Belki bir gün benim için doğar güneş, belki bir gün benim için kayar yıldızlar, hasret kaldığım güzel günler gelir yavaşça, özgürlük tutar elimden..
Belki.
Göz kapaklarımın altından sızmaya çalışan gün ışığına sessizce söverek yatakta oturur pozisyona geldim. Son zamanların en iyi uykusunu uyumuştum muhtemelen. Demek ki yumuşacık, zengin yatakları böyle oluyormuş, vay be. En kısa sürede kendime de almalıyım. Elimi yatağın yüzeyinde gezdirirken gerçekten zengin yatak meselesinde takılı kalmıştım.
"Günaydın Saye Güven."Sesin geldiği yöne baktığımda, kapıya omzunu yaslamış bir şekilde bana bakan Gölgeyle karşılaştım. Üstünde hiçbir şey yoktu ve pantolonuyla da gayet çekiciydi. Bunu atlayamazdım.
"Günaydın Gölge Asi," dedim uykulu bir şekilde mırıldanarak. "Rüyanda beni mi gördün?"
Başını olumsuz anlamda salladı.
Yataktan kalktığımda, o da bana doğru yaklaşmaya başladı. Hiç umursamadan önünden geçip tuvalete girdim. Amacım sadece saçımı toplamaktı. Arkamdan gelen adım seslerini duyunca dudaklarımın arasından sessiz bir "Yuh!" çıktı. Buraya da gelmez bir insan.
"Sen böyle üşümüyor musun?"
Aynadan birbirimize bakarken başımı olumsuz anlamda salladım. İçeri gidip elinde bir pantolon ile döndüğünde ise gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Ya bu şekilde aşağı inmemi istemiyordu ya da gerçekten üşümemden korkuyordu. Yine de her hali heyecan vericiydi, kabul ediyorum.
Pantolonu bana uzattığı sırada elini yavaşça geri ittim. "Bunu giymeyeceğim, içerde daha güzel kombinler var." Tam olarak ona döndüğümde gözlerim kaslarına bakmamak için savaş veriyordu. "Ayrıca sen böyle üşümüyorsan ben hiç üşümüyorum."
Dediklerim karşısında gözleri gözlerimi takip ederek karın kaslarında durdu. "Üşümüyorum Saye." Sırıtarak banyodan çıktığında göz devirdim. Kim bilir ne sanmıştı? Umurumda değildi. Hızlıca işlerimi hallettim ve asla tarzımdan ödün vermeyerek vücudumu saran, kalın askılı siyah bir elbise giydim. Uyumlu olması için de siyah bir stiletto giyerek adımlarımı aşağı yönlendirdim.
Mutfak kapısına yaslanmış gülerek konuşan bir adam gördüğümde merakıma yenik düşerek oraya ilerledim. Üstüne kahverengi bir sweat giymişti ve altında da siyah bir eşofman vardı. Saçları dağınıktı ve alnında boncuk boncuk terler vardı. Muhtemelen spor yapmış, diyerek geçirdim içimden.
"Günaydın Fatma Hanım ve sana da günaydın ismini bilmediğim şahıs."
İkisinin de bakışları bana döndüğünde kahve yapmak için tezgaha ilerledim. "Günaydın Saye Hanım," diyerek gülümsedi Fatma Hanım. Ben de ona bir gülümsemeyle karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Operasyonu: Ruhların Dansı
Ficción GeneralÖrgütte ajan olan Saye'nin verilen yeni görevini başarıyla tamamlayacağından hiç şüphesi yoktu. Ancak karşısındaki kişi, tüm dünyanın aradığı ve en değerli taşlara sahip olan Gölge Asiydi. Her kapı bir çıkmaz sokağa açılıyordu. İçinden çıkamayacağı...