Yüzüme vuran ışıkla yavaş yavaş gözlerimi araladım vücudumda ki morluklar yavaş yavaş geçiyordu ve sırtımda ki yara izinin de ağrısı az da olsa hafiflemişti, o günden sonra tam 2 hafta geçmişti ve bu süre zarfında mirza yanımda olmak için çabalıyordu ama ben onu umursamayıp arafın bana yardımcı olmasını istiyordum, antrenmanlara başlamıştık zorlanıyordum ama olması gerekti iyileşmemi hızlandıracağını biliyordum mirza ne kadar gönüllü olmasa da karşı çıkmayıp izin vermişti yataktan çıkacağım sırada kapı tıklatıldı ve hayriye abla kapıdan başını uzattı;
"kızım mirza bey kahvaltıya bekliyor."
"hazırlanıp geliyorum
hayriye abla kapıyı kapatınca yataktan kalktım banyoda ki rutin işlerimi hallettim, en son pansuman için yardım almam gerekiyordu anlaşılan , hızlıca banyodan çıktım ve giyinme odasına geçtim dar lacivert jean ve üstüne yarım salaş beyaz renkte bir kazak alıp kendimi zorlamadan giyindim, hayriye ablayı çağırmam gerekiyordu odaya girdim ve kapıya yöneleceğim zaman pencerenin önünde dışarı bakan mirzayı gördüm, ısrarla uzak durmuyordu benden;
"neden geldin."
"benim evim istediğim odaya girerim." Bu adamın Ukala tavırları cinnet geçirtmeme neden
"yorucu birisin" makyaj masasına oturdum ve saçlarımı taramaya başladım ne olursa olsun canlılığını koruması beni mutlu ediyordu.
"çıkarsan eğer hayriye ablayı çağıracağım pansuman yapmama yardım etmesi için mirza."aynadan bakarak söylemiştim yavaşça yaklaştı, tam arkamda durdu önüme aldığım saçları arkama attı,
"ben yaparım"oturduğum yerden hızlıca beni kaldırıp yatağa oturttu,
"hayır mirza gerek yok hayr-"diyecektim ki lafımı net bir şekilde keserek
" sus"
banyoya ilerledi çok sürmeden pansuman kutusuyla arkama geçti ve oturdu. Kazağımın kolunu yavaşça çıkardım ve işini kolaylaştırdım,"o gece dayımla babam bana bir mektup verdi onu aldın mı o odadan."elleri kasılmıştı ve yaramın acımasına sebep olunca tiz bir ses çıkardım
"evet aldım"
"bana verir misin onu aşağıya indiğimizde." ses çıkarmadı ve en son yarayı kremleyip üstünü kapatıp bantladı, usulca ona döndüm,
" vermeyeceğim oda anlaşmanın içinde olan bir mektup." üzülmüştüm ama bir kere hayır dediyse o hayır olduğu için ses çıkarmadım,
"anlaşma var mı ki mirza." gözlerim dolmuştu ve içimde söylemek istediğim her şeyi sanki gözlerim söylüyordu mirzaya, yanımdan kalktı ve kapıya yöneldi;
"tabi ki var gece ben seni babanın hayrına tutmuyorum burada o gece baban bana seni verdi ama benim derdim sen beni yanımdan gittiğinde tamamen özgür olman için ben kabul ettim farklı bir anlam çıkarma yaşananlardan, şimdi üstünü başını düzelt ve kahvaltıya in konuşacaklarımız var."
o kadar sert ve kesin bir dille konuşmuştu ki mutlu olmuştum hızlıca kazağıma koluma geçirdim ve içerden de beyaz ayakkabılarımı giyinip odadan çıktım merdivenlerden inerken ilk arafı gördüm ve birden bağırarak,
"o yine güzeliz hırçın kız" kahkahası bütün evi inletmişti sadece göz devirdim, mirza ise keyifli yüz ifadesiyle;
" o ne demek""abi dün gece ki antrenmanda yenildim ve inancın olsun bu kız herkesi yer." kahvaltı masasına yöneldim mirza şaşırmıştı ben de keyifli bir sesle
"hadi abartma gelin" o sırada masaya oturmuştum ve tabağımı dolduruyordum, mirzanın bakışları tenim içine girmek ister gibiydi,
"kendini savunmada yeteneğini nasıl geliştirdin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E S A R E T
Teen Fiction"Özgürlüğünle gurur duyma çünkü sen günahların esaretisin." Yağan kar şiddettini arttırıyor,uzun siyah saçlarıma tutunan kar tanelerinin sayısı çoğalıyordu.Sustum,sustu Sessiz kaos... Adımlarımı yavaşlatıp gökyüzüne baktım siyahın ve beyazın uyumu g...