki ve şimdiki halime gülümsedim. Her şeye rağmen yine de başarmıştım.
"Her zaman o aklımda zaten," dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. "Onun için yaşıyorum."
"Kendin için yaşa. İlk iş gününde başarılar demeliyim o zaman, dikkat et."
Sanki görebilecekmiş gibi başımla onayladım. "Teşekkür ederim, sonra görüşürüz."
Telefonu kapattığımda şirkete varmak üzereydim. İçimde biraz heyecan birikmeye başlıyordu. Belki de Gölgeyi görecektim ama bilmeyecektim. Bunu düşünmek bile oyuna zevkle devam etmem için en büyük etken olarak yetiyordu.
En sonunda arabadan inip, şirketin önünde durdum. "İlk durağımız: A&S, hadi bakalım."
İçeri emin adımlarla girerken, etrafı süzmeyi de ihmal etmiyordum. Danışmaya doğru ilerledim. "Merhaba, ben Saye Güven."
Karşımdaki kadın hemen ayağa kalkıp gülümsedi. "Hoşgeldiniz Saye Hanım, sizinle hemen ilgilenecekler."
Başımla onaylayarak, bana doğru yaklaşan adama döndüm. Eliyle asansörü gösterdi ve ilerlemeye devam etti. "Hoşgeldiniz Saye Hanım. Pamir Bey sizden çok bahsetti. Odalarınız yanyana, bir sorun olursa, bir dakika," dedi asansörde 8. kata basarken. "Bir sorun olursa, Pamir Bey sizinle bizzat alakadar olacağını iletmemizi istedi."
"Tamamdır, teşekkürler."
Biraz sonra 8. kata geldiğimizde, bana odamı gösterip yanımdan ayrıldı adam.
Odaya ilk girişimde, her yerin siyah ve gri renkten oluştuğunu fark ettim. Ne kadar da iç karartıcı. Neyseki odanın etrafı camlarla kaplıydı ve bir duvarın yarısı pencere görevini görüyordu. Çok farklı bir dizaynı vardı.
Masaya oturup, bacak bacak üstüne attım. Bir iş üstündeyken yeni bir iş mi? Tam bana göre.
Kapımın tıklatılıp, açılmasıyla bakışlarım oraya döndü. "Günaydın Saye Hanım."
Gülümseyerek oturduğum yerden kalktım. "Günaydın Pamir Bey. Sabah sabah ne güzel bir ziyaret böyle," dedim imayla.
"Umarım odanı beğenmişsindir, tam sana uygun renkler olduğunu düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Operasyonu: Ruhların Dansı
Fiction généraleÖrgütte ajan olan Saye'nin verilen yeni görevini başarıyla tamamlayacağından hiç şüphesi yoktu. Ancak karşısındaki kişi, tüm dünyanın aradığı ve en değerli taşlara sahip olan Gölge Asiydi. Her kapı bir çıkmaz sokağa açılıyordu. İçinden çıkamayacağı...