13

254 29 17
                                    

O günden sonra Jeongin Changbin'den kaçar olmuştu. Changbin için hava hoştu. Zaten alfanın kendinden uzaklaşmasını istiyordu. Ancak diğeri için aynı durum söz konusu değildi. Omeganın yanına yaklaşan herhangi bir alfa ile sinirden kuduruyor, sanki özellikle yapıyormuş gibi onlara iyi davranan omega ile çıldırıyordu. Yine de omegaya dediği cümlenin utancını yaşıyordu. Bu yüzden asla yanına gitmemişti ya da Changbin geldiği gibi sınıftan kaçar olmuştu.

"Siz ikiniz cidden salaksınız." dedi olumsuz anlamda kafa sallayan Hyunjin.

"Aşıksınız işte! Ne diye bu dert?"

Jeongin okyanus kokulu alfaya hızla döndü. Ne aşkından bahsediyordu bilmiyordu. O aşık falan değildi.

"Ne saçmalıyorsun tanrı aşkına?" tepki Seungmin'den gelmişti. Jeongin kafasını sallayarak onu onayladı.

"Yok öyle bir şey."

Hyunjin göz devirerek Jisung'a baktı. O bile buna inanmış gibi görünmüyordu ama bir şey demediler. Sadece ne olacağını merak ediyorlardı. Onlar kendilerine düşen görevi yaparak arkadaşlarının hislerine açıklık getirmeye çalışmışlardı. Gerisi onlardaydı. Artık pes ediyorlardı. Özellikle de Hyunjin.

"Siz nasıl isterseniz öyle olsun. Biz sizi uyardık. Bundan sonra omegaların kalbini kırarsanız sadece siz uğraşırsınız." dedi Jisung.

"Öyle bir şey yok dedik işte, zorlamayın." Seungmin'in bıkkınca ancak emin olamayan konuşmasına karşılık Jeongin de diğer iki arkadaşına göz devirdi.

"O omegadan nefret ediyorum. Aşk falan bize göre değil."

Jisung onlara karşı göz deviren arkadaşına alayla baktı. Söylediğine inanmıştı. Kesindi de zaten.

"O yüzden mi her sinirlendiğinde yanında o omeganın olmasını ve sana 'mimoza' feromonlarını yaymasını istiyorsun ve bunun için her şeyi yapıyorsun?"

Hyunjin kahkaha atarak baktı sinirlenen arkadaşına. Bu iki gerzeğin akıllanacağı falan yoktu.

"Sadece o an ne istiyorsam onu yapıyorum. Yoksa bana ne kokusundan, iğrenç kokuyor zaten."

"Sus istersen." dedi zoraki bir gülümseme ile Jisung.

"Hayır, burada size gerçekleri anlatıyorum işte. Sevmiyorum o omegayı ya da kokusunu. Çok kötü kokuyor." diyerek yüzünü buruşturdu.

Unuttuğu bir şey vardı ama… kantinin hemen ortasındalardı, yüksek sesle konuşuyorlardı ve çoğu kimse onları duyuyordu. Aynı Changbin'in de duyduğu gibi.

"O günkü gibi saçmalayacağına bunları söyleseydin keşke." diyerek ifadesiz suratıyla baktı omega ve sadece kafasını iki yana sallayarak geçip gitti.

"Sana sus diyorum değil mi?"

"O günkü gibi derken?"

Jeongin bıkmışlıkla daha fazla dayanamayarak derin bir nefesi ciğerlerine çekti ve gözlerini kapatarak kendine gelmeye çalıştı. Koskoca kantinde gerçekten tam olarak merkeze mi oturmuşlardı? Kafayı yiyecekti.

"Sana soru soruyoruz." dedi Seungmin ve Jeongin onlara anlatamadığı olayı anlatmaya başladı. Gözlerini kaçırıyor ve yaptığı her şeyi eksiksiz bir şekilde anlatıyordu. Arkadaşları onun dediklerine karşı bazen kaşlarını çatıyor, bazen ne tepki vereceklerini bilemiyor, bazen de gülümseyecek gibi oluyor ama sonra arkadaşlarının yaptıkları geliyordu akıllarına ve gülümsememeyi tercih ediyorlardı.

"Yani kısaca Minho bize yine öldürecekmiş gibi bakacak öyle mi?" dedi bıkkınlıkla.

"Konumuz o çatlak omega değil Seung! Neler yaşanmış da anlatılmamış ulan!" Jisung'un tepkisine Hyunjin de katıldı.

Hate - LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin