26-DÛ DİLÉ BİRÎNDAR-|İKİ YARALI YÜREK|

1K 97 5
                                    

İyi okumalar 💐

______________________

"Öylesine muhtaçken sevginin gerçeğine AŞK'tan korkar oldu KIRGIN YÜREK'lerimiz.."

_______________________

Geçmişin anılarıyla doluydu heryer Muş'un her bir karışında izler vardı iki sevdalıdan neden bu kadar zor kavuşmuşlarken bu kadar kolay ayrılmışlardı neden ihanet edilmiş oyun yapıp iki sevdalıyı birbirinden ayırmışlardı, hadi bunlar bir oyundu kavuşma umudu varken neden hejar acı çeke çeke sevdiği kadına ihanet etmişti bunu bile isteye neden yapmıştı?

Bakın! Tüm suç yine bir neden sorusundaydı cevapsız soruların başlangıcıydı.. 'NEDEN?'

Boş sessiz karanlık soğuk ve ıssız bir odanın pencere kenarında murat köprüsünün geceye bıraktığı parlak ışıklarını seyreden bir adamdı o,

'Hejar Emiroğlu!'

"Beş para etmeyen bir adamsın sen hejar! Adının hakkını veriyorsun, sevdiğin kadını, herşeyi geçtim karını lan karını suçsuz yere ihbar ettin," dişlerini sıkması gözlerinden süzülen yaşların önünü kesmemişti öyle yaptıkça canı daha çok yanıyor boğazındaki düğüm gittikçe büyüyordu..

Derin nefes almaya çalışmıştı, çalışmıştı sadece pencereyi açıp başını dışarıya doğru çıkarıp derin nefes almıştı, aldığı nefes sanki ciğerlerine ulaşamıyor sadece kalbine acı veriyordu.

Odada yankılanan telefon sesiyle aramaya cevap verip kulağına yaklaştırmıştı telefonu ahizeden gelen iğrenç kahkaha dolu sesle kaşları çatılmıştı.

"Nasılsın hejar ağam?"

Dişlerini sıkarak sesinden iğrendiği adama cevap vermişti, "NE VAR ŞEREFSİZ?"

Telefondan gelen ses hejarı çileden çıkarmıştı.

"Niye öyle diyorsun hejar karını ölümden kurtardım ben! İnsan karısını kurtaran biriyle böyle çirkin konuşur mu?"

"ÖLDÜRECEĞİM SENİ ARÎ YEMİNİM OLSUN SENİ BULDUĞUM İLK ANDA KAFANA SIKMAZSAM BANA DA HEJAR EMİROĞLU DEMESİNLER SENİ ÖLDÜRMEZSEM YAŞAMAKTA BANA HARAM OLSUN!"

Gülerek konuşan adam arîydi bunları onlara yaşatan onlarca insanın hayatını mahveden aileleri yuvaları dağıtan adamdı kaçmayı başarmıştı.

"Bunu en son kardelende söylemişti sonuç! Sen hastanede kardelen hapiste! İnsanın sevdiğinin sevdiğine yaptığını düşmanı yapmaz derler doğruymuş! Hadi neyse hasta ziyaretinin kısası makbuldur!"

Konuşacağı sırada telefonun kapanma sesiyle susmuştu hejar yumruk yaptığı elini öfkeyle önündeki mermere indirmişti, elini vurmasıyla yarası acımış acıyla inlemişti.

Dolan gözleriyle göz kapaklarını yummuştu, yanağından süzülen yaşlarla gözlerinin önüne kahverengi perdeler düşmüştü, iri iri irisler uzun kirpikler kavisli kaşlar kemerli burun hafif dolgun dudaklar , bunlardı perdenin önündeki şaheserler kardelendi bu bahsedilen sevdiği kadındı, gözlerini hafifçe açan hejar cebinden çıkardığı fulara önce uzunca bakmış ardından burnuna götürmüştü, sevdiğinin kokusu yoktu artık üzerinde, uçup gitmişti beş yıl olmuştu kalır mıydı kokusu hiç! Avuçlarının içine düştüğü zaman dün gibi aklındaydı gözlerinin önünden gitmiyordu ki her burnuna götürdüğü zaman o an aklına giriyor burnunun direği sızlıyordu, yalvarışı kulaklarında çınlıyordu, yüzüne yaralarına dokunuşları her seferinde kalbini küle çeviriyordu.

KARDELEN HANIMAĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin