26

203 32 33
                                    

İki hafta geçmiş Wooyoung, Chan'ın alfadan uzak durduğunu fark ederek ona ne olduğunu sormuştu. Omega olan her şeyi naneye anlatınca alfa sinirle doldu. Sırıtarak hemen yanında duran omegayı kucağına çekti. Minho da onların yanında Wooyoung'un ne yapmaya çalıştığını anlamaya uğraş veriyordu.

Chan şaşkınca bakarken Minho anladığı şeyle birlikte sırıttı. Hyunjin naneye sinirle bakıyordu.

"Neden bir anda böyle bir şey yaptın?" diye soran manolyayla onu kendine çekerek yüzlerini yakınlaştırdı. Chan aniden gelen hamleyle şaşkınlığını arttırdı.

"Benim size anlatmam gereken bir omega var ve o burada. Bana neler yaptığını bir bilsen." diyerek dudaklarını büzdü. Chan kıkırdayarak dudaklarına işaret parmağının ucuyla vurdu.

Minho resmen ikilinin flört edişini izliyordu. Gözlerini devirdi. Evet sevdikleri kişilerden bahsederek flört etmeleri ayrı bir kafaydı.

"Buraya geliyor."

Minho'nun konuşması ile bahsedilen kişinin yanlarında bitmesi bir oldu.

"Wooyoung?" tarçın kokulu omeganın konuşması nanenin gözlerini kucağındaki bedenden çekmesini sağladı. Hyunjin de uzaktan ne olduğunu izliyordu. Sinirden kafayı yiyecekmiş gibi görünüyordu.

"Efendim San?"

Alfa kendisine ilk defa ciddi bir şekilde yaklaşıyordu. Bu omegayı kırsa da şaşırmasına engel olamamıştı.

"Bugün buluşacak mıyız diye soracaktım ben. Yani sen dün öyle söyledin ya." dedi utanarak. Yanlarındaki çilek kokulu omega sırıtarak onları izliyordu ve bu San'ı fazla germişti.

"Ah, evet o konu… Chan da onunla takılmamı istiyor ama…" diyerek kucağındaki omeganın belini sardı.

"Sorun değil nanem. Sen omegayla git olur mu? Ben de eve gider ders çalışırım." dedi gülümseyerek. Asla buluşmak gibi planları yoktu ama arkadaşını bu yolda yalnız bırakamazdı.

Chan, Hyunjin onları duyabileceği bir mesafeye gelerek arkasında kaldığı ve Minho'nun tek kişiden bahsettiğini sandığı için sadece omeganın geldiğini düşünüyordu. Ancak Hyunjin arkasında bir anda konuşunca yutkundu. Aklına o gün yaşanan sahneler gelince ne yapacağını bilemedi. Eli ayağı birbirine dolandı.

"Ben seni eve götürürüm omega. Çıkış vaktinde beni bekle."

Minho kaşlarını çatarak alfaya baktı. Cidden bazen şu alfaları öldürmek istiyordu.

"Hayır, bizimle gelebilir kendisi. Her zaman olduğu gibi. Endişelenme sen." dedi Minho ve omegayı alfanın kucağından kaldırarak ona döndü.

"Görüşürüz yakışıklı alfa."

"Görüşürüz güzel omega."

Minho'ya güzel omega, Chan'a ise minik omega diyordu alfa. Bu onların artık ağızlarına yuva yapmıştı resmen. Sadece birkaç gündür beraberlerdi oysaki. İsimleriyle seslenseler daha garip bir ortam olacağı bariz belli bir şeydi.

Birbirlerine gülümsedikten sonra ikili oradan uzaklaştı. Geride kıskançlıktan deliren iki beden ve onların surat ifadesinden delicesine keyif alan nane kokulu bir alfa bırakmışlardı.

Hyunjin kafayı yiyecek gibi hissediyordu. Gerçekten en sonunda bu omega onun ciddi bir kavgaya karışmasına sebep olacaktı. Haberi yoktu ama durum maalesef buydu.

Omeganın güzel ve çekici bir aurasının olduğu doğruydu. Herkesi tatlı dilli konuşmasıyla avucunun içine bile alabilirdi. Fakat bazı insanlar vardı ki bunlar kalplerinde fesatlık, sapıklık ve kötülük saklıyorlardı. Bu insanlara denk gelen her kim olursa olsun arkasından fahişe tarzı cümleler çok duyulurdu. Bunu yaptıkları bir kurban da Chan'dı işte. Tek bir farkı vardı ve bu da Chan hakkında daha kötü şeyler söylemeleriydi.

Hate - LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin