Sarsıntı

46 3 0
                                    

Boş bir odanın için de yerde oturuyor varlığımı hissedemiyordum ama yokluğumu da hissetmiyordum, odanın içini biraz daha incelediğimde burası benim eski küçüklüğümün geçtiği odaydı, eşyalarımın hiçbiri yoktu, oturduğum yerden kalktım ve odanın kapısını açıp yavaş adımlarla merdivene yönelttim aşağıdan babamın gülen sesi geliyordu çok mutlu gibiydi merdivenlerden bir kaç adım indikten sonra annemi de aynı şekilde gülerken buldum, Annem;

" en azından 2 sene sesini duymayacağız cüneyt." annem kimden bahsediyordu ki , onları izlediğim basamağa oturdum o sırada babam;

"belki zorla olmasaydı yazel, bazı şeyler daha güzel olurdu." düşünceli sesle.

" beni zorlayan sendin ve sevmeme sebebim de sensin." annem ayağı kalktı,

" iki deliden deli çıkardı cüneyt kes sesini artık."dedi ve ikisi de aynı anda bana bakar bakmaz bağırmaya başladılar ve odama doğru korkmuş halde koştum...

Gördüğüm kabus yüzünden kan ter içinde kalmış ve sıçrayarak uyanmıştım bu nasıl bir rüyaydı böyle, dün mirzayla konuştuktan sonra akşam yemeği yemeden yatmıştım, usulca yattığım yerden kalktım ve banyoya ilerledim rutin işleri hallettikten sonra dolaba geçtim kırmızı boğazlı kazak ve gözüme kestirdiğim siyah deri dar pantolon çıkardım ve hızlıca üstümü değiştirdim,

yanda ayakkabıların olduğu köşeden siyah az topuklu çizmeleri de  alıp hemen onları da giyindim ardından tekrar  odaya geçip makyaj masasına yöneldim,

aynadan kendime baktığımda normalde de solgun olan yüzüm şuan daha solgundu hemen  yüzümü nemlendirip göz altlarıma hafif kapatıcı uygulayıp dağıttım ve göz kapaklarıma kahve tonlarından hafif dumanlı far yaptım ve rimelle uzun kirpiklerimi biraz daha belirginleştirip, dudağıma da parlatıcı sürdüm
en son saçlarımı tarayıp makyaj masasının yanındaki boy aynasından kendime baktım, uzun saçlarım canlılığını koruyordu ama bedenim için aynı şeyi söyleyemezdim gerçekten çok zayıflamıştım neyse moral bozmak yok gece fıstık gibisin hala, son bir kez daha aynadan kendime çeki düzen verip odadan çıktım ve merdivenlere yöneldim bir kaç basamak indikten sonra mavilerime araf ve mirza çarptı, sohbet ediyorlardı indiğimi görünce ikisi de bana baktı, araf;

"vay gece ne kadar güzel gözüküyorsun, aynı kız gibi."

en son dediği kelimeleri bastırarak söylemişti ve geçen gün ki olaydan dolayı öyle yaptığı çok belliydi umursamadım gülümsemekle yetindim mirza ise hala bana bakıyordu en sonda,

"gel gece" sakin bir sesle demek ki istediğinde insansal fonksiyonlar gösterebiliyordu mirza bey.

"tamam geliyorum hemen bir dakika." mutfağa yöneldim inşallah çay vardır "Bingo" çayın demli olduğu gerçeği aynı milli piyango kazandırmış gibi hissettirdi bana ah çay kolik bünyem, dolaplardan çay bardaklarının yerini buldum ve kendime demli bir çay koyup yanlarına gittim, hemen tekli koltuğa oturdum, ikisi de bana salak salak bakıyordu çayımdan bir yudum aldım,

"ne oldu" gerçekten çok komik duruyorlardı şuan araf şaşkın sesiyle 

"ilginç bir kızsın"  çok güzel bir iltifat etmişti memnun ifadeyle

"biliyorum"ardından mirza ilk bana bakıp sonra arafa dönüp;

"sana katılıyorum "

" teşekkür ederim beyler" çaydan bir yudum daha aldım bunlar hayattan zevk almayı bilmiyorlar aç karnına içilen çayın keyfini alamamışlar keyifsiz herifler işte ne olacak.

"saat 18.00da seni almaya gelirim iddalı olmaya özen göster en önemlisi, o mavi gözlerine insanlar baktığında seni okuyamasınlar gece, ve asla sözümden çıkmıyorsun." sert sesle evet emir veriyordu hala ve ben sinirleniyordum;

E S A R E THikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin