Bir ruhun kendi bedenine esir olduğunu gördünüz mü? Geceler boyu elimdeki tek amacın hayatta kalmak olduğu zamanlar, nefessiz kalmak ölüm gibidir. Gerçi, bu günlerde bir bir geçiyor ya, işin kötü yanıda bu. Sessizce ilerleyen günlerin ardından mutlaka bir bombanın ucu görünür. İşte o zaman elinden gelen tek şey, kaderini kabullenmek ve sadece beklemek olur. Fakat ben öyle yapmam.
Ben kaderimi kabullenmem. Kendi kaderimi kendim yazarım.
...
"Birisini yeni bulup kaybetmeyi daha önce hiç yaşadın mı Ahmet abi?" dedim mırıltıyla. Pek gücüm yoktu bu aralar. Bir haftadır bizimkilerle günleri geçirmeye çalışıyordum.
"Herkes yaşar bence." Bana soran gözlerle bakmaya başladığında gözlerimi kaçırdım. Sadece soru sormak istiyordum, cevap vermek değil.
Yanımızda abim ve onun ailesi olduğu için pek açık konuşamıyorduk. Kafa dağıtmak için hepimiz birlikte akşam yemeğine çıkmıştık, tabi ki onların restorantına gitmemiştik. Değişiklik istiyorduk.
"Neyin var kızım senin?"
Sorusuyla Necla anneme döndüm. Buruk bir gülümseme kondurdum dudaklarıma. "Yorgunluk işte," dedim etrafa göz gezdirirken. "Yeni görev beni zorluyor."
Sırtımı sıvazlayıp gülümsedi. "Kıyamam minik kuzuma. Yine de kendine bu kadar yüklenme, olur mu?"
Başımla onaylayıp, yemek yemeye geri döndüm. Önümdeki lahmacunlar pek de iştahımı açmıyordu. Çok seviyordum fakat yiyesim gelmiyordu.
"Afiyet olsun herkese."
Başımı kaldırdığımda gördüğüm şey, vücudunu saran siyah takım elbisesi, ilk defa dağılmış saçları ve bana bakan bir çift kara gözlerin sahibiydi.
"Eyvallah," dedi Barın abim anlamaz bakışlar atarken.
"Gel beraber olsun oğlum." Necla annem yanımdaki boş sandalyeyi işaret etti.
"Sağolun," dedi Gölge, daha sonra yanıma oturdu. "Nasılsın Saye? Bir haftadır ortalarda yoksun."
Gülümsemeye çalıştım. "Aynıyım Pamir, yorgundum biraz. Raporumu sana getirecektim aslında."
Başını olumsuz anlamda iki yana salladı. "Olmaz, kendini getirmelisin."
Midemde yıllardır canlılığını yitirmiş kelebeklerin birkaçının hareketini hissettim.
"Hakedersen kendin alırsın." Dediğim şeye karşılık imayla gülümsediğinde göz kırptım fakat bu uzun sürmedi. Barın abimin bize olan tuhaf bakışını fark ettiğimde sessizce yerimde kıpırdandım. Yanlış anlayacaktı.
Zaten çok yanlışsınız.
İç sesimi susturmak istercesine başımı salladım fakat etraftan garip gözüküyordum, buna emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Operasyonu: Ruhların Dansı
قصص عامةÖrgütte ajan olan Saye'nin verilen yeni görevini başarıyla tamamlayacağından hiç şüphesi yoktu. Ancak karşısındaki kişi, tüm dünyanın aradığı ve en değerli taşlara sahip olan Gölge Asiydi. Her kapı bir çıkmaz sokağa açılıyordu. İçinden çıkamayacağı...