PİT BABE TÜRKÇE

BÖLÜM 5/2

Charlie, rekabetin ona açık alanda antrenman yapmaktan daha fazla motivasyon ve tutku verdiğine inanıyordu. Bu yüzden bu gece Babe onu Gece Yarısı Yarışı'nda yeniden alevlendirmeye götürdü. Babe ikinci kez boşaldı ama Charlie hâlâ ilk seferki kadar azgındı.

Bu geceki atmosfer hâlâ canlıydı, belki de öncekinden bile daha canlıydı çünkü Babe'in Billy'nin grubuyla (Geceyarısı Yarışı ekibi gibi bir grup) konuştuğunu duymuştu ve bu gruba bugün birçok üst düzey insan da katılmıştı. Bu, birçok yarışçıyı ve yarışı seven insanları cezbetmişti. Ayrıca, bahis değeri de eskisinden çok daha fazla yükseldi.

Ama kim gelirse gelsin, Pit Babe gibi bir numarayı rahatsız etmesi pek olası değildi. Lüks arabasının kaputuna yaslanmış, kayıtsızca oturuyordu. Babe, kendisini karşılamaya gelen birçok insanla mutlu bir şekilde sohbet etti. Bu sırada Charlie arabada oturmuş diğer insanlara bakıyordu, çünkü Babe onun insanların gözleri önüne çıkmasını istemiyordu, oysa artık herkes ünlü Pit Babe'in yanına hep aynı genç adamı aldığını biliyordu.

"King bugün stadyuma gelecek mi?"

Babe saha arkadaşlarından biriyle şakalaşırken, aniden biri konuştu. Uzun boylu bir adam stadyumun etrafında toplanmış insan kalabalığının arasından sıyrılıp Babe'e doğru yöneldi, gözlerini en başından beri ona diktiği her halinden belliydi.

Babe rahat bir ifadeyle, "Biraz boş vaktim vardı, o yüzden yapacak bir şeyler aramaya geldim," diye cevap verdi. Bu kişinin kim olduğunu biliyordu. Ve bu kişiyi burada gördüğüne oldukça şaşırmıştı. Çünkü hatırladığı kadarıyla en son muhtemelen 5-6 yıl önce karşılaşmışlardı. "Seninle burada karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim."

"Bu doğru mu?" Yeni gelen adam usulca gülmeden önce kaşlarını kaldırdı. "Ama seni görmeye bilerek geldim."

"..."

"Pit Babe..."

Yeterince şey görmüştü. Onunla tanışma niyeti olmasaydı, bu kişi kesinlikle bir daha bu bölgede görünmeyecekti, yıllar önce konumunu kaybetmişti

"Vay canına, beni gerçekten özlemiş olmalısın." Babe sevimli bir yüz ifadesi takındı ama sonuç adamı daha da sinirlendirdi. "Ama buradaki insanların seni özleyip özlemeyeceğini bilmiyorum. Şimdi adın ne?"

"..."

"Japonya mı? J2? Jetri?" dedi ünlü yarışçı, başını öne eğerek ve parmaklarını sayı saymayı öğrenen bir çocuk gibi sayarak. "Hey, öyle bir şeye benziyor, değil mi?"

"Sen..."

"J-Six?"

"..."

"Evet, J-Six bana yenildiğinde kullandığın isimdi, değil mi?"

Sorun aramaya niyetlenen insanlar sonunda sorun bulurlar. Adam sadece güldü çünkü Babe tarafından utandırılmaktan rahatsız olmuştu. Charlie arabada oturmuş olayı izlerken, sanki bir şey olursa Babe'in yanına koşmaya hazırlanıyormuş gibi arabanın kapısını tuttu ve gerekirse hemen yanına gidecekti.

"Oh, buradaki insanlar bile hatırlamayacak. Beni net bir şekilde hatırlayan en az bir kişi var."

dedi uzun boylu genç adam yüzünde alaycı bir ifadeyle. Bu adamın adı Six. Sektörde çoğu yarışçının bildiği ismiyle J-Six, bu kişi 6 yıl önce çok ünlü bir yarışçıydı, hiç yenilmeyen bir numaralı kişi olduğu söylenebilirdi. Herhangi bir alanda yarışmak, yarışmacıların daha başlamadan fikirlerini değiştirmelerine neden olur çünkü yarışmak zorunda olmasalar bile kimin kazanacağını bilirler. J-Six, Kral unvanını en uzun süre elinde tutan kişi olarak bilinene kadar rekorları toplamaya devam etti. Bu üst üste 7 yıl boyunca gerçekleşti. Ne yazık ki, bu rekor 6 yıl önce sektörde yeni bir yıldız doğduğunda kısa sürdü. Yükselen yıldız, yarışmalara katıldığı ilk yıl yedi kez kral olan J-Six'i yenerek o yıl hakkında çok konuşulan bir konu haline geldi. Ve bugün hala ünlü yarışçılar konusu açıldığında sık sık tartışılan bir efsane olarak kabul ediliyor.