1

878 51 42
                                    

Lee Minho : Çilek 🍓 , Omega
Han Jisung : Toprak 🌾 , Alfa

Bang Chan : Manolya 🌺 , Omega
Hwang Hyunjin : Okyanus 🌊 , Alfa

Seo Changbin : Mimoza 🌸 , Omega
Yang Jeongin : Sandal Ağacı 🌲 , Alfa

Lee Felix : Kiraz 🍒 , Omega
Kim Seungmin : Misk 💎 , Alfa

Lee Minho arkadaşlarıyla kalacağı eve doğru ilerliyordu. Yorgun ve bitkin bir şekilde kafasındaki düşüncelerle boğuşuyordu. Babasına bundan sonra arkadaşlarıyla kalmak istediğini söylemişti ve beklediği tepki kesinlikle bu değildi.

Babası izin vermişti.

Tamam, izin vereceğini zaten biliyordu ama anında izin vermesini de beklemiyordu. Babasının ondan bir şey sakladığı belliydi.

Gideceği yere varmak için yanından yürüdüğü duvardan sağa döndü ama yere bakarak yürüdüğünden karşısından koşarak gelen adamı fark etmeyerek yere düştü. Adam sarsılsa da dengesini korumayı başarmıştı.

"Aptal mısın? Önüne bakarak yürümen gerektiğini bilmiyor musun?"

Adamın sinirli sesiyle birlikte narin omega görünümünden hırçın omegaya geçiş yapmıştı bile. Hızla yerden kalktı ve işaret parmağını kaldırıp karşısındaki alfanın güğsüne vurarak sinirle konuştu.

"Asıl sen aptal mısın? Ben önüme bakarak yürümüyordum belki ama sen de önüne bakmıyordun belli ki. Neden şimdi özür dileyeceğin yerde bana hakaret ediyorsun?!"

Önündeki alfa sabır dilermişçesine ellerini alnının iki yanına koyup kaşları çatılı bir şekilde gözlerini kapattı.

"Tanrım... Bu nasıl bir çene böyle! Susmak nedir bilmez misin sen?"

Omega duyduğu sözlerle birlikte daha da sinirlenmiş ve yere düştüğü için tozlanan eteğini silkerek alfanın yanından geçip eve doğru ilerlemeye devam etmişti. Tabii bunu yaparken söylenmemiş olması imkansızdı.

"Salak bir alfa işte! Çok konuşuyorum yani öyle mi?! Sen çok konuşuyorsun asıl! İğrenç alfa, pis alfa..."

Arkasında ve biraz uzağında olan alfanın onu duymayacağını düşünse de unuttuğu şey bağırarak konuştuğuydu. Alfa söylediği her şeyi duyup sinirlense de gecenin bir vaktinde geveze bir omegaya daha fazla dayanamayacağını bildiğinden hızla o sokaktan ayrıldı.

Minho hala sinirli bir şekilde içeride arkadaşlarının olduğunu bildiği evin kapısını çaldı. Öyle sert çalmıştı ki arkadaşları bir sorun olduğunu anlamışlardı bile.

Kapı açıldığı gibi içeri giren Minho söylenmesine devam ediyordu. Bu yüzden içerideki bedenler ne olduğunu merak ediyorlardı açıkçası.

"Aptal, aptal işte! Gecenin bir vaktinde sinir etti beni ya!"

Chan grubun ebeveyni olduğundan hemen Minho'nun yanına gitmiş onu sakinleştirmeye çalışmıştı.

"Çileğim, ne olduğunu anlatmak ister misin? Baban mı bir şey yaptı?"

Minho Chan'ın ilk kelimesinden sonra ona aşık aşık balmaya başlamıştı bile. Herkes onun bu haline gülerken Chan da gülümsemişti. Arkadaşlarını tek kelimesiyle bile rahatlatabilmesi onu mutlu ediyordu.

"Gerizekalı bir alfaya çattım gelirken! O kadar sinir etti ki beni, anlatamam! Geveze dedi bana bildiğiniz ya! O kadar da konuşmuyorum bir kere! O konuşuyor, ben değil. Bana çarpan da kendisiydi. Benim bir suçum bile yok!"

Hate - LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin