25

153 24 21
                                    

Hyunjin'in söylediklerinden sonra Chan gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Nane kokulu alfa onun burada kalmasının kendisine zarar vereceğini düşünerek olduğu yerden kalktı.

"Şimdi gitmem gerek. Yarından itibaren bu okuldayım. Ara ara buluşalım böyle." geldiğinden beri ilk defa bu kadar ciddiydi.

"Ne ara arası! Her zaman gel. Herkes seni çok sevdi." dedi Jisung samimi bir şekilde. Minho da sevdiği çocuğu onayladı.

"Herkes olduğunu pek sanmıyorum." diye mırıldanarak Hyunjin'e baktı. Onlar konuşurken yanlarına gelen kızın omzuna atmıştı kolunu.

"Beni uğurlamak istemez misiniz minik omega? Hem belki bir öpücük de verirsiniz?"

Chan hemen yanında sevdiği çocuk kızın biriyle flört ederken ayağa kalkıp güldü. Acı bir gülüş olsa da belli etmek istemeyerek Wooyoung'un elini tutup "Siz istersiniz de ben kırar mıyım yakışıklı alfa." dedikten sonra nane kokulu alfanın koluna girdi. İkili çardaktan uzaklaşırken Hyunjin de kızın omzuna attığı elini yumruk haline getirdi. Ne öpücüğünden bahsediyordu bu alfa bozuntusu?

"Hiç öyle bakma!" dedi ve çardaktan çıktı Minho.

"Bence de. Her neyse, şimdi ne yapıyoruz arkadaşlar?" diye sordu Jisung. Öğle arasındalardı ve gerçekten canı fazla sıkılıyordu.

"Seungmin ile okulun yakınlarındaki bir kafeye gidecektik. İsterseniz siz de gelin." diyerek davet etti Felix. Seungmin de kafasını sallayarak onayladı. Minho ve Chan'ın bunu kaçıracak olmaları pek bir şey ifade etmezdi. Hatta onları büyük bir dertten kurtarmış olurdu. Aida denen kız hala buradaydı ve gitmeyecek gibi görünüyordu.

Herkes bu fikri onaylarak oturdukları yerden kalktı.

O sırada Wooyoung omegayı kurtardığının bilincinde sırıtıyordu. Minho da hemen arkalarındaydı. Wooyoung gitmeden önce ona kaş göz hareketiyle peşlerinden gelmesini söylemişti.

"Gerçekten teşekkür ederim nanem. Sen olmasan oradan çıkmak için bir bahanem olmayacaktı."

Wooyoung sırıtarak yanındaki bedenin omzuna kolunu attı.

"Artık feromonumla da seslenebiliyorsun yani... iki günde başardım bunu!"

İki omega da onun bu sevincine gülerek yarın görüşecekleri hakkında bir şeyler geveledikten sonra alfayı uğurlamışlardı.

"Üzülme Chan hyungum... illaki bir şeyler hallolacak ve mutlu olacağız, tamam mı?"

Hyungu onu onaylayınca ona sarılmış daha sonra sınıflarına gitmişlerdi.

Eve gitme vakti gelmişti artık. Herkesin sırtında çantaları vardı ve evlerinin yolunda ilerliyordu. Chan o gün sahile gitmek için arkadaşlarından ayrılmış, arkadaşları onunla gelmek istese de o yalnız kalmak istediğini söyleyerek onları ekmişti.

Yol boyunca neden bu kadar depresif olduğunu düşündü. Yani bundan birkaç gün önce Hyunjin'den haz etmiyordu bile. Şimdi bir omegayla yakın olması onu ilgilendirmemeliydi.

"Evet, belki de ettiği iltifatlar yüzünden ona aşık olduğumu düşünüyorumdur. Zaten bunun başka bir açıklaması da olamaz."

Kendi kendine konuşarak istediği sahil kenarına geldi. Denize yakın ama dalgaların sürüklediği suyun kendisine ulaşamayacağı bir mesafede bir yere geçti ve oturdu. Dakikalarca dalgaların hareketini izledi. Dikkatini hiçbir şey bozamadı.

Ta ki o ana kadar.

Aida'nın kahkahalarının yanında başka tanıdık bir kahkaka sesini duyana kadar yani. Döndü ve o tarafa baktı. Hyunjin yanındaki omegayla birlikte güle eğlene kendisine birkaç metre uzaklıkta bir yere oturdu. Bu saniyede işte Chan'ın gözleri dolu dolu oldu. Gözlerini denize çevirdi tekrar.

Hate - LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin