Anlaşma

45 4 7
                                    

Başımın ağrısıyla baş edemeyecek gibiydim bu sırada yavaş yavaş yattığım yerden kalktım, kaç gündür yemek doğru düzgün yememiştim kurt gibide acıkmıştım odanın kapısını açtığım gibi içerde mirzayı buraya bakarken buldum;
"uyanabilmişsin"
vücudumu süzdü, rahatsız bir şekilde yerimde kıvranırken
"mutfak nerede?"
  gözüyle sağ tarafta bulunan kapıyı gösterdi vakit kaybetmeden hemen mutfağa yöneldim, mutfağa girdiğimde masa da bir tepside kahvaltı hazırlanmıştı kimin olduğunu umursamadan sandalyeyi çektim ve kahvaltı etmeye başladım.
O sırada mirza içeri girdi
"Kahvaltını ettikten sonra yine sinirlendirmezsen konuşalım."
Bir yudum meyve suyu içtim ve gülerek
"keyfime bağlı"
kahvaltı etmeye geri döndüm mirza sustu ve bir bardak su doldurdu, içeri geçerken,
"30 saniye içinde zıkkımlanmanı bitirip burada ol yoksa odunl-."
diyecekti ki ağzımdaki ekmeğin konuşmamı zorlamasıyla

"tamam allahın cezası geliyorum."
hızlıca meyce suyunu kafama dikip bir bardak da su içip içeri geçtim. Koltuk da iki bacağına yaslanmış şekilde oturuyordu.
"benle ne derdin var?"direkt konuya girerek
oturduğu yerden pozisyonunu değiştirerek arkasına yaslandı
"seninle derdim yok dayın ve babanla derdim var." kaşlarımı çatıp
"babam ve dayımla ne derdin var?"
Korkmuştum dayıma ya da babama zarar verecek düşüncesi bile sabaha kadar ağlama isteği uyandırmıştı.
"geçmişin bir derdi var gece "
Gözlerime saf nefretle baktığını hissettim onu bu kadar sinirlendiren ne olabilirdi.

"anlamıyorum detaylı anlatır mısın?"
mirza güldü
"bir anlaşma yapalım mı gece eğer şimdi anlaşmayı kabul edersen sana nedenini söyleyeceğim eğer ki kabul etmezsen."
durdu ardından
"buradan gidersin ve bir daha senin karşına çıkmam, dayın ve babamla derdimi çözerim"
  sonda dediği cümleyi alayla söyledi ve korkmama sebep oldu
"nasıl çözersin?"
kekeleyerek söylemiştim
"öldürerek"
birden ciddileşmişti dehşet içinde
"kabul ediyorum tamam."  gözlerim dolmaya başladı
"dayın ve baban ailemi öldürdüler"
inanmamıştım hatta şuan da kahkaha atıyordum
"şimdi hadi babamı geçtim dayımda mı öldürmüş."
Bana ciddiyetini bozmadan bakıyordu.
"sana inanmıyorum ve seninle hiçbir şekilde anlaşma yapmıyorum." kapıya doğru gittim.
"hadi bırak artık beni."
Ayağa kalktı yanıma yaklaşmaya başladı
"yapma böyle gece güzeli sen benim şuan en değerlimsin seni nasıl bırakırım."
tahmin etmeliydim böyle bir şey yapacağını.

"hastalıklı beynin neler düşünüyor bilmiyorum ama beni zorlamaya devam edersen dün ki bana dediğin saygılar gözümün önünde olmayacak, şu zaman kadar yaptığın şeylere izin verdim sırf derdinin ne olduğunu anlayabilmek için sonrasında sana açıklamak, için ama yeter mirza yakıhan ya burayı kendi isteğinle açarsın ben giderim ya da sana ve dışardaki ki adamlarına sıkıntı olurum."
kesintisiz ve sabırsız bir sesle söylemiştim, mirza beni ciddiyetle dinlerken, ciddiyeti bozuldu
" sen mi ? "kahkaha atmaya başladı,
peki sen istedin koca oğlan, birden erkekliğine vurarak yere düşürüp çelme taktım ardından kafasını tahta zemine vurdum,
az önce mutfaktan çıkarken aldığım bıçağı kazağımdan hafif çıkarıp beline çizik attım ve gülerek

"kısasa kısas yakıhan"
hızlıca yerden kalkıp mutfaktaki pencereye yöneldim pencereden atlayıp ormana koşmaya başladım adamların bir tanesi bile yoktu kaçtığım yerde şanslıydım. O kadar hızlı davranmıştım ki mirza gibi bir adamı 30 saniye de halletmiştim
Salak hafife almıştı beni, ben koşarken arkamdan mirzanın bağırmasını duydum en sonda,
"beni heyecanlandırdın gece"
Daha hızlı koşmaya başladım ormanın içinden adamların sesini duyuyordum daha çok uzaklaşmam gerekti belli bir süre daha koşuktan sonra bir ağaca yaslandım ve nefeslerimin düzene binmesini bekledim koşmaya hiç mecalim kalmamıştı ve sesler yaklaşıyordu yaslandığım ağaca baktım , hızlıca ağacın tepesine tırmanmaya başladım ağacın en tepesine çıktığım da dallar beni saklıyordu, eşşek herif yordu yine beni.

E S A R E THikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin