22

199 32 30
                                    

"Böyle oldu işte." diyerek kantinde oturup ağzındaki çikolatalı sütün pipetiyle arkadaşlarına bakıyordu.

"Hyung sen ne zaman aşık oldun bu çocuğa? Ben orayı kaçırdım."

Jeongin'in söylediği şeyle büyük olan ona döndü.

"Geçen gün peşimi bırakmadığını söylüyordum. Sonra bir anda bana iltifat etti. Bilmiyorum ama fark ettiğim anda bu şekilde davranması… hazır şimdi çok ilerlememişken ben kendime engel olayım." dedikleriyle beraber sadece kafa salladı diğerleri. Felix başından beri ikiliyi shipleyen biri olarak bunu istemese de nedense Hyunjin'in hyungunu çok üzeceğini düşünüyordu.

Belki de haksız değildi.

Dört arkadaş hala konuşurken ne yapacaklarına karar vermeye çalışıyorlardı. Bir anda kantine giren havalı adamla birlikte bütün gözler Minho'yu bulmuştu. Herkes onların oturduğu masaya ilerleyen endamlı adamın Minho'nun babası olduğunu düşünmekte kesinlikle haklıydı.

"Minho." Taehyung kalın sesiyle omega oğluna seslendiğinde yıllardır bunu yapamamanın verdiği eksiklik gözlerini dolduruyordu.

"Ne işin var burada? Senin yüzünden bütün okul benim hakkımda konuşuyor. Neden peşimi bırakmıyorsun?" insanların onları dinlediğini göz önünde bulundurarak sakince cevap verdi omega.

"Lütfen benimle pazar günü konuş olur mu? Babana anlattım, neden sizi bırakmak zorunda kaldığımı söyledim ona. Eğer sen de dinlersen aramızı düzeltmek için birkaç adım atmış olacağım. Lütfen bebeğim…"

Minho dolu gözleriyle baktı karşısındakine. Geçen gün onunla fazla sert konuşmuştu ve merak ediyordu. Neden bırakıp gitmişti bababasını, onu?

"Peki."

Onun onaylamasını beklemiyor olacak ki şaşkınlıkla bir kahkaha atıp sarılmak için birkaç adım attıktan sonra aklına gelenle durmuş ve gözleri dolu bir şekilde Minho'ya kollarını uzatmıştı. Onun gibi gözleri dolan beden de kafasını hafif hafif salladı.

Taehyung aceleyle Minho'nun oturduğu yere doğru ellerini uzattığında Minho da ayağa kalkarak sıkı sıkı sarıldı babasına. Henüz kabul etmek istemediği babasına…

Arkadaki üç beden arkadaşlarının alfalara karşı nefret beslemesine sebep olan adamın geldiğinden beri Minho'da büyük bir etkiye sahip olduğunu görüyordu.

Minho gizlice gözyaşlarını silmiş, daha sonra da babasından ayrılmıştı.

"Yeter, git artık."

Her ne kadar etrafındakiler sert konuştuğunu düşünse de Taehyung da dahil olmak üzere onu tanıyan herkes aslında ağlamamak için bunu yaptığını bilirdi.

"Tamam! Tamam güzelim gidiyorum."

Arkasını döndüğü gibi kendisine sert bakışlar atan alfayı o anki mutluluğuyla kafaya takmayarak Yoongi'nin odasına gitmeye başladı.

"O kimdi Minho?" Jisung'un sert sesine rağmen Minho'nun karnındaki kelebekler durmamış uçuşmaya başlamıştı.

"Babam…" bunu söylemek onun için ne kadar zor olsa da alışacaktı, alışmak zorundaydı.

Jisung'un sert bakışlarının yumuşadığını fark eden Chan Hyunjin'e sövmeye başlamıştı.

"İlgili ilgili davranıyor, seviyor zannediyorsun…. Onun ilgisi de sevgisi de başka bir omega gelene kadarmış."

İçinden söylediklerini yutarak Jisung'a odaklandı. Sanıyordu ki Jisung da omegaya yanıktı.

"Ne dedi sana? Rahatsız mı etti seni?" Jisung'un endişeli bir şekilde sorduğu sorulara kıkırdadı Minho. Kafasını iki yana sallayarak onu reddetti aynı zamanda.

Hate - LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin