PİT BABE TÜRKÇE

BÖLÜM 11

"Oh, bunu benim için ayarlayacağını söylememiş miydin?"

Öğleden sonra yarış pisti bakım nedeniyle kapatıldı. İki genç sürücü boş zamanlarını her gün yaptıkları gibi dışarı çıkıp sürüş pratiği yapmak yerine evlerine kapanarak geçirmek zorunda kaldılar. Bu durum elbette Charlie gibi kendini olabildiğince çok pratik yapmak zorunda hisseden hevesli yarışçıları memnun etmedi. Bunun nedeni, ekibe katılmak için sınava girmesi gereken önemli günün yaklaşıyor olmasıydı. Zaman öldürmek söz konusu olduğunda Charlie çok huzursuz olurken, Babe hiç de endişeli görünmüyordu.

"Hayır, mavi olanı söyledim zaten. Ne demek istiyorsun, bana başka bir tane almamı mı söyleyeceksin? Şimdi nasıl değiştirebilirsin?" Kanepede uzanmış olan Babe duygusal bir ifadeyle konuştu. Bir süre önce, güzel Alfa en yakın arkadaşı Way ile telefonda konuşurken, Pit Babe'in peşini bırakamadığı yaşam ve ölüm konusu hakkında konuşuyorlardı. "Para hiç sorun değil. Sorun sadece tek bir renk kullanacak olmam. O kadar. Eğer başka renkler alırsan, kabul etmem. Anladın mı?"

Pit Babe'in bugün olduğu kadar ciddiye aldığı pek fazla şey yoktu. Bunlardan ilki, Charlie'ye araba kullanmayı öğretmek zorunda kaldığı zamandı. Bu durumda Babe her ayrıntıya dikkat ederdi, yoldaki lastik izleri bile onun için çok faydalı sayılabilirdi. Daha ciddiye alınabilecek diğer şeylere gelince...

"Böyle bir araba istiyorum" dediğinde. Bu, istediği modeli ve rengi almak zorunda olduğu anlamına geliyordu; alamamak diye bir şey yoktu. Hangi arabayı istiyorsa, onu almak zorundaydı.

Evet, hala arabalarla ilgiliydi.

Way ona daha önce hiçbir ayrıntı vermemiş olsa da, bunu duyduktan hemen sonra Babe onun her zamanki koleksiyonuna eklemek için yeni bir araba istediğini biliyordu. Yanlış tahmin etmediyse, Way'in Alan'ın evindeki partide diğerlerine gösterdiği şey muhtemelen buydu. Çok nadir bulunan bir arabaya benziyordu, Babe'in ona sahip olmak için bu kadar heyecanlı görünmesinin nedeni de buydu. Bunu o kadar çok istiyordu ki, telefonun diğer ucundaki kişiyi hiç umursamadan tehdit etmeye devam etti.

"Ama siyahı alırsanız, daha yüksek fiyata satılır. Ve çok kazanırsın." Way, bunun Pit Babe gibi şımarık bir veledin başına kolayca gelebilecek bir şey olmadığını bilmesi gerektiği halde Babe'i fikrini değiştirmeye ikna etmeye çalışıyordu.

"Yeniden satmakla ilgilenmiyorum. Onu saklamak için aldım." Babe, cazip teklifi tamamen görmezden gelerek cevap verdi. "Ve eğer iş gerçekten arabamı satmak zorunda kalacağım noktaya gelirse, ne kadara mal olursa olsun, umurumda değil."

"Ama Babe, bu yatırım için."

"Bu bir yatırım değil. O benim oğlum!"

"Çok inatçısın."

"Ve gerçekten seni dinleyeceğimi mi düşünüyorsun?"

"Ah, evet, beni dinlemiyorsun... Şimdi sadece Charlie'yi dinliyorsun." Way'in sesi alaycıydı.

"Bunun konuyla ne ilgisi var?" Babe kaşlarını hafifçe kaldırarak tarafsız bir şekilde bahsi geçen üçüncü kişiye doğru baktı. "Ben de onu dinlemiyorum. Onu bu işle ilişkilendirme!"

"Gerçekten mi?"

"Evet, ben Babe'im, beni dinlemesi gereken kişi o. Neyin var senin?!"

"Bunu söyleyenin sen olduğuna emin misin?"

"Konuşmaya devam et. Eğer bana itaat etmezse, ne yaparım biliyor musun?" Bacaklarının arasında önemli bir görevi yerine getirmeye niyetli olan uzun boylu genç adama bakarken muzaffer bir ifadeyle ağzının kenarından bir gülümseme kıvrıldı. "Onu cezalandıracağım."